Doğu Garajı semtindeki halk pazarının yıkılmasının ardından, mart ayında bir inşaat şirketinin çok katlı iş merkezi inşaatında temel kazısı sırasında ortaya çıkan tarihi kalıntılar, Antalya'nın antik tarihini simgeleyen Attaleia Antik Kenti'nin bu güne kadar bilinemeyen geçmişini ortaya serdi. Bergama Kralı II. Attalos tarafından kurulan ve tarihte "Attalos Yurdu" anlamına gelen Antalya, tarihi kalıntılar ve antik kentlerle dünyanın önde gelen kültür kentleri arasında yer alırken, bir iş makinesinin kepçesi, şehrin en merkezi ve yoğun noktasında tarihin gizli kalmış bölgelerinden birinin keşfini sağladı. İş merkezinin temel kazısı alanında Antalya Müzesi'nin yaptığı araştırma ve kurtarma çalışması, Attaleia Antik Kenti'nin doğu bölgesi nekropolünün bulunmasının yolunu açtı. Antalya Müzesi'nce mart ayından bu yana sürdürülen kurtarma çalışmaları Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Üniversitesi tarafından desteklenirken, 11 arkeolog, öğrenciler ve 19 belediye işçisinin görev aldığı kazılarda her gün yeni bir eser bulunuyor.
Onlarca mezar ortaya çıktı Antalya Müzesi Müdürü ve Nekropol Kurtarma Kazısı Başkanı Selahattin Aksu, Attaleia Antik Kenti'ne ait nekropol vetarihi kalıntıların 20 dönüme yayıldığını belirterek, uzman bir ekiple geniş alanda çalışma yürüttüklerini bildirdi. Yol seviyesinin 4.5 metre kadar altındaki mezarlarla antik kentin en büyük nekropolünün ortaya çıktığını kaydeden Aksu, "Kazılarda Attaleia Antik Kenti'nin en büyük mezarlığı bulundu. Antalya'nın en eski tarihini biz hep M.Ö.2. yüzyıl olarak düşünüyorduk. Nekropol alanında ortaya çıkan buluntularla M.Ö.200-300'lü yıllara kadar indik" dedi. Aksu, nekropolde şu ana kadar 134 mezarın açıldığını ve gömülen yüzlerce insanın kemiklerinin bulunduğunu ifade etti.
Adli Tıp Kurumu da inceleyecek Aksu, açılan mezarlardan yüzlerce insan kemiğinin yanı sıra toplumların geleneklerine göre yanlarına bırakılan cam ve toprak testilerle bronz sikkeler gibi onlarca tarihi süs eşyasının da elde edildiğini dile getirdi. Elde edilen tüm buluntularla mezarlarda envanter çalışmasının ardından temizlik, restorasyon çalışmalarının yapılacağını belirten Aksu, insan kemiklerinin de gömülenlerin cinsiyetleri, yaşları ve ne tür hastalıklar yaşadıklarına ilişkin antropolojik tespitler için ileri süreçte Antalya Adli Tıp Kurumu uzmanlarınca inceleneceğini söyledi. Müze Müdürü Aksu, kurtarma kazılarının ve restorasyonun tamamlanmasının ardından hazırlayacakları projeyle nekropolün açık sergi alanına dönüştürülmesini planladıklarını kaydetti. Aksu, "Nekropolü açık sergileme alanı yapmayı planlıyoruz. Elde edilen insan kemikleriyle buluntuların imitasyonları yapılacak ve ölenler mezarlardaki orijinal duruş pozisyonlarına göre sergilenecek. Çevresinde iş merkezi yapılsa bile insanlar burada Doğu Garajı Seksiyonu adı verilecek antik bölgenin varlığını yakından görebilecek. Türkçe ve İngilizce çevirilerle yerli ve yabancı turistlere alanın tanıtımı yapılacak" dedi. Aksu, orijinal tarihi kalıntılar ve insan kemiklerinin, incelemelerin ardından Antalya Müzesi'nde sergileneceğini bildirdi.
3 metreyi bulan oda mezarlar Öte yandan, 20 dönümlük nekropoldeki kazılarda çok önemli ve ilginç mezar tiplerine de rastlandı. Basit sandıklı mezarların yanı sıra çoklu ölü gömme ve yakma geleneğinin uygulandığı 3 metreyi bulan taş kapıyla kapatılmış oda tipi mezarlar da ortaya çıktı. Kazı Alanı Sorumlusu Arkeolog Aynur Tosun, eski uygarlıklarda özellikle aile bireylerinin yan yana ve üst üste aynı mezarlara konulduğunu, kazılarda çoklu gömme geleneğini bir kez daha ortaya çıkaran yüzlerce insan kemiği bulduklarını bildirdi. Antik dönemde, ölen kişilere hediye olarak süs eşyaları, sikke ve takıların yanı sıra toprak tabaklarda hayvan etinin de sunulduğunu dile getiren Tosun, açılan mezarlarda kuş olduğu sanılan hediye hayvanların kemiklerinin de bulunduğunu söyledi. Nekropol alanının, günümüzden 2 bin 300 yıl önce de Antalya'da bir çok medeniyetin yaşadığını ortaya koyduğunu anlatan Tosun, mezarlara konulan hediyeler arasında deniz kabuğu, yengeç parçaları, zeytin çekirdekleri, o dönemde spor yapanların kullandığı küçük demir aletlerin de bulunduğunu bildirdi. Kentin tanınmışlarından olduğu düşünülen bazı kişilerin lahit mezarlarında ise yazılı sunakların bulunduğunu bildiren Tosun, okunması tamamlanan yazıtların birinde, mezar soyguncularına yönelik bir uyarının görüldüğünü söyledi. Tosun, antik dönemde mezarlara değerli süs eşyası koyma geleneği nedeniyle çok fazla soygun yapıldığına da dikkat çekti. Tosun, okunması yapılan bu sunaktaki yazıda, "Boides oğlu Aurelios Polykhronios, bu lahidi kendisine ve akrabalarına yaptırdı. Eğer birisi açarsa, imparatorun hazinesine ceza ödeyecek" sözlerinin yer aldığını bildirdi. Kış aylarında da devam etmesi planlanan nekropol kazılarında, yağmura karşın sera örtüleriyle koruma yönteminin kullanılacağı öğrenildi.
İlgili haberler:'Andriake Antik Kenti' gün ışığına çıkıyor