William McCants-'IŞİD Kıyameti' kitabının yazarı
İbrahim Avad İbrahim el-Bedri yani Ebu Bekir el-Bağdadi, 1971 yılında Irak'ın Samarra kentinde, alt orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak doğdu.
Ebu Bekir el-Bağdadi'nin ailesi dindarlığıyla biliniyor ve ailenin parçası olduğu aşiret Muhammed Peygamber'in soyundan geldiğini iddia ediyordu.
Bağdadi gençlik yıllarında Kuran-ı okuma konusunda tutkuluydu. Genç Bağdadi için şeriat kurallarına riayet de çok önemliydi.
Bağdadi üniversite eğitimi için İlahiyat alanını seçti.
1996'da Bağdat Üniversitesi'nin İslami Çalışmalar bölümünden mezun oldu.
Daha sonra ise Saddam İslami Çalışmalar Üniversitesi'nde Kuran çalışmaları alanında 1999'da yüksek lisans, 2007'da doktorasını tamamladı.
Bağdadi lisans eğitiminin ardından 2004 yılına kadarki dönemi Bağdat'ın Tobçi mahallesinde, iki eşi ve altı çocuğuyla birlikte geçirdi.
Yerel bir camide mahallenin çocuklarına Kuran okuyordu. Aynı zamanda caminin futbol takımının yıldızıydı.
Amcası, mezuniyeti sonrası dönemde Bağdadi'yi, Müslüman Kardeşler hareketine katılmaya ikna etti.
Bağdadi kısa süre içinde, hareket bünyesindeki az sayıdaki, şiddet yanlısı ultra-muhafazakârın cazibesine katıldı ve Selefi cihatçılığı benimsedi.
Irak'ın 2003'te ABD öncülüğündeki güçler tarafından işgalinden birkaç ay sonra Bağdadi, Ceyş Ehl el-Sünni ve el-Cemah adlı isyancı örgütün kurulmasına yardım etti.
ABD güçleri Şubat 2004'te Bağdadi'yi Felluce kentinde tutukladı ve 10 ay boyunca kalacağı, Bucca Campı'ndaki tevkif merkezine götürdü.
Tutukluk sürecinde Bağdadi, kendini dini konulara adadı, Cuma hutbesi okudu, mahkûmlara namaz kıldırdı ve onlara dersler verdi.
Onunla birlikte kalan mahkûmlardan birine göre Bağdadi, Saddam'a sadık insanlarla cihatçıların karışık kaldığı tevkif evindeki rakip gruplar arasında faaliyet gösterme konusunda becerikliydi.
Bağdadi buradaki birçok grup arasında ittifaklar kurdu ve Kasım 2004'te serbest bırakılması ardından da onlarla iletişime devam etti.
Serbest kalmasından sonra Bağdadi, Ürdünlü Ebu Musab El-Zerkavi'nin başında olduğu, El Kaide'nin yerel ayağı olan Irak El Kaidesi'nin sözcüsüyle temas kurdu.
Bağdadi'nin dini bilgisinden etkilenen sözcü, ultra-muhafazakâr İslam'ın ilkelerine bağlı kalacak şekilde Irak El Kaidesi'nin propagandasını yapması için onun Şam'a gitmesine ikna oldu.
Zerkavi, Haziran 2006'da bir ABD hava saldırısında öldürüldü ve yerine Mısırlı Ebu Eyyüp El-Masri geldi.
Aynı yılın Ekim ayında Masri, Irak El Kaidesi'ni dağıttı ve Irak İslam Devleti (IİD) örgütünü kurdu. Grup, özel olarak El Kaide'ye bağlılığını bildirmeye devam etti.
Dini konulardaki yeterliliği ve Irak İslam Devleti'ni kuran yabancılarla, örgüte daha sonra katılan yerel Iraklılar arasında köprü kurmasındaki yeteneğiyle Bağdadi, grup içinde istikrarlı bir şekilde yükseldi.
Önce örgüt bünyesindeki Şeriat Komitesi'nin yöneticisi oldu ve örgütün emirinin Ebu Ömer El-Bağdadi olmasını kararlaştıran 11 üyeli Şura Konseyi'ni seçti.
Bağdadi daha sonra örgütün Koordinasyon Komitesi'ne atandı ve grubun Irak'taki komutanlarının iletişimini denetledi.
Örgütün kurucusu ve emirinin Nisan 2010'da ölmeleri ardından Şura Konseyi Ebubekir El-Bağdadi'yi yeni emir seçti.
Bağdadi, ABD ordusuna ait özel güçler tarafından büyük ölçüde yok edilen örgütü yeniden inşa etmeye koyuldu.
2011'de Suriye'deki kargaşadan yararlanmak isteyen Bağdadi, Suriye'deki örgüt üyelerinden birine, Suriye'de gizlice Irak İslam Devleti'nin bir kolunu kurmasını istedi.
Bu örgüt daha sonra Nusra Cephesi adıyla kamuoyu tarafından tanınacaktı.
Bağdadi kısa süre sonra Nusra Cephesi lideri Ebu Muhammed el-Colani ile anlaşmazlığa düştü.
Bunun nedeni, El-Colani'nin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a karşı savaşan ana akım Sünni muhaliflerle işbirliği yapmak istemesiydi.
Bağdadi ise Esad'la mücadelenin peşinden gitmeden önce kaba güce dayanarak bir devlet kurmak istiyordu.
2013 baharında Bağdadi, Nusra Cephesi'nin Irak İslam Devleti'ne katıldığını ve ortaya çıkan yeni örgütün adının IŞİD olduğunu açıkladı.
El Kaide lideri Zevahiri'ye başkaldırı
El Kaide lideri Ayman El-Zevahiri Bağdadi'ye, Nusra Cephesi'nin bağımsızlığın sağlamasını emretti. Bağdadi ise emri yerine getirmedi.
Şubat 2014'te Zevahiri IŞİD'i El Kaide'den çıkardı.
IŞİD buna Nusra Cephesi'yle çatışarak ve Suriye'nin doğusunda elinde tuttuğu, Bağdadi'nin sert dini kuralları dayattığı yerlerdeki gücünü pekiştirerek cevap verdi.
Buralardaki gücünü garantiye alması ardından Bağdadi adamlarına, Irak'ın batısına doğru genişleme emri verdi.
Halifelik ilanı
Temmuz 2014'te IŞİD Irak'ın ikinci büyük kenti Musul'u ele geçirdi.
Bundan kısa bir süre sonra da Bağdadi "halifelik" ilan etti ve örgütün adını "İslam Devleti" olarak değiştirdi.
Medya bugüne kadar Bağdadi'nin ölümü iddiasıyla ilgili çeşitli kereler haberler yayımladı ancak daha sonra bu bilgilerin doğru olmadığı ortaya çıktı.
Ama eğer Bağdadi ölürse örgüt; yetenekli bir arabulucuyu, acımasız bir siyasetçiyi, bir din âlimini ve soylu kökleri olan bir kişiyi (ki bu neredeyse devlet kurmuş küresel düzeyde bir militan örgütün lideri için sıra dışı bir kombinasyon) kaybetmiş olacak.
*William McCants 'IŞİD Kıyameti: İslam Devleti'nin Tarihi, Stratejisi ve Mahşer Günü Görüşü' kitabının yazarıdır. McCants, ABD'deki Brookings Enstitüsü'nde ABD'nin İslam Dünyasıyla İlişkileri Projesi'ni yönetiyor ve John Hopkins Üniversitesi'nde ders veriyor.