6 Şubat 2023'te merkez üssü Kahramanmaraş olan depremlerin ardından civar illerde de büyük bir yıkım yaşandı. Bunlardan birisi de Hatay’ın İskenderun ilçesindeki devlet hastanesi binasıydı. Enkazın başında bekleyiş sürüyor.
Arama-kurtarma ekiplerinin aktardığına göre, hastanede personel, hasta ve hasta yakınları da dahil olmak üzere yaklaşık 300 kişi bulunuyordu. Ancak kaçının kurtulduğu henüz bilinmiyor.
Buradaki öfke büyüyor. Bunun nedeni ise Sağlık Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alan bina raporu. Rapora göre binanın dayanıklılık durumu kırmızı harflerle yazılmış. Yani, “depreme dayanıklılık testi olumsuz”.
Söz konusu rapor, 2012 yılına ait. Ardından herhangi bir iyileştirici çalışma yapıldı mı, yapılmadı mı belirsiz. Bölgedeki halkın tartışma konusu da bu bina.
Hastane binası çöktüğünde Alican Kenar’ın babaannesi ve babaannesinin erkek kardeşi de oradaydı. Kenar’ın babaannesinin cansız bedenine ise, depremin üzerinden bir haftadan fazla geçmişken, ancak Salı akşamı ulaşılabildi.
BBC’ye konuşan Kenar, “Tüm bu olup birinin veya birilerinin ve elbette ki hükümetin suçu. Apaçık ortada. Herkes bunu görüyor, biliyor. Bu bir kader değil, bu bir hata” dedi.
Diğer aileler hâlâ enkazın başında, iş makineleri çalışırken üzerleri tozla kaplı halde bekliyorlar.
Aileler, kayıplarını bulabilmek için makinelerin ve yakıtların parasını ceplerinden ödediklerini söylüyor.
Bazı aileler de devlet tarafından yönlendirilmiş arama-kurtarma ekiplerinden ziyade, gönüllü olarak görev yapan insanları gördüklerini ifade ediyor. Kenar, depremin ardından ilk birkaç gün içinde bazı yetkililerle görüştüğünü, ancak bu kişilerin sayıca az ve ekipmansız olduklarını belirtiyor:
“Bu binaya iki ila üç gün boyunca dokunulmadı. Organize olunamadı hiç. Hazırlıklı olsaydık daha farklı olabilirdi. Dersler almalıydık.”
Biz olay yerindeyken AFAD ekibi de oraya geldi ama insanların öfkesiyle karşılaştı.
Bir kadın, “Dokuz gündür biz burada bekliyoruz” diye bağırdı. Daha sonra AFAD temsilcileri alandan ayrıldı. BBC ekibi, birkaç saat sonra bölgeden ayrıldığında, onlarsa hâlâ geri dönmemişlerdi.
Kurtarma görevlileri zaman zaman da olsa çalışmaları duraklattı. Birinde bir el çantasını çıkarmak ve içindeki cüzdan aracılığıyla herhangi bir kimlik bulmak için bunu yaptı.
Ardındansa başka bir bağırış. Bir ceset daha bulundu. Cesedin kimliği hasta bilekliğinden teşhis edildi. O sırada bir aile ise, telefonlarındaki fotoğrafla, ekiplerin baktığı kişiye doğru koştu.
Bir baş sallama işareti. Bu adam onların babasıydı. Adamın cesedi siyah bir torbaya konarken, kızının, “baba, baba” diye çığlığı duyuldu.