Batman'ın Kozluk ilçesine bağlı Yeniçağlar (Zilan) Köyü'nde Cuma günü önce sulama kanalına düşen ve yoğun bakımda tedavi gören 16 yaşındaki İsa Üke, Pazar gecesi hayatını kaybetti. Köyünde toprağa verilen Üke'nin ölümünde ihmal iddiaları olduğu öne sürüldü ve bu olay TBMM gündemine de taşındı.
Üke'nin yaşadığı Zilan Köyü dahil, Kozluk'un birçok köyüne yirmi gündür su verilmiyor. Su kesintisinin nedeni ise biriken elektrik borçları nedeniyle içme suyu şebekesinin deposundan köye su dağıtan dinamolarının enerjilerinin kesilmesi.
Batman'ın Kozluk ilçesinin Yeniçağlar Köyü ve Bacak mezrası ile Karpuzlu, Samanyolu, Dövecik, Parmakkapı, Taşlıdere ve Eskice köyleri, Dicle Elektrik (DEDAŞ), "ödenmeyen borçları" gerekçe göstererek, içme suyu sağlayan şebeke pompalarında elektrik kesintisine gitti ve bu köylerde, 23 Haziran'dan bu yana içme suyuna erişim sağlayamıyor.
Yapılan kesintiden yaklaşık 5 bin insan ve binlerce hayvan etkilenmiş durumda. Köylüler, su ihtiyacını Batman Sol Sahil Sulama Birliği'ne bağlı sulama kanalından temin etmeye çalışıyorlar.
İsa Üke'nin kuzeni Gülistan Sönük, BBC Türkçe'ye konuşarak yaşananları anlattı.
Kuzeni İsa'nın arpa harmanından döndükten sonra evde su olmadığı için yıkanamadığını, iki arkadaşıyla su kanalında temizlenmek isterken ayağının kayarak kanala düştüğünü söyleyen Gülistan şunları aktardı:
"Köyün yakınında dört metre derinliğinde su kanalı geçiyor. Köylerde su kesik olduğu için köylüler kanaldan eve su taşıyor, İsa da arpa harmanındaymış. Patozdan sonra samanlar insanın vücuduna yapışır, yakar, yıkanmadan geçmez. Arpa patozda samandan ayrıştırma işleminden sonra vücuduna yapışan samanı temizlemek için yıkanması gerekmiş. Evde su olmadığını bildiği için, iki arkadaşıyla su kanalına giderek yıkanmak istemiş. Yüzme bilmediğinden, suyun sığ olduğu bir yerde kanala girmiş, ayağı kayıp kanala düşmüş. Sudan çıkardıklarında yarı ölüymüş zaten."
Gülistan, 2013 yılından itibaren biriken elektrik borçları nedeniyle köylülere kabarık faturalar kesildiğini ve çok yüksek meblağdaki borcu ödeyemeyen köylünün susuzlukla cezalandırıldığını öne sürdü.
Susuzluk nedeniyle köylülerin yaşadığı mağduriyet ise farklı boyutlarda devam ediyor. Özellikle ev kadınlarının iş yükünün arttığına dikkati çeken Gülistan, insanların arabalarla eve su taşıdığını, arabası olmayanların da taşıma yöntemiyle evlerine su götürdüklerini söyledi.
Köy sakinlerinden Ali Yücel ise, köyde üç aile yaklaşık kırk nüfusun karantinaya alındığını söyledi. Suya en çok ihtiyaç duyulan bu dönemde, "çoluk çocuk evde sussuz halde karantinada olduklarını" söyleyen Yücel, İsa'nın ailesi ile komşu.
"Çok üzücü bir olay, karantinadayız diye taziyesine de gidemiyoruz" diyen Ali Yücel, DEDAŞ'ın elektrik kesintisiyle köylülere zulmettiğini savundu.
Yücel sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yaz günü hepimiz perişan haldeyiz, milyonlarca lira borç yazıldı, ödeyecek durumda değiliz, borç ödenemeyince de köyümüze su veren kuyuların dinamsonun elektiriğini kesmişler. İnsanlar Batman Barajı'ndan gelen su kanallarından içme suyunu temin etmek zorunda kalıyor. Yüksek ateş, bağırsak enfeksiyonu gibi rahatsızlıklar nedeniyle bizi karantinaya aldılar ama ben rahatsızlığın koronadan değil, kanallardan aldığımız sağlıksız suyu tüketmekten kaynaklandığına inanıyorum. Karantinadayız diye çıkamıyoruz, akrabaların yardımı ile kanaldan taşınan suyla ihtiyaçlarımızı gideriyoruz, perişan bir haldeyiz."
İsa Üke'nin, köyde kanala düşerek ölen altıncı kişi olduğunu söyleyen Ali Yücel, 2018 yılında köyün muhtarı Ahmet Sayar'ın da, tarlasını sulamak için kanaldan su almak isterken dengesini kaybedip boğulduğunu aktardı ve "Yetkililer, köylünün suyu kanaldan güvenle alabilmesi için güvenlik imkanları sağlamalı" dedi.
Batman barajından köylere su götüren bu kanalların etrafına güvenlik şeridi koymadığı için Devlet Su İşleri'nin ihmalinin yüksek olduğunu savunan köylüler, İsa'nın ölümünden elektrik kesintisi yapan DEDAŞ'ı suçluyor.
