İspanyollar borç krizine karşı etkin mücadelen yana

İspanyollar sadece kendilerini ikna etmede yetersiz kalan başbakanları Mariano Rajoy’dan değil, Almanya Başbakanı Angela Merkel’ın katı tasarruf önlemlerinden de bezmiş durumdalar. Birçok İspanyol, ülkenin asıl sorunlarının nerede yattığını Alman hükümetinin de, AB'nin de hiç dile getirmemesini anlaşılmaz  buluyor. İşi gereği Almanya ile İspanya arasında gidip gelen reklam ajansı yöneticisi Joaquin Gomez gibi.

Gomez, kayıt dışı ekonominin, ödeme ahlâkının feci durumda olmasının ve yolsuzlukların, ülkeyi ve çok sayıda yetenekli kişiyi demoralize ettiğini vurguluyor. Gomez, reformlar yapılırken, bu sorunlara teğet geçildiğini söylüyor ve tasarruf önlemleri ile uzun vadede hiçbir şeyin değişmeyeceğini, yoksulluğun giderek artacağını, öte yandan verimli olmayan ve çarpık rekabet koşulları yaratan yapılanmaların Brüksel’in verdiği maddi yardımları da yiyip bitireceğini belirtiyor.

 

'Devlet reformdan geçirilmeli'

 

İktidardaki muhafazakar Halk Partisi (PP) üyesi, ayrıca Denaes Vakfı’nın Yöneticisi Santiago Abascal, ülkenin selâmete çıkması için uygulanmakta olan politikaların tamamen gözden geçirilmesi ve devletin reformdan geçirilmesi gerektiğini vurguluyor:

“İspanya’nın içinden geçmekte olduğu derin krizin çok derinlerde yatan bazı nedenleri var. Dış ülkelerde bu sebepler belki bu şekilde algılanamıyor, İspanya’daki krizin üretim zaaflarından kaynaklandığını düşünüyorlar. Oysa ki mevcut devlet krizinin, değerler krizi ile yakından ilgisi bulunuyor. Devletin yapısında bazı değişikliklere gitmemiz gerekiyor. Köklü demokratik ve kurumsal değişimlere gitmeden, siyasi bilincimizi ve siyasi tavrımızı değiştirmeden içinde bulunduğumuz bu durumdan çıkmamız zor görünüyor.”

İspanya'da özellikle gençler arasındaki işsizlik endişe verici boyutlara ulaşmış durumda

 

'Bu sosyal bir kriz'

 

IBM’in eski üst düzey yöneticilerinden olan ve şimdiki Amancia Ortega Vakfı’nın yöneticisi Felipe Pallete-Rivas da gerçek olmayan değerlerin, örneğin aşırı tüketimin, zenginliğe ulaşmanın diğer tüm değerleri alt ettiği bir düşünce yapısının krize yol açtığı görüşünde.

Pallete-Rivas “Ben krizin ekonomik olduğuna inanmıyorum. Ekonomik emareler gösteren ama aslında sosyal bir krizdir söz konusu olan. Ayrıca bu bir değerler krizidir ve sadece İspanya’yı değil, tüm dünyayı ilgilendiren bir olaydır ve bu durumun diğer Batılı ülkelere de sirayet edeceğini söylemek kehanet değildir. Sahip olduğumuz değerler sulandırıldı ve evdeki hesap da çarşıya uymadı. Bizimle ilgili şeyler hakkında sadece kısa vadeli düşünüyoruz. Sürekli başkalarını suçluyoruz ve yaşamımızın bu biçimde yorumlanmasının sonucu da işte bu krizdir” açıklamasını yapıyor.

 

Bir enstitü kurdu

 

Felipe Pallete-Rivas bu duruma yanıt olarak, halka siyasî eğitim sunan bir enstitü kurmuş. Pallete-Rivas, politikacıların, onların şirketlere, bankalara bağımlılığının ve yargı organlarını etkilemeye çalışmalarının şimdiki krizin ortaya çıkmasında önemli rol oynadığını teslim ediyor ama toplumun da tamamen suçsuz olmadığını vurguluyor. İspanyol halkının hâlâ demokrasi konusunda öğrenecekleri bulunduğuna işaret eden Pallete-Rivas, okullar, sosyal medya ve ücretsiz kurslardan yararlanarak, İspanya’yı bir parça daha demokratik kılmak istiyor.

“İspanya şimdiye kadar olduğu gibi merkezî mi, yoksa federal bir yapıda mı olsun” doğrultusundaki tartışmaya ilişkin ise şunları söylüyor:

"Federalizm, evet mi, hayır mı… Vatandaşlarımızın çoğu daha federalizmin tam olarak ne anlama geldiğini bile bilmiyor. Bu, İspanya’nın işlevini doğru dürüst yerine getirmesi için ortaya atılmış bir formüldür. Ancak önce ne içerdiğini iyi bilmemiz gerekir. Şimdiye kadar hiç kimse içeriği tam olarak somutlaştırmış değil." (Deutsche Welle Türkçe)