Sözcü başyazarı Rahmi Turan, 'Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın eşi İlyas Kaya'nın adı 'ByLock' kullananlar listesinde' haberi nedeniyle emniyette ifade veren ve haberin yanlış olduğu açıklanınca özür dileyen Fox TV 'de Çalar Saat programını sunan İsmail Küçükkaya hakkında yapılan 'linç kampanyası'na tepki gösterdi. Turan, Küçükkaya'ya yapılan saldırıların nedeninin muhalif yayınlar yapmasını öne sürerek "Asıl mesele İsmail Küçükkaya ile Fox TV'nin, iktidar karşıtı, muhalif yayınlar yapması ve hazretlerin bundan rahatsız olmaları. Fatih Portakal'a saldırmak için de pusuda bekliyorlar!" dedi.
Rahmi Turan'ın "Kan kokusu almış gibi saldırıyorlar!" başlığıyla yayımlanan (23 Ekim 2017) yazısı şöyle:
İnsaf ölçülerine sığmayan bir linç olayıyla karşı karşıyayız. Yandaş, yalaka ve çıkarcı medya korkunç bir karalama kampanyası yapıyor, tehditler gırla gidiyor.
Bu arada Fox TV'yi FETÖ'cü olmakla suçlayanlar bile var. Bunlarda vicdan da kalmamış… İsmail Küçükkaya başarılı bir gazetecidir. Ben onu açık sözlü, saygın, dürüst bir meslektaş olarak tanırım. Vatan ve ulus sevgisi üst düzeydedir.
Fox TV ekranlarında Çalar Saat adlı ilginç bir program yapıyor. Kısa bir süre önce, güvendiği bir haber kaynağına dayanarak bir bayan bakanın ByLock'çu kocasından bahsetti, bu nedenle ayrılma noktasına geldikleri haberini verdi.
…Ve kıyamet koptu! Tüm yandaşlar İsmail Küçükkaya'ya saldırdı.
“Asarız, keseriz” gibisinden çirkin tehditlerin bini, bir para… Yahu ne oluyor böyle? Çıldırdınız mı?
* * *
Gazetecilikte bazen yanlış haber yapmak da işin doğası gereğidir. Önemli olan iyi niyettir. Kasıt olup olmadığıdır. Yanlışlık varsa düzeltilir, özür dilenir. Yasalarda da zaten böyle bir durumda ne yapılacağı madde madde yazılıdır. Emniyet Genel Müdürlüğü haberin yanlış olduğunu açıklayınca İsmail Küçükkaya da özür dileyerek haberi dürüst bir şekilde düzeltti. Daha ne yapsın? Fakat hâlâ ona saldırılar devam ediyor. Kan kokusu alan Pirana balıkları gibi ısırmaya, dişlemeye, didik didik etmeye devam ediyorlar.
Olayı bu derece büyütmek, bir facia haline getirmek en azından ayıptır ama bunların ayıp gibi, vicdan gibi bir dertleri yok! Asıl mesele İsmail Küçükkaya ile Fox TV'nin, iktidar karşıtı, muhalif yayınlar yapması ve hazretlerin bundan rahatsız olmaları. Fatih Portakal'a saldırmak için de pusuda bekliyorlar! Ya RTÜK denilen o tuhaf kuruma ne demeli? Televizyonlarda daha önce “Kabataş yalanları” gibi birçok kasıtlı ve çirkin haberler çıktı. Onlara ne yaptılar? İktidardan korktukları için, zülfüyare dokunmasın diye hiçbir şey yapmadılar! Şimdi aynı RTÜK, basit bir yanlışlık için Fox TV'ye rekor ceza kararı aldı. Adalet mi bu? Utanç verici bir durum!
Dün, yeni partisini çarşamba günü açıklayacak olan Meral Akşener'e tavsiyelerde bulunmuştum.
Okurum Elektrik Mühendisi Semih Kalkanoğlu'ndan dün uzun bir mail aldım.
Kalkanoğlu, yeni partinin kurucularından şikâyetçi… Özetle şöyle diyor:
“Büyük bir siyaset tecrübem ve siyasi kültürüm var. (Ayrı ayrı örnekler veriyor)
Nisan ayına kadar Ümit Özdağ ile yazışıyorduk. O zamandan bu yana hoca cevap vermiyor. Asistanı Gülay Kaloğlu'na ulaştım, yine yanıt alamadım.
Meral Akşener diyor ki: “Yeni Adnan Kahveci'ler arıyoruz!” Neredee?
Rahmetli Adnan Kahveci elektrik mühendisi idi. Bu ülkeye Katma Değer Vergisi KDV'yi getiren adam. Ben de beş yıldır Gelir Vergisi yerine ABD'deki Gider Vergisiuygulaması üzerinde çalışıyorum.
Çağdaş eğitim geçmişim olduğu için sıkı bir eğitimciyim. Meral Akşener ve çevresine ulaşılamıyor. Dolaysıyla 90 yıldır bu ülkede siyasal parti denilen, en temel özellikleri ‘Halktan kopuk' yapılaşmalar neyse, bu yeni oluşumun da böyle olmasından endişe ediyorum. Oysa yeni fikirlerle ortaya çıkacak çağdaş bir partiye bu ülkenin büyük ihtiyacı var. Akşener ve grubu bu halkın sorunlarına çözüm üretecek birilerini aramıyor gibi geliyor bana… Onlara ulaşamadığım için (kurucular arasında olmak istemiştim) olmadı!
Bu yeni partide benim kafada, çok değil 30 aydın olsa AKP en çok bir-iki yıl içinde tarihe karışır! Saygılarımla… ([email protected])
Tebessüm
Dünya basın özgürlüğü sıralamasında sonlara düştük! 180 ülke arasında 155'inciyiz. Türkiye Cezaevleri gazeteci dolu. CHP Burdur Milletvekili Mehmet Göker, Başbakan Binali Yıldırım'a Türkiye'deki basın özgürlüğünü sordu ve “Özgür Gazeteciler İnisiyatifi'nin açıkladığı rapora göre ülkemizde tutuklu gazeteci sayısı dünyanın tüm ülkelerinde bulunan tutuklu gazeteci sayısından fazladır” dedi.
Şair Eşref'in (1847-1912) bir taşlaması geldi aklıma… Diyor ki:
“Devri istibdatta söz söylemek yasak idi, Ağzını açsan ağlatırdı iktidar ananı, Devri hürriyetteyiz, değişti kaide, Söyletirler evvela, sonra öperler ananı!”
Ülke olarak uzun bir yoldayız! İnsan hiçbir zaman, nereye gittiğini bilmediği zamanki kadar “uzun yol” gidemez!