Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Tibor Varadi, işkencenin sadece Türkiye'ye özgü olmadığını, AB üyesi ülkelerde de yaşandığını bildirdi. İşkence ve kötü muamelenin tıbbi olarak belgelenmesi ve soruşturulması konusundaki uluslararası standartları bir araya getirmeyi hedefleyen İstanbul Protokolü'nün hekimlere yönelik eğitim programının başlaması nedeniyle İçkale Otel'de basın toplantısı düzenlendi. Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Varadi, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, kötü muamele ve işkencenin en kötü insan hakkı ihlalleri olduğunu dile getirdi. Bu ihlallerin önlenmesinin ülkelerin en temel hedefleri arasında yer alması gerektiğini vurgulayan Varadi, işkencenin önlenmesinin AB'nin önemli hedefleri arasında bulunduğunu anlattı. Varadi, sözlerini şöyle sürdürdü: "İşkence sadece Türkiye'ye özgü değil, buna ilişkin ilkeler kabul edilmesine rağmen AB ülkelerinde de mevcut. Türkiye bu konuda çok cesur ve önemli mevzuat çalışmaları yaptı ancak kötü muamele hala var. Türk Hükümeti reformları hızlandırmak için 'İşkenceye sıfır tolerans' hedefi koydu. Ancak AB'ye üyelik, reformların itici gücü olarak gündeme geldi. Ancak biz, bu reformların öncelikle Türkiye için yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bunlar aynı zamanda Kopenhag Kriterleri'ne de uygundur." "Yapanın yanına kâr kalmamalı" TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı ve AK Parti Mersin Milletvekili Zafer Üskül, Türkiye'de en çok sıkıntı çekilen konunun işkence iddiası ortaya çıktığında etkin bir soruşturmanın yapılamaması olduğunu ifade etti. Proje sayesinde işkence iddiaları konusunda etkin soruşturma yapılmasının sağlanır hale getirilmesini beklediğini belirten Üskül, "Bundan sonra Türkiye'de sürekli yaşanan durum sona ermeli, yapanın yanına kar kalmamalı. Komisyon olarak hedefimiz bu" diye konuştu. Adli Tıp Kurumu Başkanı Doç. Dr. Cengiz Haluk İnce de İstanbul Protokolü'ne ilişkin çalışmaların başladığı 1990'lı yıllarda uzman sıfatıyla bu çalışma grubunda yer alarak eğitmen olduğunu anlattı. Adli tıp hizmetleri konusunda Türkiye'nin uluslararası alanda kaybettiği davalara işaret eden İnce, "Ancak delilleri çok rahat tespit edip, delil olduğunu yargıya sunabilirsek bu durum ortadan kalkar. Bu nedenle de bu proje aslında bir koruyucu sağlık hizmetidir" dedi. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Seraceddin Çom, işkencenin tüm toplumlarda olduğu gibi Türk toplumunda da insanlığa yapılmış bir suç olarak tanımlandığını ifade etti. İşkencenin önlenmesine ilişkin pek çok önlem alındığını hatırlatan Çom, buna rağmen gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun en gelişmiş ülkelerde bile işkencenin yaşandığını söyledi. Türkiye'nin "İşkenceye sıfır tolerans" politikası izlediğini belirten Çom, birçok kurum ve sivil toplum örgütünü bir araya getiren bu projenin Türkiye'de işkencenin önlenmesi konusunda kararlılık yaşandığını ortaya koyduğunu vurguladı. "BM'de işkenceye ilişkin tek kaynak: İstanbul" IRCT Başkanı Miriam Wernicke ise işkencenin uluslararası hukukta yaklaşık 50 yıl önce yasaklandığını ancak işkenceyi önleme konusunda önlem almaları zorunluluğu bulunan pek çok ülkede bugün bile işkence ve kötü muamelenin yaşandığını vurguladı. Wernicke, projenin işkence ve kötü muamele görenlerde hukuka başvurma ve haklarını arama konusunda farkındalık yaratmayı hedeflediğini söyledi. Türk Tabipleri Birliği (TTB) İkinci Başkanı Metin Bakkalcı, AB desteğiyle Aralık 2007'de başlayan ve TTB ile İşkence Mağdurları Uluslararası Rehabilitasyon Komitesi (IRCT) tarafından Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Adli Tıp Kurumu çalışanlarına yönelik olarak yürütülen proje kapsamında bugüne kadar 180 hekimle 70 hakim ve savcının eğitildiğini belirtti. 1500 hakim ve savcıya yönelik uygulama eğitimi seminerlerinin devam ettiğini anlatan Bakkalcı, dünden beri toplam 4 bin hekimin uygulama eğitimlerinin başladığını kaydetti. Bakkalcı, "İlk olmasının yanı sıra bir çok ülkeye de önemli bir örnek teşkil edecek bu proje. Projeyle BM nezdinde işkence ve kötü muameleye ilişkin tek kaynak, 'İstanbul' oldu" diye konuştu. TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Altan Ayaz da Türkiye'de hükümetin 'İşkenceye sıfır tolerans' politikası yürüttüğünü belirterek, "Bu politika bizi hem sevindiriyor hem de umutlandırıyor. Umuyorum ki doktorlar, hakimler ve savcılar eğitim sayesinde bu konuda daha çok bilinçlenecek" dedi.