İSRAİL, ABD OLMADAN OPERASYON DÜZENLEYEBİLİR ANKARA (A.A)

-İSRAİL, ABD OLMADAN OPERASYON DÜZENLEYEBİLİR ANKARA (A.A) - 29.11.2010 - Wikileaks internet sitesi tarafından yayımlanan belgelerden birinde, ABD Savunma Bakanı Gates'in, Fransız mevkidaşı Morın'e "İsrail'in ABD'nin yardımı olmaksızın İran'a operasyon düzenleyebileceğini" söylediği ileri sürüldü. ABD'nin Tel Aviv Büyükelçiliğinin İsrail basınında da yer alan gizli yazışmalarına göre, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak 2009'da Amerikan Kongresi'nden bir heyete, "Dökme Kurşun" taarruzu başlamadan önce Mısır ve Filistin yönetimi ile temasa geçtiği konusunda bilgi verdi. Gizli yazışmada, Barak'ın, Mısır yönetimi ve Abbas'ın lideri olduğu El Fetih örgütü ile, Hamas'ın bozguna uğratıldıktan sonra Gazze Şeridi'nin kontrolünü almaya hazır olup olmadıkları yönünde konsültasyonlarda bulunduğunu Kongre heyetine bildirdiği ve aldığı olumsuz yanıtın kendisini şaşırtmadığı belirtildi. Öte yandan belgelere göre, 26 Temmuz 2007 tarihli bir diplomatik yazışmada İsrail gizli servisi Mossad'ın Başkanı Meir Dagan, Filistin yönetimi hakkında çok daha olumsuz bir görüş bildirdi. İsrail'in resmi politikasına rağmen Dagan'ın, Filistinliler ile bir nihai anlaşma girişimi sağlamanın hiçbir sorunu çözmeyeceği yönündeki kendi görüşünü dile getirdiği kaydedildi. -"İSRAİL ABD OLMAKSIZIN İRAN'I VURABİLİR"- Bu arada yine belgelerde, ABD Savunma Bakanı Robert Gates'in şubat ayında Fransız mevkidaşı Herve Morin'e, İsrail'in İran'a karşı ABD'nin yardımı olmaksızın bir operasyon düzenleyebileceğini, ancak bunun başarısından emin olmadığını söylediği öne sürüldü. İki bakan arasında yapılan ve içeriği gizli tutulan görüşmede, Morin'in İsrail'in Amerikan yardımı olmadan İran'ı vurabilme kapasitesi konusundaki sorusuna, Gates, "başarılı olup olmayacağını bilmediğini, ancak İsrail'in böyle bir operasyon yürütebileceği" yanıtını verdiği belirtildi. Bu belgelere göre, İran'a karşı bir askeri operasyonun etkisini pek önemsemeyen Amerikalı bakan, bir ülkenin konvansiyonel taarruzunun İran'ın nükleer planlarını bir ila üç yıl geciktirebileceği, ancak İran halkını saldırıyı düzenleyen ülkeye karşı birlik haline getirebileceği görüşünü de aktarıyor. -WIKILEAKS: İRAN LÜBNAN'A AMBULANSLA SİLAH GÖNDERDİ Dubai'den gönderilen 2008 yılına ait diplomatik mesajda, bir İranlı kaynağa dayanılarak, İran Devrim Muhafızları mensuplarının savaş sırasında Lübnan'a sızmaları için İran Kızılay örgütünü kullandıkları bildiriliyor. İran Kızılayının tıbbi malzeme taşıyan araçlarının silah ulaştırmada da kullanıldığı belirtilen mesajda, İran Kızılay çalışanlarının İran'da, Lübnan'a giden uçaklarda tıbbi malzemenin yanı sıra füzeler gördükleri kaydediliyor. İranlı haber kaynağına göre, Lübnan'daki İran Kızılay hastanesinin kontrolü daha sonra Şii hareketin lideri Hassan Nasrallah'ın isteğiyle Hizbullah'a devredildi. İsrail ve ABD, Tahran'ı, Lübnan'daki Hizbullah hareketine ve militanlara silah ve mali destek sağlamakla suçluyor. -BELGELER HAKLILIĞIMIZI KANITLADI İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Wikileaks belgelerinin İsrail'e bir zarar vermediğini, hatta konumunu güçlendirdiğini belirtti. Netanyahu, İsrail gazetelerinin editörleriyle yaptığı toplantıda, belgelerin, özellikle İran konusunda birçok kaynağın İsrail'in değerlendirmelerini desteklediğini gösterdiğini vurguladı.  