İşsiz kalan yabancı CEO'lar Türkiye'de iş arıyor

İşsiz kalan yabancı CEO'lar Türkiye'de iş arıyor
Uluslararası insan kaynakları danışmanlık şirketi Heidrick&Struggles (H&S) Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Yönetici Ortağı Ayşegül Aydın, dünyada yaşanan global kriz yüzünden iş aramak için CV gönderen CEO sayısında patlama yaşadıklarını söylüyor. Aydın 'Aralarında o kadar büyük operasyonların CEO'ları var ki. Türkiye'de sizin kanalınızla bulabileceğimiz bir iş var mı diye soruyorlar. Kriz öncesinde de bu tip yabancı CEO'ların CV'leri gelirdi ama normal zamanlarda ayda 5 tane geliyorsa şimdi ayda 30-35 tane geliyor' diyor. Heindrick& Struggles 1953'te ABD'de kurulmuş, merkezi Chicago'da olan dünyanın en büyük insan kaynakları şirketi. Dünyada 67 ofisi ile Fortune 500 şirketlerine en üst düzeyde insan kaynakları oluşturma konusunda hizmet veriyor. Ağırlıklı konusunu ise CEO, yönetim kurulu üyelikleri ve tepe yöneticileri oluşturuyor. 9 yıl önce Türkiye'ye gelen Heindrick&Struggles'ın Yönetim Kurulu Başkanı ve Yönetici Ortağı ise dünyanın en iyi 200 beyin avcısı arasında gösterilen Ayşegül Aydın. 1996'dan beri insan kaynakları sektöründe uzmanlaşan Aydın, Referans gazetesine verdiği röportajda krizin bu sektöre etkisini anlattı. Global krizde en büyük faturayı CEO'ların ödediğini, birçoğunun işini kaybettiğini, birçoğunun ise gelirinin azaldığını belirten Aydın, Türkiye Ofisi'ne CV gönderen CEO sayısında patlama yaşadıklarını belirtiyor. "Eskiden ayda 5 tane CV geliyorsa şimdi 30-35'e çıktı" diyen Aydın, CEO arayan şirketlerin sayısında ise azalma olmasa da duraklama olduğunu dile getiriyor. Ancak krizin yarattığı fırsatı değerlendirmek isteyen private equity yani girişim sermayesi fonlarının Türkiye'ye ilgisinin arttığını da dile getiren Aydın, "Günün iki saati bu fonlarla görüşmekle geçiyor. İlgi çok fazla. Perakende, enerji, finans ve ilaç hareketli sektörler" diyor. Türkiye insan kaynakları konusunu son yıllarda ciddiye almaya başladı. Beyin avcılığı da öyle. Siz kaç yıldır bu sektördesiniz ve neler değişti? Bu sektörün geçmişi dünyada çok eski. Türkiye'de ise maksimum 20 yıl gibi. Ben 12 yıldır bu işi yapıyorum. İnsan kaynakları danışmanlığı sektörü diyoruz buna. Kurumların kültürlerine uygun insan kaynakları yapısını oluşturmak ana hedef. Şu anda binlerce firma bu işi yapıyor. Ben 12 yıldır her alanda, her sektörde iş yaparak bir ekip oluşturdum. Bizim önümüze Mercedes Benz gibi otomotiv şirketleri de geliyor, Garanti Bankası gibi banka müşterileri de geliyor. Veya Electroworld gibi perakende müşterisi de geliyor. Heindrick&Struggles dünyanın en büyüklerinden biri. Diğerlerinden farkı ne? Bu alanda en meşhur ve en büyük isimlerden bir tanesi. Merkezi halen Chicago'da. Şu an 67 tane ofisi, 2000'e yakın çalışanı var. Biz hepimiz aynı database üzerinden çalışıyoruz. Bu da bize tabii şunu sağlıyor. Örneğin, Türkiye ofisi olarak Türkiye'deki bir İtalyan müşterimize, dünyanın dört bir tarafından İtalyan olan ve Türkiye'ye sıcak bakan CEO'yu bulup, getirip yerleştirebiliyoruz. Ya da Singapur'daki bir Türk holdinge dünyanın dört bir tarafından uygun yöneticiyi arayıp yerleştirebiliyoruz. Sektördeki şirketleri bir üçgen olarak gözünüzün önüne getirin. Üst kademelerden oluşan sivri tarafı zaten küçücük kaldığı için orada çok az şirket oluyor. Biz üstteki şirketlerden biriyiz. Yani tepedeki oyunculardan bir tanesiyiz. Aşağıya doğru gittikçe kademe kademe hem üçgen kalınlaşıyor hem de aşağıdaki şirketler daha farklı işler yapıyorlar ve dolayısıyla daha çok iş yapıyorlar. Uygun CEO'yu nasıl arıyor ve buluyorsunuz? Teknoloji artık o kadar ilerledi ki. Biz Türkiye'de miyiz, New York'ta mıyız, Hindistan'da mıyız hiçbir önemi kalmadı.Video konferans yöntemiyle her türlü adayı önce tanıyoruz. Beğendiklerimizi veritabanımıza