İskoçların yeni komşuları

İskoçların yeni komşuları

Rothesay'a eskiden ‘Kuzey'in Madeira'sı' denirdi. Turistler Glasgow'da bindikleri buharlı vapurlarla soluğu bu adada alırlardı. O günler geride kaldı. Gerçi adada hala palmiyeler açıyor ama Rothesay artık soluk bir sahil şeridini andırıyor. Binaların cepheleri dökülüyor. Sahil yolundaki dükkanların çoğu boş. İskoçya'nın batı kıyısında değişmeyen tek şey yağmur.

Rothesay tatil beldesi olmaktan çıktı. Karadan bir saat uzaklıktaki adanın 6 bin sakini şimdi Suriye'deki iç savaştan kaçan mültecileri ağırlamaya hazırlanıyor.

Avam Kamarası'nda Suriye'deki terör örgütü IŞİD'e yapılacak askeri müdahale görüşülürken 720 kilometre uzağındaki adada yaşayan Rothesaylılar 15 ailelik ilk mülteci grubunu karşılama hazırlığı yapıyordu. Bu grubu yenileri izleyecek. Hükümet, kısa süre önce İskoçya'nın da mülteci kabul etmesini kararlaştırmıştı.

Biraz Arapça

Yerliler meraklı bir bekleyiş içindeler. Aralarında birkaç kelime Arapça öğrenenler de var. Kilisenin sosyal yardımlaşma işlerine bakan İngilizce öğretmeni Alison Clark yeni öğrencilerine ders vereceğine seviniyor.

60 kişilik ilk mülteci grubu Lübnan'daki kamplardan geliyor. Yılbaşında Bute'ye daha fazla mülteci gelecek. Mülteciler ada belediyesi tarafından, en büyük köyü Rothesay'daki boş duran 40 dolayındaki binaya yerleştirilecekler.

İskoçya hükümeti, mültecileri barındırmaya gönüllü talip olmuştu. David Cameron hükümetinin yıl sonuna kadar Büyük Britanya'ya kabul edeceği bin mülteciden üçte birinin sorumluluğunu İskoçya üstlendi. Mültecilere insani nedenlerle beş yıl süreli, dolaşım hakkı da içeren vize veriliyor. İskoçya'ya getirilen mülteciler İngiltere İçişleri Bakanlığı ve BM Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından sağlık kontrolünden geçirildikten sonra yerleştirilecekleri bölgelere gönderiliyorlar.

Videolu tanıtım

Arapça bilen üç Rothesaylı mültecilere mihmandarlık yapacak. 20 dolayındaki Suriyeli çocuk adanın merkezi kampusundaki 600 İskoç akranıyla birlikte derslere girecek. Mültecilerin İngiltere'ye uçakla gelirken seyretmeleri için bir de adanın tanıtım filmi çekilmiş.

Rothesay okul müdiresi Julli Fisher, Suriyeli çocukların küçük yaşta olmaları nedeniyle İngilizceyi kolay öğreneceklerini ve onlara okul kıyafeti alabilmek için bütün ada halkının bağışta bulunduğunu söylüyor.

Mültecilerin dini ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için de İskoçya'daki camilerle temasa geçildi. Adanın kasabı İslam dini kurallarına göre kesim yapmayı öğrenmiş. Bir köy kilisesi toplu ibadet için salonunu Suriyelilere açmaya karar vermiş.

Göçe çare

Rothesaylılar yeni komşularına her konuda yardımcı olabilmek amacıyla örgütlenmişler. Ada halkının yaş ortalaması oldukça yüksek. İskoçya'nın kırsal batı kesimleri sürekli nüfus kaybediyor. Memleketlerinde iş bulamadıklarından, büyük kentlerde yüksek öğrenime ya da meslek öğrenmeye giden gençlerin çoğu bir daha dönmüyor. Bute, İskoçya'nın en fakir bölgeleri arasında yer alıyor. Hayır kuruluşlarının karneyle yemek ya da gıda maddesi dağıttığı yaşlıların sayısı oldukça fazla.

Ada belediyesi Suriyeliler sayesinde ada nüfusunun gençleşmesini ve nüfusun artmasını umuyor. Nüfus erozyonu aslında bütün İskoçya'yı ilgilendiren bir problem.

Kırsalın yeni sakinleri

Bute, İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanlar, Ruslar ve Polonyalılar tarafından işgal edilmiş. Yetkililer Suriyeli mültecilerin kültür şokuna dayanıklı olanlardan seçildiğini belirtiyorlar. Örneğin, köy hayatına alışmalarının zor olacağı düşünülerek, Şam gibi büyük şehirlerde yaşamış olanlar adaya getirilmiyor.

Bute'nin yeni sakinleri sayesinde canlanacağına inanmayanlar da var. Belediye meclisi üyesi Grace Strong, mültecilerin sağlık hizmetlerinin nasıl karşılanacağını soranların ve yetkililerce zamanında bilgilendirilmemiş olmaktan şikayet edenlerin de bulunduğunu söylüyor.

Heyecan dorukta

Okul öğrencileri ise sınıflarını dünyanın başka yerlerinden gelen gençlerle paylaşacak olmaktan memnunlar. 17 yaşındaki Jamie Murray, “Çok heyecan verici bir serüveni yakından yaşayabilmek müthiş bir şey. Bütün okuldakiler heyecanla bekliyor. Mülteci krizinin bu boyutlara vardığından haberim yoktu. Sorunun ne kadar büyüdüğünü şimdi anlıyorum”, diyor.