İsrail Başbakanı Netanyahu, belgelerin yayınlanması sonrası tarihte ilk kez "İran'ın tehdit olduğu" konusunda bir anlaşmanın var olduğunu ifade ederek, liderlerin daha önce gizlice konuştuklarını artık açıkça söyleyebileceklerini umduğunu dile getirdi. Telgrafların kolayca sızabildiğini gördüklerini belirten Netanyahu, İsrail'in belgelerin er geç sızabileceği konusunda hazırlıklı olduğunu, bu nedenle yazışma prosedürlerini değiştirdiklerini ifade etti. -ABD, ÖNCEDEN UYARMIŞ- Öte yandan, ABD'nin, Filistin yönetimini Wikileaks tarafından yayımlanacak belgelerle ilgili önceden uyardığı belirtildi. Maan ajansının haberinde, belgelerin yayımlanacağının açıklanmasından birkaç gün sonra, Filistin yönetimi başkanlık bürosuna Washington'dan açılan bir telefonda "aşırı tepki gösterilmemesinin" istendiği kaydedildi. Habere göre, üst düzey bir Filistinli, telefon konuşmasında ABD tarafının "tepki vermeyin" dediğini belirtti. "Onlar, bu işin çok üzerine düşmüyorlar ve bizim de düşmeyeceğimiz beklentisindeler" diye konuşan Filistinli yetkili, "çok tepki vermeyin" sözünün en basit haliyle "Pek de hoşlanmayacağınız şeyler var" şeklinde tercüme edilebileceğini kaydetti. -"RUSYA GERÇEK MAFYA DEVLETİ" Rusya ile ilgili binlerce rapora da yer verilen belgelerde, Rusya'nın gerçek bir mafya devleti olduğu ileri sürüldü. Rus Kommersant gazetesi, sitede ABD'nin Rusya temsilciliklerinden 3 bin 458 belgenin yer aldığını belirterek, sözkonusu belgelerin 3 bin 376'sının Moskova, 48'inin St. Petersburg, ve 34'ünün ise Yekaterinburg'dan gönderildiğini kaydetti. ABD'nin Moskova Büyükelçiliği'nin imzasıyla 8 mektup bulunduğu vurgulanan haberde, ABD'nin Rusya dışındaki temsilciliklerinde de Rusya ve Rus siyasetçilerle ilgili çok sayıda belgenin bulunduğu ve bu belgelerin 28 Aralık 1966 ile 28 şubat 2010 tarihlerini kapsadığı belirtildi. Amerikalı diplomatların resmi yazışmalarında, Rus yetkililerin ve istihbarat birimlerinin yasadışı eylemlerinde mafya liderlerini kullandığı ileri sürülerek, "Rusya'nın gerçek bir mafya devleti" olduğu iddiasına yer veriliyor. Rusya Başbakanı Vladimir Putin ve İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi arasındaki çok yakın ilişkilerin ABD'yi endişelendirdiği ifade edilen mektuplarda, iki lider arasında çok pahalı hediyelere, enerji alanında şaibeli anlaşmalara, tuhaf aracılara dikkat çekilerek, Berlusconi'nin her geçen gün Putin'in Avrupa'daki yansıması durumuna geldiği belirtiliyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı William Burns'un, 2006 yılındaki Dağıstan'da yapılan bir düğüne atıfta bulunarak, "Dans eden çocuklara 100 dolarlık paralar atan alkollü misafirler... Dansçı çocuklar yerden en az 5 bin dolar topladı. Düğünün onur konuğu