Islak imzada TÜBİTAK ile İTÜ anlaşamadı

Islak imzada TÜBİTAK ile İTÜ anlaşamadı

T24 - "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" davasında davaya konu belgede bulunan Kurmay Albay Dursun Çiçek'e ait olduğu iddia edilen imzanın yazı yaşının belirlenmesi konusunda iki önemli kurumun farklı görüşte oldukları ortaya çıktı.

TÜBİTAK ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nin  yazı yaşının belirlenmesinin mümkün olup olmadığı konusundaki görüşlerinin yer aldığı yazılar mahkemeye ulaştı.

Davanın tutuklu sanığı Kurmay Albay Dursun Çiçek davayı yürüten İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne talepte bulunarak kendisine ait olduğu iddia edilen imzanın yazı ve mürekkep yaşının tespit edilip edilmeyeceğinin TUBİTAK ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nden sorulmasını talep etmişti.  

TÜBİTAK: "Bu teknoloji hali hazırda yok"

Buna göre; TÜBİTAK'tan mahkemeye gönderilen yazıda, talep edilen hususun adli tıp alanında "yazı yaşının belirlenmesi alanına girdiğini belirtilerek, "Bu tür ölçümler analitik yöntemlerle yapan teknoloji dünyada hali hazırda mevcut değildir. Bu adli tıp uzmanlarının sürekli üzerinde araştırma yaptıkları bir konudur. Ancak belge inceleme uzmanlarının yazı içeriğinden veya mürekkep türünden yola çıkarak tarihi bilinen yazıların üzerine farklı yazılar yazıldığında bunları tespit edebilmekte oldukları değerlendirilmektedir" denildi.

İTÜ: "Uygun şartlarda analiz yapılması mümkün"

İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği'nden mahkemeye gelen ve altında Kimya Yüksek Mühendisi Doktor Hikmet İskender imzasını taşıyan yazıda ise, kağıt üzerine yazılan yazı ve imzalarda kullanılan mürekkeplerin analizi ve mürekkep yaşının tayini konularında ancak uygun şartların oluşması ve sağlanması halinde gerekli ve incelemelerin yapılabilmesinin mümkün olacağı belirtildi.

Önce ücret sonra inceleme

Yazıda "Belediyeler, hastaneler gibi resmi kurumlar ile ticari işletmeler gibi kurumlarda bulunan gelen giden evrak kayıtları veya doldurulan formlar ve benzeri günlük olarak sürekli ve düzenli şekilde tutulan belgelerden yararlanarak, özellikle tükenmez kalem ve benzeri mürekkepli kalemler kullanılarak üretilen yazılarda belli saptamalar yapılabilir" denildi.

Bu tür tespitlerde kullanılan numunenin tahrip edilesi zorunluluğunun da bulunduğu da belirtilen yazıda, "Gerekli inceleme ve analizin yapılması için ön inceleme sonucunda tespit edilecek gerekli analiz ücretinin İTÜ Döner Sermayesi İşletmesi Müdürlüğü hesabına yatırılarak dekontun ve inceleme konusu belgenin orjinalinin ve ilgili diğer materyallerin tarafımıza iletilmesi halinde hazırlanacak rapor mahkemenize teslim edilebileceği" bildirildi.

Çiçek'ten 'TSK ile Mücadele Eylem Planı' belgesi

Öte yandan tutuklu sanık Kurmay Albay Dursun Çiçek, davaya konu "İrticayla Mücadele Eylem Planı" belgesinin adını "TSK ile Mücadele Eylem Planı" olarak değiştirerek hazırladığı belgeyi avukatları aracılığıyla basın mensuplarına dağıttı.

Belgede "İrtica yerine TSK ve Ergenekoncu, TSK yerine belgenin 'Durum' başlığı altında "Ergenekoncular tarafından iktidar başta olmak üzere bazı kurumları yıpratmak üzere yoğun faaliyetler yürütülmekte, ülkeye büyük emekleri geçmiş personele irticacı denilerek yersiz ithamlarda bulunularak lekelenmeye çalışılmaktadır" denildi.

Belgenin hazırlanış nedenini ise Çiçek, "Son dönemde yaşanan faili meçhul ihbarlar, taklit imzalı sahte planlar, gizli tanıklar, üretilmiş dijital deliller ve ses kasetleri gibi çok sayıda sahte kanıt kullanılarak ve hukuki süreçler alet edilerek icra edilen operasyonlarda, Balyoz, Islak İmza, Poyrazköy, Teğmenlere Suikast, Ergenekon, Askeri Casusluk gibi davalarda söz konusu planın iktidar destekli somut uygulamaları açıkça görülmektedir, Söz konusu operasyonlar sonucu başta TSK personeli olmak üzere yüzlerce aydın sanık durumuna düşürülmüş, diğerleri ise korkutularak sindirilmiş ve eylem planının büyük ölçüde hedefine ulaşması sağlanmıştı" şeklinde açıkladı.