-İSRAİL ASKERLERİ 3 KİŞİYİ TUTUKLADI MECDEL ŞEMS/GOLAN TEPELERİ (A.A) - 06.06.2011 - Nursel Gürdilek - İsrail'in 1967 6 Gün Savaşları ve ardından Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs'ü işgal etmesinin yıldönümünde (Naksa) İsrail-Suriye sınırında meydana gelen kanlı protestolar sırasında, İsrail ordusu askerleri, Kuneytra'da çitlere yaklaşanlardan 3 Filistinli'yi tutukladı. Kuneytra'da ölenlerin bazılarının da sınır bölgesindeki mayınların patlamasıyla hayatlarını kaybettikleri belirtiliyor. İsrail-Lübnan sınırı, Naksa olaylarında sessiz kalırken, Suriye ile sınırda iki noktada patlak veren olaylarda, Suriye televizyonunun haberine göre 22 kişi hayatını kaybetmişti. Yaralıların sayısı da 300'den fazla olarak verilmişti. Suriye sınırındaki Dürzi kasabalarından Mecdel Şems ile Kuneytra'da Suriye tarafından gelenlerin toplam sayısının bin civarında olduğu da öğrenildi. İsrail askerlerinin sınırın karşı tarafındakilere ateş açmasıyla birlikte, Mecdel Şems'te kimisi inşaat halindeki bütün binaların katları, damları Mecdel şemslilerle doldu. Kadınlar, genç kızlar, gençler kimi zaman ellerinde Suriye bayrakları ile, askerlerin açtığı her ateşi sloganlar atarak protesto ettiler. "Golan Suriye'dir; Filistin Araplar'ın" diye bağıran Mecdel Şemsliler, askerlere, "İşgalciler, Golan'ı terkedin" diye seslendi; zaman zaman Filistin marşları da söylediler. Dürzi dini liderler de sınıra gelerek, zaman zaman öfkelenenleri yatıştırmaya çalıştı; toplananlara sınır çitlerine fazla yaklaşmamaları uyarısında bulundular. Bu arada, damlarda olayları seyredenlerden 8 yaşında bir çocuk, dengesini kaybederek düştü ve ağır yaralandı. İsrail askerlerinin, karşı taraftaki protestocuları gözyaşartıcı bombalarla dağıtması üzerine, akşam saatlerinde Mecdel Şems'liler ile İsrail askerleri arasında arbedeler yaşandı; Dürzi kasabasının sakinleri askerlerin üzerine inşaat alanındaki malzemeleri attı. İsrailli bir subayın atılan beton parçalarından yaralandığı belirtilirken, İsrail askerleri bu kez onlara karşı gözyaşartıcı bombalar kullandı. Özellikle Kuneytra'da öğleden sonra patlak veren olaylarda, sınır bölgesinde döşeli bulunan anti-tank mayınlarından en az 4'ünün patladığı belirtiliyor. İsrail radyolarının haberlerinde de Kuneytra'da, protestocuların attığı molotof kokteyllerinin bazı alanlarda yangınlara ve dolayısıyla mayınların patlamasına neden olduğu da kaydedildi. Burada hayatları kaybedenlerin bazılarının ölümüne de mayınların patlamasının neden olduğu öne sürülüyor. Kuneytra'da akşam saatlerinde sınır çitlerine yaklaşan 3 kişilik bir grup İsrail askerlerince tutuklanırken, bu kişilerin saatler sonra Suriye tarafına gönderildikleri de öğrenildi. İsrail ordu sözcüsü ise sınırda meydana gelen olaylarla ilgili olarak Suriye'yi suçladı. Ordu Sözcüsü, sınırda yapılan protestoları, ''Suriye'de olup bitenlerden dikkati başka yere çekmek amacıyla düzenlenen açık bir provokasyon" olduğunu ileri sürdü. Gecenin