Filistinli insan hakları savunucuları, İsrail'in Gazze’de "ölümcül ok" kullandığını iddia etti. Uluslararası savaş hukukunun yasaklamadığı ‘oklar’, 300 metreye yayıldığı için yerleşim birimlerinde kullanılması sakıncalı.
İsrail ordusunun roket saldırıları ve İsrail toprağına açılan yeraltı tünellerini gerekçe göstererek sürdürdüğü askeri operasyonun insan bilançosu katlanıyor.
“İnsan Hakları İçin Filistin Merkezi” adlı insan hakları örgütü, 17 Temmuz’da Han Yunus‘un doğusundaki Kuza köyünde 37 yaşındaki Nahla Halil Nacar’ın göğsünden altı tane ‘öldürücü ok’ ya da ‘küçük ok’ adı verilen silahla vurulduğunu iddia etti. Filistinli aktivistler Nacar’ın yaralarını fotoğrafla kanıtlarken İngiltere’de yayımlanan Guardian ve Independent gazeteleri de iddiaya yer verdi.
2008’de Gazze’ye yönelik Dökme Kurşun operasyonunda kullanılan öldürücü okları, İsrail merkezli insan hakları örgütü B’Tselem şöyle tanımlıyor:
“12 milimetrelik bir tank mermisinin içinde bu oklardan 5 bin ila 8 bin adet bulunuyor. 4 santimetre uzunluğunda, sivri uçlu bu silahlar, mermi havada patladıktan sonra 100 metre uzunluğunda, 300 metre genişliğinde bir alana koni biçiminde dağılıyor.”
Guardian’a açıklama yapan İsrail ordusu, okların kullanıldığını doğrudan yalanlamayarak ‘sadece uluslararası hukukun yasal kabul ettiği’ silahlara başvurduğunu belirtti. Gazze’de en az 9 Filistinli'nin bu şekilde öldüğünün kanıtlanmasının ardından 2002’de İsrail Anayasa Mahkemesi; uluslararası savaş hukukunun yasaklamadığı öldürücü okların kullanımının yasal olduğuna hükmetmişti.
Fakat B’Tselem, sivillerin yoğun yaşadığı Gazze Şeridi’nde etrafa dağılabilen öldürücü okların kullanımının savaş hukukunun sivilleri gözeten temel ilkeleriyle çatıştığını vurguluyor. Uluslararası Af Örgütü, yoğun bitki örtüsüne sahip alanlarda etkili olması için tasarlanmış olan bu silahın sivillerin yaşadığı yerlerde asla kullanılmaması gerektiğini açıklamıştı. İnsan Hakları İzleme Örgütü de 2009’da öldürücü okların kullanılmasını ‘savaş suçuna kanıt’ kabul etmişti.