İsrail'de yedek subayların yargı reformlarına tepkisi "şok etkisi yarattı"

İsrail'de yedek subayların yargı reformlarına tepkisi "şok etkisi yarattı"

İsrailli analistler, Binyamin Netanyahu başbakanlığındaki aşırı sağcı hükümetin yargının yetkilerini kısıtlayan yasal düzenlemesine karşı yedek subaylardan gelen tepkilerin ülkede "şok etkisi yarattığını" belirtiyor.

İsrail Hava Kuvvetlerinin yanı sıra özel kuvvetler ve istihbaratta görevli yüzlerce yedek subay, Yüksek Mahkemenin zayıflatılması halinde birliklerindeki görevlerini sürdürmeyeceklerini açıkladı.

Ülkenin farklı güvenlik servislerindeki yedek subaylardan art arda gelen mesajlar, bugüne kadar ordu ve istihbaratın iç siyasete müdahaleden uzak tutulduğu ülkede şaşkınlıkla karşılandı.

Başbakan Netanyahu ise Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "İsrail ordusunu siyasi söylemlerden uzak tutmak gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Netanyahu'nun "askerlik görevinin kırmızı çizgi" olduğu yönündeki uyarısına rağmen güvenlik birimlerinin tepkileri devam ediyor.

"Yedek subayların adımları İsrail'de şok etkisi yarattı"

Yediot Ahronot gazetesi analistlerinden Avi Issacharoff, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Yedek subayların adımları İsrail'de şok etkisi yarattı. Bu şok, büyük bir deprem gibiydi." değerlendirmesinde bulundu.

Hükümetin yargı düzenlemelerine karşı devam eden protestoların yanında ordu görevlilerinden gelen tepkileri sürpriz bir gelişme olarak gören Issacharoff, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hükümet öncülüğündeki darbeye karşı tüm protestolara rağmen hava kuvvetleri, istihbarat ve özel kuvvetler gibi servislerdeki yedek subaylardan gelen mesajlar kesinlikle beklenmiyordu. İsrail halkı arasında bunun büyük bir etkisi oldu. Şunu söyleyebilirim: Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ekibi dahi yedek subayların bu tepkisini beklemiyordu. Bu nedenle kendileri de bir şok yaşadı."

Netanyahu ve onu destekleyen siyasi partilerin, yargı düzenlemelerine karşı protestoların yüzlerce veya birkaç bin kişinin katılacağı gösterilerle sınırlı kalabileceği beklentileriyle bu yola girdiklerine işaret eden Issacharoff, "Bu nedenle yüz binlerce İsraillinin sokağa dökülmesi kendileri için sürpriz oldu." dedi.

Yedek subaylardan gelen tepkilerin de aynı şekilde halkın aşırı öfkesinin bir yansıması olduğunu söyleyen Issacharoff, "Çünkü Netanyahu'nun gerçek planı, İsrail'deki demokratik rejimi değiştirmenin yolunu açmak. İnsanlar da meselenin sağ sol anlaşmazlığından öte ülkenin geleceği olduğunu biliyor." ifadelerini kullandı.

Ülkede yapılan anketlere göre, halkın yüzde 62'sinin "yargı reformları" olarak atılan adımlara karşı olduğuna dikkati çeken Issacharoff, halkın reformları istediğini ancak Yüksek Mahkemenin yetkilerinin kısıtlanmasına karşı çıktığını vurguladı.

Issacharof, yedek subayların gösterdiği tepkinin halk tepkisiyle paralel seyrettiğine işaret ederek subayların da İsrail halkı gibi diktatörlük istemediğini ve geleceklerinden endişe ettiğini savundu.

İsrailli analist, subayların diktatör bir rejimin askerleri olmak istemediklerini, karşılaştığı herkesten bunları duyduklarını söyledi.

Yedek subayların tepkileri sürüyor

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu (KAN), dün ülke genelindeki "Diktatörlük Karşıtı Gün" protestoları çerçevesinde yedek subayların, Hayfa Limanı'na yanaşmaya çalışan bir konteyner gemisini engellediğini belirtti.

Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi'nin, yedek subayları sakinleştirme çabaları ise sonuç vermedi. İsrailli yedek subayların, aşırı sağcı hükümetin yargı düzenlemelerine karşı tepkileri günlük olarak tekrarlanmaya başladı.

İsrail Hava Kuvvetlerindeki bir grup subay da 7 Mart Salı günü Genelkurmay Başkanı Halevi ile toplantılarında, hükümetin yargı düzenlemeleriyle ilgili tasarılarının onaylanması halinde çok sayıda arkadaşıyla görevi bırakacakları uyarısında bulundu.

Ordu saflarında hareketlilik

"The Times of Israel" gazetesinin internet sitesinde yer alan haberde de muhalefetin yargı düzenlemelerine karşı çabalarının ordu saflarında yayıldığına dikkat çekildi.

Haberde, subaylardan gelen protestoların ordu operasyonlarını etkileyebileceği ihtimaline karşı Genelkurmay Başkanı Halevi'nin ordudaki subaylarla toplantılar yaptığı aktarıldı.

Söz konusu toplantılardan birinin de salı akşamı Hava Kuvvetlerinin çeşitli birimlerini temsil eden 20 subayın katılımıyla gerçekleştirildiği kaydedilen haberde, toplantı tutanaklarının bazı İsrail medya kuruluşları tarafından sızdırıldığı belirtildi.

