İsmail Saymaz: Toplam 12 şehit; cihatçı çöplüğü denilen İdlib’te Suriye yükümüz ağırlaşıyor

İsmail Saymaz: Toplam 12 şehit; cihatçı çöplüğü denilen İdlib’te Suriye yükümüz ağırlaşıyor

Gazeteci İsmail Saymaz, Halk TV’ kaleme aldığı, “İdlib çöplüğünden çıkalım” başlıklı bugünkü yazısında, Türkiye’nin kontrol ettiği bölgede 15 ayda 36. cihatçı saldırısı yaşandığını belirterek, “Cihatçı çöplüğü denilen İdlib’te Suriye yükümüz ağırlaşıyor” dedi. “Türkiye’nin gelecekte terörist örgütlerin koruyucusu diye suçlanabileceği” görüşünü ifade eden Saymaz, “Ülkemizin çıkarı Suriye ile barışmaktan... Esad ile görüşmekten... Ve İdlip'teki çöplükten çıkmaktan geçiyor” dedi.

Saymaz’ın bugünkü yazısının ilgili bölümü şöyle:

Türkiye-Rusya arasında 5 Mart 2020'de imzalanan İdlib Mutbakatına göre Lazkiye'ye uzanan M-4 karayolunun kuzeyi ve güneyinde altışar kilometrelik güvenlik koridoru kuruldu. Türkiye, kuzeyde kontrolü ve asayişi sağlamayı, ılımlı muhaliflerle teröristleri ayrıştırmayı üzerine aldı. Ilımlı kim? Radikal hangisi? Biri diğerinden vahşi. Türkiye'nin sözünü dinlerler mi, o bile belirsiz.

İdlib, Birleşmiş Milletler raporlarında 'Cihatçı Çöplüğü' diye anılıyor. Hakimiyeti El Kaide'den ayrılan Heyet Tahrir Şam (HTŞ) elinde tutuyor. Türkiye'nin terör örgütü saydığı HTŞ, hakim olduğu kasabaları şeriatla yönetiyor. HTŞ'den ayrılan ve El Kaide'ye biat eden Hüraseddin de bölgede etkinlik gösteriyor. Ayrıca Kafkasya, Türk cumhuriyetleri, Asya, Afrika ve Avrupa'dan cihatçılık idealiyle Suriye'ye akan yabancıların tamamı şu an İdlib'de. Doğrusu, patlamaya hazır bir çöplüğü bize zimmetlediler. Sözde ılımlılarla radikalleri ayıracaktık... Arkamızdan vuruluyoruz.

Terörizm ve Radikalleşme ile Mücadele Araştırma Merkezi'nden (TERAM) Doç. Dr. Serhat Erkmen'in göre 19 Mart 2020'den beri İdlib'te TSK'ya karşı 36 saldırı düzenlendi. 12 askerimiz şehit düştü, 21 yaralı verildi. Saldırılardan 15'i M4 karayolu üzeri veya civarında, 3'ü İdlib merkezi ve kuzeyinde, üçü M4 - İdlib arasında meydana geldi. Ebu Bekir Sıddık'ın Yardımcıları Seyyiresi 19, Hattab Şişani grubu dört, Öncü Mücahitler iki, Mervan Hadid Birliği bir saldırıyı üstlendi. 10 saldırı sahipsiz kaldı.

Erkmen, dört örgütün aynı teröristlerden oluştuğunu, isim değiştirdiklerini düşünüyor. Bu örgütlerin Mart 2020'den önce adının duyulmadığını vurgulayan Erkmen, sızmalara açık olduklarını, eylemlerin Suriye ve Rusya'nın amaçlarına hizmet ettiğini anlatıyor. Ebu Bekir Sıddık Yardımcıları Seyyiresi'nin Türkiye'yi cezalandırmak ya da İdlib'in Suriye tarafından geri alınmasını gerekçelendirmek için Muhaberat tarafından yaratıldığı ihtimalini dışlamıyorum. Yönlendiriliyor da olabilirler. Fakat bu zaten, çöplüğün doğasındandır.

AK Parti, İdlib'de 3 milyon insanın yaşadığını, bölge Esad'ın eline geçerse Türkiye'ye göç hareketi başlayacağını savunuyor. Kamuoyu göç tehdidiyle susturuluyor. Doğrudur; kısa vadede bir risk olarak önümüzde duruyor. Ancak İdlib, Suriye yükünün kalıcılaşmasına neden oluyor. İdlib çöplüğünden saçılan berbat koku, hem Rusya ile ilişkilerimizi sarsıyor, hem de Suriye ile masaya oturmamızı geciktiriyor. Türkiye'de dört milyonu aşan geçici sığınmacıların ne olacağı... Kuzey Suriye'de Kürt yönetimi kurulması hedefi... İdlib'deki Afganistan'ın varlığı... İki komşunun acilen görüşmesini gerektiriyor. Üstelik Türkiye, gelecekte HTŞ ve diğer terörist örgütlerin koruyucusu diye suçlanabilir. Hatay'ın karşısında bir Talibanistan kurulmasına, şeriat hukukunun uygulanmasına, baş vurulup kol kesilmesine ne diye sebep olalım?

Kaldı ki Rusya destekli Esad, terör eylemlerini gerekçe gösterip İdlib'e yönelebilir ve yine göç akışı yaşanabilir. İktidar medeni dünyanın tanımadığı, meşru görmediği ve hatta bazı ülkelerin terörist saydığı Taliban ile diyalog kurmaya çabalarken, Suriye'deki meşru iktidarla görüşmeyi reddediyor. Türkiye, siyasal İslamcıların ideolojik takıntılarının ve marjinal ümmetçi hayallerinin bedelini daha fazla ödeyemez. Ülkemizin çıkarı Suriye ile barışmaktan... Esad ile görüşmekten... Ve İdlip'teki çöplükten çıkmaktan geçiyor.

Yazının tamamını okumak için tıklayın.