Köylerdeki su kesintisini gündemine alan Batman Barosu, İsa'nın ölümünden önce kesintinin yaşandığı üç köyü ziyaret etti.
Sorunun çözümsüz kalması halinde salgın hastalıkların yaşanacağı tehlikesine dikkati çeken baro, mağduriyetin insani bir krize yol açmaması için Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. Batman Müdürlüğü ve İl Özel İdaresi yetkilileriyle de görüştü ancak olumlu bir sonuç elde edemedi.
Yapılan ziyaretlerin ardından Baro, resmi makamlara çağrıda bulunan bir açıklama yaptı ve "Anayasa'nın 56'ncı maddesine göre; herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu" vurguladı.
2010 yılında BM'de alınan bir karara temiz içme suyuna erişim hakkı ve sanitasyon hakkını temel bir insan hakkı olarak kabul edildiğini, suyun, tüm insan haklarının temel bir parçası ilan edildiğini hatırlatan baro açıklamasında, "Hukuki bir alacağın tahsil edilememesinin binlerce insanın temel insan hakkı sayılan içme suyuna erişimini ve dolayısıyla yaşam hakkını ortadan kaldırmaya yol açması kabul edilemez" ifadeleri yer aldı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı başta olmak üzere, EPDK ve Batman Valiliği'ne de çağrıda bulunan ve BBC Türkçe'ye konuşan Batman Baro Başkanı Erkan Şenses, resmi kurumların mevzuatı kullanarak şirketin bu şekilde tahsilat yönetmine gitmesinin önüne geçmeleri gerektiğini söyledi.
Hayatını kaybeden İsa Üke'nin serinlemek için mi yoksa yıkanma ihtiyacını gidermek amacıyla su almak için mi kanala gittiği konusunda net bir bilgiye sahip olmadıklarının söyleyen Şenses, köydeki su kesintilerinin insani bir krize neden olduğunu bunun arkasındaki nedenin de para tahsili olduğunu vurguladı.
Şenses şunları söyledi:
"Elektrik hizmeti özelleşmiş olsa da, şirketlerin halk sağlığına zarar verecek kararlara, eylemlere tevessül etmesine hak tanımaz, devletin bu alandaki tasarruf yetkisi devam ediyor. Ama maalesef devlet, şirket tahsilatını yapsın diye yazın ortasında su kesintisi yapmasına bir nevi göz yumuyor. Bu yanlıştır, çünkü burda yaşam hakkını ilgilendiren temel hak söz konusu. Devlet, elektrik hizmetti özelleşti diye bu işe karışmam yaklaşımı doğru değil'' dedi.
HDP Batman Milletvekilleri Feleknas Uca ve Necdet İpekyüz, İsa Üke'nin ölümünü TBMM gündemine taşıdı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanıtlaması talebiyle sunulan soru önergelerinde, köylerdeki su kesintileri için daha önce verdikleri soru önergelerine geri dönülmediğini ve köylülerin suya erişimi için herhangi bir çalışma yapılmadığını belirttiler.
Elektrik kesintisi nedeniyle yaşanan susuzluk yüzünden İsa Üke'nin temizlik ihtiyacını karşılamak amacıyla kanala gittiğini belirten Uca, yaşanan bu olayda DEDAŞ'ın ihmalinin yüksek olduğunu savundu.
Yıllardır birçok insanın ölümüne neden olan sulama kanallarının etrafında neden bir koruma sisteminin yapılmadığı sorusuna da yanıt aradı.
BBC Türkçe'nin sorularına yanıt veren Dicle Elektrik Dağıtım Şirketinin (DEDAŞ), Yeniçağlar Köyü ve Bakaç mezrası, Parmakkapı, Dövecik, Karpuzlu ve Samanyolu köylerinin on yılda ödemediği fatura sayısının 662 olduğunu, biriken borç miktarının 10 milyon TL'nin üzerinde olduğunu belirtti.
Yaklaşık beş bin nüfusun yaşadığı bu köylerde, bireysel abonelerin hiçbirinde bir elektrik kesintisi yapılmadığını belirten şirket, kuyudan çekilen ve muhtarlar adına yapılmış abonelikler üzerinden ortak tüketilen su için kullanılan elektriğin yasal mevzuat çerçevesinde kesildiğini kaydetti.
DEDAŞ açıklamasında, yer altından su motoruyla çekilen su için yüksek oranda bir enerji sarfiyatının söz konusu olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Bu su kuyuları için kurulan elektrik düzeneği başka amaçla da kullanılmaktadır. Bu durumda konu içme suyu temini olmaktan çıkıp karşılanması imkansız boyutlar kazanmaktadır. Dicle Elektrik olarak diğer bölgelerdeki elektrik dağıtım şirketlerinden farklı bir uygulamamız söz konusu değildir."
Bu köyler özelinde, köylere çok cazip şartlarda borç yapılandırması önerdiklerini belirten DEDAŞ, herhangi bir gecikme cezası uygulanmayacağı taahhütüne rağmen cevap alamadıklarını savundu.
Enerji şirketi, İsa Üke'nin ölümüyle ilgili iddialara ise yanıt vermedi.