Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz, organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı'nın Kırıkkale Keskin Cezaevi'nde sahte sağlık raporuyla cezaevinde otoritesini kurduğunu belirterek, "7/24 ziyaretçi, dışarıdan yemek, Kars kaşarı, kahve getirme izni verildi. Bu raporları yazan doktorlar beraat etti" ifadesini kullandı.
Saymaz yazısında, "Keskin Cezaevi, İl Sağlık Müdürlüğü ve Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi üzerinde otorite kurdu. Cezaevinde yarattığı saltanat için gerekli sağlık raporlarını, gözlerini korkuttuğudoktorlara imzalattı. Çakıcı, Keskin'deki otoritesi bozulsun istemiyordu. Keskin Aile Sağlığı Merkezi, 14 Ekim 2017'de yazdığı raporunda, 'istemediği sürece il içi ve dışı hiç bir hastaneye sevk edilemez' diye rapor verdi. 20 Mart 2018'de 'Kırıkkale dışına hava, kara ve deniz yolu ile ambulansla dahi gitmesi hayati tehlike arz etmektedi' denildi. Kırıkkale'de deniz yoktu ya, neyse! Çakıcı, cezaevinde kalma kurallarını kendisi belirledi." değerlendirmesini yaptı.
Saymaz şunları kaydetti:
"Nasıl mı? Yine sağlık raporlarıyla… 9 Nisan 2018'de “Türkiye'de hiçbir yerde hücre cezası yatamaz” diye hekim raporu yazıldı. 24 Temmuz 2018'de verilen sürekli kanaat raporuna ne demeli? Alıntılıyorum:
“Koğuş kapısı, havalandırma bahçe kapısı açık olmak kaydıyla 24 saat hava almaya çıkabilir.” Çakıcı'nın nasırlarını tedavi etmesi için neşter (bistüri) bulundurmasına izin verildi. 20 Aralık 2017'deki sağlık kurulu raporunda şöyle yazıyor: Acil olarak bistüri 2 adet ile nasırlarını tedavi etmesi, ağrılarından dolayı odasında ve yanında bulundurması uygundur.” S. marka makas taşıması için 23 Haziran 2018'de rapor alındı.
Doktorlar Çakıcı'nın sağlığı ile en ince ayrıntısına kadar ilgilenmiş. Hatta Kars kaşarı bile ihmal edilmemiş. 11 Aralık 2017'deki sağlık kurulu raporunda, “Cezaevi kantininde bulunmayan eski Kars kaşarı peyniri tüketmesi uygundur” deniyor.
Buğulama ve ızgara da diyetindeki en önemli başlık. 5 Ocak 2018 tarihli diyet raporu şöyle: “Haftada üç gün balık ve iki defa ızgara köfte yemesi, cezaevinin belirlediği lokantadan buğlama ve ızgaranın avukatları tarafından cezaevine teslim edilmesi uygundur.” Diyette, haftada bir kilo kaymak, taş fırında pişirilmiş Trabzon ekmeği ve Kâbe hurması da yer alıyor. Dahası var. 26 Nisan 2018'deki diyet raporu lüks bir menüden farksız:
“İlaveten yedi gün çorba, brokoli, enginar, makarna, pilav, sulu İzmir köfte, terbiyeli ekşili köfte ve bamyayı cezaevinin tayin ettiği restauranttan avukatı tarafından (alınıp) teslim edilmesi uygundur. Yemekler cezaevi yemekhanesinde pişirilmemelidir. Çorbanın ve yemeklerin türleri doktorun hastaya söylediği gibi her gün değişebilir. Her gün temin edilmelidir.” Y. marka çatal, N. marka kaşık için de rapor yazıldı.
Böyle bir öğünden sonra kahve iyi giderdi! Bilhassa S. markadan… 8 Mart 2018'deki sağlık kurulu raporunda şu yazıyor: “Kafein ihtiyacı için hastalıkları nedeniyle S. marka kahveyi dünyanın değişik yerlerinde kullandığı için French press bardak ile burada, avukat ve ziyaret mahallinde sigara, kahve ve çay içmesi uygundur.” Çakıcı'ya 22 Haziran 2018'de süresiz sağlık kurulu raporu verildi.
Bu rapor sayesinde Çakıcı, odasına misafir bile ağırlayabildi. Rapor şöyle:
“Çakıcı'nın 16 türde değişik hastalığın altı tanesi ölümcül risk taşımaktadır. Zamanını koyamadığımız, sekiz ay da olur bir senenin üzerinde olur her an ölüm riski taşıdığından hastalıklarından dolayı hayatını kaybetme olasılığı yüksektir. Birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü derecedeki akrabaları ve yakın arkadaşları ile haftanın 7 günü saat 9-20 arasında hem sağlığı hem morali, helalleşme açısından istediği isimlerle kişi, sayı, adeti koymadan, bu ziyaretler hastayı yeniden hayata bağlayabilir. Yine de her şeyi Allah bilir. Odasında açık görüş yapabilir.”
Foyası ortaya çıkan Çakıcı, 13 Ağustos 2018'de Sincan 1 No'lu F Tipi Cezaevi'ne nakledildi. İddiaya göre emirlerini yerine getirmeyen müdürü tetik işareti yaparak tehdit etti. Müdürün şikayetiyle soruşturma açıldı. Çakıcı'yı kurtarmak için 19 Eylül 2018'de rapor yazıldı. Raporda “Spor saatleri haricinde, hasta odasında, otururken, uyuşmalara bağlı sürekli parmak izi egzersizleri yapardı” denildi."