IŞİD mali darboğaza girdi

IŞİD mali darboğaza girdi

IŞİD'in Irak ve Suriye'de kontrolü altında tuttuğu topraklarda yaşayanlar için Kur'an-ı Kerim ve İslam dinini bilmenin maddi yararı var. Zira cihatçıların sorduğu dini sorulara doğru cevap verenler para cezası almaktan kurtuluyor. Ancak beklenen yanıtların gelmemesi durumunda IŞİD üyelerince anında parasal yaptırım uygulanıyor.

IŞİD'in Kur'an-ı Kerim'e dair sorular sorarken tek amacı, insanları bir kez daha ideolojik baskı altına almak değil. Asıl hedef örgüte yeni kaynaklar yaratmak. Anlaşılan IŞİD’in içinde bulunduğu mali durum o denli kötü ki bu tip uygulamalardan gelecek düşük meblağlar bile önem arz ediyor.

Information Handling Services (IHS) adlı danışma şirketinin çizdiği manzara bu. IHS’nin IŞİD’in mali durumu ile ilgili hazırladığı son rapora göre cihatçıların gelirinde büyük bir düşüş yaşanıyor. 2015 yılının ortalarında ayda 80 milyon dolarlık bir gelire sahip olan örgütün geliri şu an ayda 56 milyon dolar seviyelerinde.

Çalışmayı hazırlayan raportörlerden biri olan Ludovico Carlino IŞİD’in bölgede hala hatırı sayılır bir güç olmakla birlikte, şu an yaşadığı gelir kırılmasının uzun vadede devletleşme sürecini sekteye uğratabilecek en büyük sorun olduğunu ifade ediyor.

Hava saldırılarının etkisi

IHS'nin verdiği bilgilere göre Amerikan ve Rus hava saldırıları terör oluşumu IŞİD'i oldukça kötü etkilemiş durumda. Bir başka raportör Columb Strack, son 15 ayda örgütün topraklarının yüzde 22'sini kaybettiğini belirtiyor. Ancak IŞİD için toprak kaybından daha ağır olanı bu bölgede yaşayan insanların göçü. Geçen yılın başında 9 milyon insan IŞİD kontrolündeki coğrafyada yaşarken, bu sayı bugün 6 milyona gerilemiş vaziyette.

Nüfusun azalması özellikle IŞİD'e gelir sağlayan yapılanmanın ağır darbe alması anlamına geliyor. Zira örgüt gelirlerinin yarısını uyguladığı vergilerden ve istimlaklardan elde ediyor. IŞİD'in hâkim olduğu topraklarda yaşayanlar örgüte vergi vermek zorunda. İnsanların mallarına el konulması da sıklıkla yaşanan bir uygulama. Bu özellikle Sünnilik dışında farklı bir mezhepe inananların maruz kaldığı bir durum.

Petrol rafinerilerine düşen füzeler

IŞİD‘e gelirlerinin yüzde 43 gibi önemli bir kısmını ise petrol satışları sağlıyor. Bu açıdan da önemli petrol yataklarını kaybetmek örgütün mali yapısına hasar verdi. Amerikalıların hava saldırıları sırasında petrol rafinerilerini özellikle hedef aldıkları da bir gerçek.

Sözkonusu hava saldırıları aynı zamanda ABD açısından bir strateji değişikliği anlamına geliyor. Washington, IŞİD'in petrol ticaretine uzun süre göz yumdu. Çok sayıda sivilin çalıştığı rafinerileri ve kaçak satışlar için petrolü taşıyan kamyonları bombalamak, toplumun nefretini uyandırabilir ve halkın IŞİD saflarına daha fazla kaymasını sağlayabilirdi Amerikan stratejisine göre.

Yaklaşık 30 bin litre ham petrol taşıyan ve satış noktasına ulaştıran bir kamyon her turda 4 bin dolar kazanç sağlıyor. İngiliz Greenwich Üniversitesi'nden George Kiourktsoglou ve Alec D. Coutroubis, 2015 yılında IŞİD'in petrol ticareti hakkında yayınladıkları raporda, bu ticaretin IŞİD'e büyük bir maddi getirisi olduğunun altını çiziyor.

2015'in kasım ayında düzenlenen Paris'teki terör saldırılarının ardından Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkeleri stratejilerini değiştirdiler. Olaydan birkaç hafta sonra IŞİD'in, yaklaşık 900 kamyonluk filosunun üçte biri yok edildi.

Bankacılık sektörüne vurulan darbe

IŞİD'in bir başka gelir kaynağı ise örgüte yapılan bağışlar. Özellikle iç savaşın ilk dönemlerinde bu kalem çok önemli bir role sahipti. Bağışların büyük kısmı körfez ülkelerindeki özel kuruluşlardan, özellikle de Suudi Arabistan'dan geliyordu. Deutsche Welle'ye açıklamalarda bulunan Almanya Dış Politika Derneği'nden Sebastian Sons, gelinen noktada Suudi Arabistan hükümetinin bu para akışını engellemek zorunda olduğunu anladığını belirtiyor ve ekliyor: "Ancak, Suudiler şu ana dek özel çevrelerden, derneklerden ve vakıflardan IŞİD'e para akışını durdurabilmiş değil. 11 Eylül 2001'den sonra tedbirleri arttırmış ve giderek iyileştirmiş olsalar da."

Hava saldırıları ile birlikte Suriye ve Irak ordularının artan baskısı IŞİD'i daha da köşeye sıkıştırıyor. Hâkim olduğu bölge ne kadar küçülürse, fidye, insan ve uyuşturucu ticaretinden elde ettiği geliri de aynı oranda azalacak.

IŞİD'in mali yapısına askeri olmayan yöntemlerle de darbe vuruluyor. Örneğin Irak, IŞİD bölgesindeki bankalarına uluslararası bankacılık işlemleri yapma yasağı getirdi. Ayrıca Irak devleti, IŞİD topraklarındaki çalışanlarına maaş ödemeyi kesmiş durumda. Irak bir süre öncesine dek bu personeline ayda yaklaşık 170 milyon dolar ödüyor, IŞİD de bunun yüzde 10'unu vergi olarak kesiyordu.

Bunlara ek olarak IŞİD ile ilişki içinde olduğu belirlenen kişi ve kurumlar uluslararası kara listelere alınıyor. Listedeki bu isimlerin de banka faaliyetlerinde bulunmaları engeleniyor.

Yarıya düşürülen maaşlar

IŞİD tüm bu önlemlere karşı kendi tedbirlerini uygulamaya sokmuş durumda. New York Times'ın haberine göre örgüt, savaşçılarının maaşlarını yarı yarıya azaltmış durumda.

IŞİD gücünü kaybediyor olsa da Almanya Mainz Üniversitesi'nden Ortadoğu Uzmanı Günter Meyer'e göre henüz yenilmiş değil. Zira IŞİD'in bir süre önce binlerce militanını Suriye'den Libya'ya kaydırdığı biliniyor. Meyer, Libya'nın iflas etmiş bir ülke olduğunu ve IŞİD'in geleceğini burada gördüğünü ifade ederek, Suriye ve Irak'ta yaşayacağı olası bir mağlubiyetin örgütün sonu anlamına gelmeyeceğini ve kısmen de olsa belli bir hareket alanına sahip olduğunu vurguluyor ve ekliyor: "Kısacası şu an ne IŞİD'in İslam ülkelerinde tamamen kökünün kazınması sözkonusu ne de Avrupa'daki terör tehlikesinin azalmış olması."