ilk saatlerinde sınırda olayların yatışmasına rağmen İsrail ordusu, sınırdan askerlerini çekmedi. Askerlerin muhtemel olaylara karşı gece de bölgede kalması; hatta bir kaç gün daha sınır bölgesinde konuşlanmalarına devam etmesi öngörülüyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, olaylardan önce, sabahki kabine toplantısında "İsrail'in çevresindeki radikal unsurları, provokasyon çabası içinde olmakla" suçlamıştı. Netanyahu, "Sınırlarımızı delmeye çalışıp kasabaları ve vatandaşlarımızı tehdit etmeye çalışacaklar. Buna meydan vermeyeceğiz" demişti. -MECDEL ŞEMSLİLER: HEM GURUR DUYDUK; HEM DE ÖLENLER İÇİN ÜZGÜNÜZ"- Mecdel Şems'te, sınırda İsrail askerlerinin Suriye tarafından gelenlere açılan ateşi endişeyle izlenen Dürzi köyü sakinleri, protestolardan "gurur duymakla birlikte, ölenler için üzüldüklerini" söylediler. Bunlardan kendisini "siyasi aktivist" olarak tanıtan 57 yaşındaki Semih Eyüb, "Onlarla gurur duyuyorum. Hem de üzgünüm, İsrail silahlarıyla hayatlarını kaybettiler. Ama onların hayatlarını kaybetmesi hepimiz için köylerinizi unutmayın mesajıdır. Bir gün mutlaka anahtarlarıyla birlikte evlerine dönecekler" dedi. Eyüb, 1967'de İsrail'in işgaliyle ailelerin bölündüğünü ifade etti. "Bu sadece benim değil, Golan Tepeleri'nde yaşayan 20 bin dolayındaki insanın yüzde 80'inin problemi" diyen Eyüb, Mecdel Şems'te doğduğunu, sonra ailesiyle Suriye'ye gittiklerini ve ancak 1970'de Kızılhaç aracılığıyla yeniden dönebildiklerini ifade etti. Eyüb, "Ama kardeşim Suriye'de kaldı. Şimdi 65 yaşında, 5 çocuğu var. Yeğenlerimin 3'ü üniversiteyi bitirdi. Şimdiye dek hiç onları görmedim. Ancak telefonla, internet aracılığıyla konuşabiliyorum. Ne ben gidebiliyorum, ne onlar gelebiliyor" dedi. 33 yaşındaki tur rehberi İmad Madah, Hayfa'da çalıştığını, sırf bugün için işini bırakıp geldiğini anlattı. Ailesinden halasının, amcasının ve kuzenlerinin Suriye'de olduğunu söyleyen Madah'ın bir kardeşi de Suriye'de bulunuyor. "10 yıldır göremedim onu. Buna izin yok. Bizim ne İsrail ne Suriye vatandaşlığımız var. Sadece izin kağıdı sağlayabilirsen gelip-gidebilme imkanı var. Bunu da çok az kişiye veriyorlar" dedi. Dürzi şeyhlerden Nezih Mahmud da "Biz ülkemizle gurur duyuyoruz" diyerek, Suriye'yi anlattı. "Özgürlüğümüzü alıp ülkemize döneceğimiz günü bekliyoruz" diyen Şeyh Mahmud, Ortadoğu'daki Arap Baharı'ndan sonra, Arap halkının artık önceki gibi kimseden korkmadığını, demokrasi ve hürriyet istediklerini dile getirdi. Nezih Mahmud, "Bir dahaki sefere Golan Tepeleri'ne İsrail tarafından değil, Suriye tarafından gelmiş olursunuz inşallah" temennisinde de bulundu. -SAVAŞ SUÇU- İsrail parlamentosunun Arap milletvekillerin Balad partisi Başkanı Cemal Zahalka ise İsrail askerlerinin sınırdaki protestoculara ateş açmasını "savaş suçu" olarak nitelendirdi. Zahalka, askerlerin öldürmek amacıyla ateş açtıklarını, böylece insanları gelecekteki protesto gösterilerinden de caydırmayı amaçladıklarını ifade etti.