Tutanaklarda "pilotlar kendi adlarına konuştu ve aynı zamanda Halevi'ye reformla ilgili endişelerini ve reform kabul edilirse askerlik yapmak istemediklerini açıklamaya çalıştılar." ifadelerinin yer aldığı aktarıldı.

Yedek subayların ayrıca "hükümetin çabalarının devleti içeriden aşındırma tehdidi olduğunu düşündüklerini" söylediği belirtilen tutanaklarda, Halevi'nin ise konuşmasına yedek kuvvetlerin ordu için önemini vurgulayarak başladığı" kaydedildi.

Savunma Bakanı'ndan subaylara uyarı

İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, bazı yedek subaylarla görüştüğünü kaydetti.

Galant, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

"Yedek subaylarla yaptığım toplantıda, İsrail'in güvenliğine yönelik gerçek bir tehlike oluşturduğu için ordudaki protestoları kabul etmeyeceğimi belirttim. Ordunun herhangi bir çatışmaya girmemesini sağlamamız gerektiğini vurguladım ve hükümeti protesto etmenin devlete karşı harekete izin vermediğini unutmamamız gerektiğini vurguladım."

İsrail ordusu içinden gelen tepkiler

Yargı düzenlemesine karşı İsrail ordusu içinden gelen tepkiler, bu konuda hükümete karşı baskıyı yeni bir boyuta taşıdı.

Orduda görev yapan 37 yedek savaş pilotu, 5 Mart'ta yaptıkları açıklamayla, yargının yetkilerini kısıtlayan yasa teklifine tepki amacıyla 8 Mart'taki eğitime katılmayacaklarını bildirdi.

Aynı şekilde, İsrail ordusu siber kuvvetlerine bağlı aralarında albay, yarbay ve tümgenerallerin de yer aldığı 150 kadar asker, yargı düzenlemesi durdurulmazsa bir sonraki eğitimlere katılmayacaklarını duyurdu.

Buna karşılık Başbakan Netanyahu ise yedek askerlerin kararına tepki göstererek ordudaki talimlere katılmayı reddetmelerinin "varoluşsal tehdit" oluşturduğunu söyledi. Netanyahu, "Bu toplumda protestoya yer var, fikir ayrılıklarına yer var ama görevi reddetmeye yer yok." diye konuştu.

İsrail ordusundaki farklı kuvvet ve birliklerden bazı yedek askerler de aynı nedenle eğitimlere katılmayacakları yönünde açıklamalar yaptı.

İsrail'de yedek askerlerin "yargı düzenlemesi protestosuna" istihbaratçılar da katıldı

İsrail ordusundaki 400 yedek askeri istihbaratçı 8 Mart Çarşamba günü, hükümetin yargı düzenlemesini hayata geçirmesi durumunda "güvenlik teşkilatında hizmet etmeyi reddettiklerini" açıkladı.

Haaretz gazetesinin haberine göre, İsrail ordusundaki 400 yedek askeri istihbaratçı, iç güvenlik teşkilatı Şin-Bet (Şabak) Başkanı Ronen Bar, Mossad Başkanı David Barnea ve İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi'ye birer mektup gönderdi.

Mektupta "İsrail'deki asker ve sivillerin, bir anayasal kriz durumunda Yüksek Mahkemenin ve başsavcının direktifleri doğrultusunda hareket edeceği ve İsrail'in hukukun üstünlüğüne bağlı bir demokrasi olmasını sağlayacağı" ifade edildi.

Mossad Başkanı, Şin-Bet Başkanı ve Genelkurmay Başkanı'nın istihbarat subaylarınca yakından tanındığı ve kendileri gibi "özel operasyonlardan geldiği" vurgulanan mektupta, "İsrail hükümetinin izlediği yola endişeyle bakıyoruz ve bir hükümet darbesi yapmak konusunda kararlı olmasından korkuyoruz." ifadeleri kullanıldı.

Netanyahu hükümetinin tartışmalı "yargı reformu"

İsrail Adalet Bakanı Yariv Levin, 5 Ocak'ta Yüksek Mahkemenin yetkilerini sınırlandıran, yargının, hakimlerin seçimi üzerindeki etkisini azaltan bir yasa planladıklarını duyurmuştu.

Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının bazı yetkilerini Meclise devretmeye yönelik hamleleri, Yüksek Mahkeme başta olmak üzere hükümet ile İsrail yargı mekanizması arasında gerilime yol açmıştı.

Ülkedeki en yüksek yargı mercisi olarak görev yapan Yüksek Mahkeme, Meclisin çıkardığı kanunları, anayasa taslağı olarak kabul edilen "temel yasalara" aykırılık gerekçesiyle bozma yetkisine sahip.

Netanyahu hükümeti, açıkladığı yargı düzenlemesinde, Yüksek Mahkemenin, Meclisin çıkardığı kanunları bozma yetkisinin elinden alınacağını belirtmişti.

İsrail Başsavcısı Gali Baharav-Miara, hükümetin yargı düzenlemesine karşı itirazlarını yazılı olarak iletmiş, kaygılarının "güçler ayrılığı, yargının bağımsızlığı ve bireysel hakların korunması"nın bozulması üzerinde toplandığını paylaşmıştı.