Işıldayan bir cilt için su için

Işıldayan bir cilt için su için
Hem bütün vücut sağlığımız için, hem de genç, diri, parlayan, sağlıklı bir cilt için bol bol su için! Memorial Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Dr. Ayfer Aydın, “Cilt sağlığı için suyun önemi “hakkında bilgi verdi. Su, bedenimizi toksinlerden arındırmada çok önemlidir. Hücrelerimizi atıklardan temizler ve vücuttan atar. İdrara çıkma, terleme ve sümkürme, vücudun toksinlerinden arınmasının çeşitli yollarıdır. Dışkımız bile, sindirimi harekete geçiren suyu ihtiva eder. Susuzluk, vücutta dolaşan atıkların birikmesine yol açarak, toksinlerin atılmasına engel olur ve dokuların zarar görmesine yol açar. Su, besinleri taşıyan ve vücut enerjisini hücrelere ileten bir çözücüdür. Vücut ısısını düzenler; beyin, omurilik gibi hayati organlar için bir dengeleyici olarak çalışır; eklemlerimizin daha etkin hareket edebilmesi için adeta yağ görevi görür. Susuzluk, enerji seviyesini ve vücudun yaşamını sürdürme kabiliyetini azaltır. Susuzluk, cildimizin kırışmasını ve yaşlanmayı hızlandırır Doğduğumuzda vücudumuzun yüzde 75'i sudur. Ancak yetişkinlerde bu oran yüzde 50'lere düşer. Bu da vücuttaki sıvının tükenmesi yani yaşlanma sürecine geçiş demektir. Pek çok insan susuzluğun belirtilerini göz ardı eder ya da bunu kahve, alkol ya da diğer içeceklerle geçiştirir. Bu içeceklerin idrar söktürücü etkileri ve vücutta asit birikimine neden olmaları nedeniyle durum daha vahim bir hal alır. Günlük ihtiyacımız olan su miktarı en az 2 litre Günde en az 2 litre su içmeliyiz. Bitki çayları veya sebze suları da bu miktara dahil olabilir; ancak alkol, siyah çay, kahve ve meşrubatlar, asitli iç içecekler sıvı olmalarına rağmen asla su içmek gibi algılanmamalı ve bu sıvılardan mümkün olduğunca kaçınmalıyız. Bu içeceklerden tükettiğiniz zamanlarda her bir bardak karşılığında, bir bardak da su içmek bu içeceklerin zararlarından bizleri korur. Eğer ekmek, kraker gibi kuru gıdalar yiyorsanız veya sıcak bir iklimde yaşıyorsanız ya da yoğun egzersiz yapıyor ve sauna veya buhar banyosuna giriyorsanız, buna uygun olarak çok daha fazla su içmelisiniz. Günde 8-10 kez idrara çıkmak ideal miktarda su içtiğinizin göstergesidir. Bu miktar dokularımız için gerekli su ihtiyacının karşılandığını, vücuttan dışkıların atılmasında böbreklerimizin ve mesanemizin suyla yeterli derecede desteklendiğini gösterir. İçme suyunun kalitesi önemlidir Şebeke suyu ağır metaller tarım ilaçları ve hormon atıkları gibi pek çok zararlı madde ve toksin içerebilir. Suyun mikroplardan arınması için içine klor, florür gibi zararlı kimyasallar da katılmış olabilir. Bu nedenle mümkün olduğunca yüksek kalitede filtre edilmiş alkali veya doğal maden suyu için. Suyu ne zaman içmeliyiz? Sabah uyandığınızda 1-2 bardak su için. Bu su gece boyunca metabolize edilen atıkların vücuttan atılmasına yardımcı olur. Gün boyunca da yemeklerden en az yarım saat önce ve yemeklerden en az 2 buçuk saat sonra 1-2 bardak su için. Yemeklerle su içmemeye çalışın, çünkü yemekle içilen su sindirim için gerekli mide asitlerini sulandırarak hazmı güçleştirir. Yemek sırasında susamak günlük olarak yeterli miktarda su içmediğinizin göstergesidir. Susamadan su için! Susama, susuz kalmanın gecikmiş bir işaretidir. Eğer susamışsanız veya ağzınız kuruyorsa çok fazla susuzluk çekiyorsunuz demektir. Konsantrasyon bozukluğu, depresif ruh hali, baş ağrıları ve diğer organ ağrıları, susuzluğun işareti olabilir. Kronik susuzluk dünyadaki en yaygın sağlık problemlerinden biridir. Vücudumuzdaki ağrılar, iltihaplar ve alerjiler de dahil olmak üzere pek çok sağlık sorunun ardında yeterince su tüketmemek yatmaktadır. Kronik susuzluk her seviyede tüm sağlığımızı tehlikeye sokabilir.