İspanya'daki Katalonya Özerk Yönetimi Başkanı Carles Puigdemont, uluslararası alanda 'tanınmak' için İspanya anayasasına 'aykırı' olmasına rağmen bağımsızlık referandumunu düzenledi.
Katalonya'nın bağımsızlık arayışı Carles Puigdemont ile başlamadı. Ancak, her türlü riski göze alarak, bağımsızlık ilan etmekte ısrar eden Puigdemont oldu. Bağımsızlık süreci, İspanya'nın Avrupa Birliği'ndeki müttefikleri ve ABD'nin gözünde başarısızlığa uğramaya mahkum bir yolculuk gibi görünse de, Puigdemont umutsuzluğa kapılacakmış gibi görünmüyor.
Puigdemont, İspanya'nın kuzeydoğusundaki Amer kentinde 1962 yılında doğdu. Çocukluğu General Francisco Franco'nun dikta yönetimi altında geçti.
Babası doğduğu köyün fırınını işletiyordu. Yaşıtları gibi, evde Katalanca konuşuluyordu.
Puigdemont, İspanyolca'yı kiliseye ait yatılı bir okulda öğrendi.
Okulda kendisinden birkaç dönem büyük olan Joan Matamala, Puigdemont'ı herkes tarafından sevilen bir öğrenci olarak hatırlıyor.
50 yıldır Katalan dilini ve kültürünü tanıtan kitaplar satan bir kitapçıyı işleten Matamala, Puigdemont'ı okulda doğal bir lider olarak ön plana çıkmayan ancak akılda kalan bir sima olarak tanımlıyor.
Puigdemont, liseyi bitirdikten sonra anadiliyle ilgili çalışmalar yapmak üzere Girona Üniversitesi Katalan Dili ve Edebiyatı bölümüne girdi. Üniversitede okurken, bir yandan arkadaşlarının yazdığı ödevleri düzeltiyor, bir yandan da bağımsızlık yanlısı yerel bir gazete olan El Punt Avui'de çalışıyordu.
Miquel Riera, Puigdemont ile birlikte gece geç saatlere kadar çalıştıklarını hatırlıyor: "En başından beri, yeni teknolojilere ve internete çok meraklıydı."
Puigdemont'ın referandum kampanyasında kritik rol oynayan sosyal medyayı bu kadar başarılı kullanmasını arkasında da teknolojiye duyduğu bu ilgi yatıyor olabilir.
Riera, "Puigdemont, çok kolay arkadaş edinebilen birisidir" diye konuşuyor. Riera, ayrıca, 25 yaşındaki oğlunun Pazar günkü referandum sırasında oy kullanırken polisin dipçikle göğsüne vurması üzerine yaralandığını da sözlerine ekliyor.
Puigdemont, 2011-2016 yılları arasında Girona eyaletinin belediye başkanlığı görevini yürüttü. 2016 yılında da Katalonya bölgesel yönetiminin başkanlığına seçildi.
Katalonya'da kendisine yönelik güçlü halk desteği var. Mitinglerde insanlar yanına gelip birlikte fotoğraf çektirmek istiyor.
Ancak oldukça mütevazı bir yerden gelmesine ve yıllarca merkez sağ ittifakta egemen olan Katalan siyasi elitlerinin arasında olmamasına karşın, hemen her kesimden destek alıyor.
Bağımsızlık yanlısı bir hareket olan Katalan Ulusal Birliği'nin uluslararası başkanı Montse Daban, "Puigdemont, Katalonya'nın bugün olduğu noktaya gelmesinde kesinlikle büyük rol oynadı. Zaten bağımsızlık sürecine destek veren ve ortaya konulan engellerden hoşnutsuz olan Katalan vatandaşlar için Puigdemont yönetimi tam anlamıyla olumlu bir sürpriz oldu" diyor.
Ancak aldığı kararlar, İspanyol yasalarıyla da başının derde girmesine neden oldu. Dahası, İspanyol hükümeti tarafından tek taraflı bağımsızlık ilan ederek, kriz çıkartan ve tüm köprüleri atan acımasız bir lider olarak görülüyor.
İspanyol hükümetinden bir kaynak, "Demokrasi sadece oylamadan ibaret değildir. Diktatörlüklerde de referandumlar yapılır. Yalnızca verilen oyun yasal olarak garanti altına alındığı durumlarda buna demokrasi diyebiliriz" diyor.
Aynı kaynak, oy kullanma merkezlerinden gelen polis şiddeti görüntülerinin de "yüzde 150 Puigdemont'un planının bir parçası" olduğunu belirtiyor:
"Çok yazık oldu. Çünkü bu bir tuzaktı. Bunlar, kuşkusuz İspanyol hükümetini kötü gösteren görüntüler."
Puigdemont, bağımsızlık konusunda selefi Artur Mas'a göre çok daha cüretkar konuşmalar yapıyor.
Pazar günü yaşanan şiddet olaylarının ardından BBC bir mülakat veren Puigdemont şunları söylemişti:
"Sesimizi duyurma hakkını elde ettiğimizi düşünüyorum. Ancak burada olanları anlamak istemeyenleri ya da olan bitene ilgi göstermeyenleri anlamakta zorlanıyorum. Bizi dinlemeyi asla istemediler.
"Hiçbir suçu olmayan yaşlı kadınlara ve insanlara vurduktan sonra nasıl kalkıp da dünyaya Avrupa'nın bir demokrasi cenneti olduğunu söyleyebiliriz ki? Bu asla kabul edilemez. Diktatör Franco döneminden bu yana bu kadar orantısız ve ağır güç kullanımı görülmedi."
Puigdemont, ayrıca arabuluculuk yapılmasını da istedi. Ancak İspanyol hükümeti bu talebi kabul edilemez bulduğunu açıkladı.
BBC'ye konuşan hükümet kaynağı da bu fikri kabul etmediklerini yineleyerek, "Neyin arabuluculuğu yapılacak ki" diye konuştu.
Aynı kaynağa göre, Puigdemont, bağımsızlık ilan etme sürecinde kendi siyasi partisini de devreden çıkartıyor ve bölgesel hükümetin işleriyle ilgilenmek yerine, bağımsızlık yanlısı sivil toplum örgütleriyle birlikte hareket etmeyi tercih ediyor.
Hal böyle olunca da akıllara Puigdemont'ın esas hedefine zarar verecek şekilde bağımsızlık hareketinin lider kadrosunda fikir ayrılığı yaşanması riski yaratıp yaratmadığı sorusu geliyor.
Bağımsızlık ve demokrasinin eşanlamlı kelimelere dönüştüğü sokaklarda ise beklentiler yüksek.
Bağımsızlık yanlılarının bir kısmı, Pazar günü yaşanan şiddete duydukları öfkeden dolayı İspanyol polisinden korkmayı bırakmış gibi görünüyor.
Girona'daki bir mağazanın camına yapıştırılmış ve elle hazırlanmış olan posterde, "İsyan eken, özgürlük biçer. 1 Ekim" yazısının yer aldığı görülüyor.
Málaga Üniversitesi'nden siyaset bilimi öğretim üyesi Manuel Arias Maldonado, "Tek başına bağımsızlık ilan etme yolunda ilerlemesinden dolayı kendisi şu an İspanya'nın en tehlikeli insanı olabilir. Eğer bu bir devrimse, ki öyle görünüyor, olaylara yön veremediği için gücünü de kaybetmeye başlamış durumda" diyor.