T24 - Almanya'nın önde gelen iş grupları hükümetin itirazına rağmen ortak euro bölgesi tahvili ihracını destekleyen bir açıklama yaparak, Başbakan Angela Merkel üzerindeki baskıyı artırdılar.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) da, İtalya ve İspanya'nın yanında olacağını yineledi. ECB, euro bölgesi borç krizinin yayılmasını önlemek amacıyla geçen hafta 22 milyar euroluk tahvil alımı yapmıştı.
ECB, her ne kadar topu euro bölgesi hükümetlerinin sahasına atmak istiyorsa da, euro bölgesi kurtarma fonunun ikincil tahvil piyasasına girebilecek yetkileri edinmesine kadar oluşan boşluğu doldurmak için devreye girdi.
Uzmanların çoğu, bu tür önlemlerin sadece zaman kazandıracağını, halbuki ortak tahvil ihracının üyelerin uygun faizlerle krediye erişmelerini sağlayarak, euro bölgesinin inatçı borç krizinin çözümünü kolaylaştıracağı görüşünde.
Fakat bu adımın Almanya'nın borçlanma maliyetlerini artıracağını ve euro bölgesinin Yunanistan gibi zayıf üyelerinin, reform yapma hevesini zayıflatacağını düşünen Merkel "Eurobond" adı verilen ortak tahvillerin ihracı fikrine şiddetle karşı çıkıyor.
Almanya hükümet sözcüsü, Merkel'in bugün Paris'te Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile yapacağı görüşmede ortak tahvil konusunun kesinlikle ele alınmayacağını söyledi.
Sözcü Steffen Seibert, "Alman hükümeti pek çok kez Eurobond fikrinin mantıklı olmadığını ifade etmiştir, dolayısıyla görüşmede bu konu ele alınmayacak" dedi.
Ne var ki son haftalarda borç krizinin derinleşerek İtalya, İspanya ve Fransa gibi büyük euro ülkelerini de baskı altına alması, hükümetin itirazına rağmen bazı Alman çevrelerini tahvil konusunu dikkate almaya yöneltti.
Almanya ihracatçılar örgütü BGA'nın başkanı Anton Boerner, bu fikri açıkça destekleyen ilk sanayi önderi oldu ve Reuters'e yaptığı açıklamada, krizle mücadelede diğer bütün yolların tükendiğini söyledi.
Boerner, "Alternatifi şu: Piyasalar İtalya'ya, sonra da Fransa'ya saldıracak, AAA kredi notumuzu kaybedeceğiz sonra da sıra bize gelecek. Bu, küresel bir depresyona giden aşağı yönlü sarmalın yoludur" dedi.
"O zaman elimize ne geçecek? Şimdi bir kez para verecekken, o zaman üç katını ödemek zorunda kalacağız."
Bu görüşü paylaşan Alman küçük ve orta boy işletmeleri birliği başkanı Mario Ohoven, Almanya'nın risklerini sınırlandırmak için Eurobondlara bazı güvenceler getirilebileceğini söyledi. Ancak diğer bazı KOBİ örgütleri tahvil fikrine uzak duruyor.
Merkez sol Sosyal Demokrat partinin lideri Sigmar Gabriel de ARD televizyonunda yaptığı konuşmada, euro bölgesi tahvili fikrini destekledi ve bazı koşuları kabul etmeleri kaydıyla euro ülkelerinin finansman ihtiyacının yüzde 50-60 kadarını bu yolla karşılamalarının mümkün olduğunu söyledi. Gabriel, "Eurobond kullanan ülkelerin, bütçeleri üzerindeki egemenlik haklarının bir kısmından vazgeçmeleri gerekecek" dedi.
Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble ve Ekonomi Bakanı Philipp Roesler hafta sonunda euro bölgesi tahvillerine karşı çıkan açıklamalar yaptılar.
Alman medyası Merkel'in CDU Partisi içinde Eurobond fikrinin dikkatle incelendiğini ve fikrin parti içinde destek bulabileceğini belirtiyor. Ancak partinin önde gelenleri ve Hollanda ile Finlandiya gibi euro bölgesinin kuzey ülkeleri orta tahvillere şiddetle karşılar.
Bazı anketlere göre kamuoyu desteği son beş yılın en düşük düzeyine inmiş olan Merkel, ortak tahvil ihracına razı olursa, hem lideri olduğu koalisyon hükümetinde hem de Almanya'nın etkin ekonomik çevrelerinde bir isyanla karşı karşıya kalabilir.