Çeçenistan Başkanı Ramazan Kadirov, geline 5 kilo altın hediye etti" ifadelerine yer verdi. -"MEDVEDEV ROBİN GİBİ"- Putin ve Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev arasındaki uyuma da geniş verilen belgelerden birinde, Medvedev hakkında, "solgun ve kararsız" ifadesi kullanılırken, bir başka belgede Medvedev'in "Batman'in (Putin) yanındaki Robin'i anımsatıyor" denildi. Amerikalı diplomatlar mektuplarında Putin ve Medvedev'i kıyaslarken Medvedev'e yönelik sempatilerini dile getiriyor, Putin'in ise ülkede daha etkili olduğunu kaydediyorlar. Belgelerde ABD'nin Paris Büyükelçisi Charles Rivkin, 16 Eylül 2009'da Washington'a gönderdiği mektupta, "Paris, gittikçe Putin'den her geçen gün daha farklı bir konum alan Medvedev'i yakından takip ediyor. Medvedev, Batılı güçlere karşı daha yakın görünüyor ve Rusya'nın sorunlarının modernizasyon ve hukukun üstünlüğü çerçevesinde çözülmesi ilkesine daha yakın" diyor. Der Spiegel gazetesindeki verilere göre merkeze gönderilen raporlarda dedikoduların da yer aldığı belirtilerek, bazı mektuplarda, "Medvedev'in eşi Svetlana, Putin ile Medvedev arasında gerilime neden oluyor", "Svetlena hakkında sürekli dedikodular yapılıyor", "Medvedev'e yeterince sadık olmayan diplomatların listesi bizzat Svetlena Medvedeva tarafından yapıldığı" ifadeleri kullanılıyor. -"ALİYEV'E GÖRE, PUTİN-MEDVEDEV ÇATIŞMASI KAÇINILMAZ"- Yine belgelere göre ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Burns, 25 Şubat 2010 tarihli mektubunda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile yaptığı bir konuşmaya atıfta bulunarak, "Aliyev'in, Medvedev'i çağdaş ve aydınların yeni nesil temsilcisi" olarak gördüğünü, ancak kontrol edemediği kişiler tarafından kuşatıldığını söylediğini aktarıyor. Aliyev'in "Medvedev'in herhangi bir kararı uygulamadan önce onay aldığını" ifade ettiğini belirten Burns, bundan da muhtemelen Putin'i kast ettiğini aktarıyor. Burns, Aliyev'in ayrıca Rusya'daki birçok üst düzey yetkilinin Medvedev'i lider olarak kabul etmediği görüşünü dile getirdiğini kaydediyor. Burns'un, Aliyev'in Putin ve Medvedev ekipleri arasındaki ciddi çatışmanın birçok kanıtı olduğunu söylediğini belirterek, "Medvedev-Putin uyumu konusunda Aliyev, 'Bir kazanda iki kelle kaynamaz' atasözünü kullanıyor. Aliyev, bu (atasözünün) kaba bir sokak dili olduğunu ve iki liderin (Putin ve Medvedev) eninde sonunda kavga etmek zorunda kalacağını savunuyor" dediği savunuldu. -İNGİLTERE KINADI İngiltere, Wikileaks'in ABD belgelerini izinsiz şekilde yayımlamasını kınadı. İngiltere Dışişleri Bakanlığı Sözcüsünün yaptığı ve bakanlığın resmi internet sitesinde yer verilen açıklamada, "Bilgilerin izinsiz bir şekilde yayımlanmasını, İngiltere'de de benzer belgelerin yayımlanmasında olduğu gibi kınıyoruz" denildi. Bu bilgilerin ulusal güvenliğe zarar verebileceğine dikkat çekilen açıklamada, ayrıca "ABD'nin de belirttiği gibi insanların hayatlarını riske atabileceği" kaydedildi.  Açıklamada, "ABD hükümetiyle çok güçlü ilişkilerimiz var ve bu devam edecektir" ifadesi kullanıldı.