alıyoruz. Veritabanımızda 2 milyonun üzerinde yöneticinin CV'si var. Bunların bir kısmı Türk ve biz Türkiye ofisi olarak Türklerden sorumluyuz. Dünyadaki bütün Türk yöneticileri takip etmek, güncellemek, sürekli yeni Türkleri bulup o veritabanına yüklemekle sorumluyuz. Onun için de Türkiye'deki rakiplerimize karşı büyük bir avantajımız var. 2 milyon CV arasında Türklerin oranı nedir? Türkler biz bu işi ilk kurduğumuzda yüzde 2 civarındaydı, biz onu şimdi yüzde 8'lere çektik. Dünyanın dört bir tarafında ciddi roller üstlenen Türkler var. Üstelik biz sadece yönetim kurulu üyesi ile aynı seviyede olan CEO ve bu seviyenin bir altı olan direktör seviyesinde çalışıyoruz. Ancak dünyadaki parlak Türkleri bulmak için de zaman zaman talep geliyor. Müşteri için bu stratejik bir ihtiyaç. Onu da aynı bir CEO arıyormuş gibi arıyoruz. Bu CV'ler nasıl toplanıyor? Birkaç kanal var. Bazıları bize kendilerini tanıtmak için sürekli yazarlar, mail gönderirler, randevu alıp gelip kendilerini tanıtırlar. İkincisi ise grubumuzda her ofis kendi pazarındaki değerli başarılı insanları takip etmek ve onları tanımakla, veritabanına girmekle yükümlü. Mesela Madrid'dekiler sürekli İspanyolları takip ediyorlar. Biz de bütün Türkiye'yi ve Türkleri takip ediyoruz. Bu şekilde dünyada başarılı olmuş, sürekli iş değiştirmeyen, etik anlamda kuvvetli ve mümkünse ön referansları kontrol edilmiş insanları girmeye çalışıyoruz. Global kriz dünyada CEO'ları vurdu. İşsiz kalan ya da arayışta olan CEO sayısı arttı mı? Size başvuru sayısında artış var mı? Kriz bütün dünyada bastırdığından beri gelen CVleri size göstersem hakikaten hayretler içinde kalırsınız. O kadar başarılı o kadar büyük operasyonların CEO'ları var ki aralarında. Bana Türkiye'de sizin kanalınızla bulabileceğimiz bir iş var mı diye yazıyorlar. Kriz öncesi zamanda da bu tip yabancı, değerli insanların CV'leri hep geliyordu ciddi oranda arttı. Normal zamanlarda ayda 5 tane geliyorsa şimdi ayda 30-35 tane geliyor. Yani her gün minimum bir tane geliyor. Kriz nedeniyle CV artarken CEO talepleri düştü mü? İşleriniz arttı mı azaldı mı? Biz paramızı biliyorsunuz ki CEO isteyenlerden kazanıyoruz, iş arayanlardan değil. Onun için bize işiniz başınızı aşmıştır diyenlere diyorum ki, önemli olan gelen CV değil, o CV'leri isteyecek olanlar. 2008 için 1 Ocak'tan bugüne kadar olan işleri çıkarıp baktığımızda, şubat sonuna kadar 7 proje almışız. Bugün itibariyle ise 6 projemiz var. O yüzden iş bazında sanki bir azalma yokmuş gibi görünüyor. Hangi sektörlerden geldi bu talepler? İlaç, perakende, tüketim ve enerji var. Krizde durumu nispeten iyi olan sektörler. Evet, işlerin pek kesilmediği sektörler. Amncak bu arada kişi seçilmiş olmasına rağmen işi askıya alan ya da iptale götüren müşteriler de oldu. İptalleri yatırım bankacılığı ağırlıklı görüyoruz. Birkaç alandan da proje gelmek üzere ve yakında netleşecek. Hangi sektörlerden gelecek projeler? Bir tane hızlı tüketim kategorisi var, iki-üç tane perakendeye yakın bir şeyler var. CEO, CFO ve insan kaynakları. 12 yıldır talep hep bu sırada ve hiç değişmedi. En çok işin başı yani satış ve pazarlamayı götürecek temel adam, bir numaralı talep. Pazar büyüyor çünkü, ülke gittikçe dışa açılıyor, sürekli yeni servis alanları ve yatırımcılar giriyor. Herkes malını daha iyi satmaya çalışıyor. İkinci sırada finansçılar var yani CFO'lar. O da mantıklı. Yabancı yatırımcı gelip burada bir operasyonu satın alırsa veya bir ortaklığa girerse güvenilir bir finansçı istiyor. Üçüncü de insan kaynakları. O da normal çünkü Türkiye her şeye rağmen yeni yeni personel yönetimi anlayışından gerçek insan kaynakları gelişimi anlayışına geçiyor. Daha orada gidecek çok yolumuz var. Türkiye'de özellikle hangi alanlarda hizmet veriyorsunuz? Türkiye'de üç temel bacakta hizmet veriyoruz. En yoğun olarak çalıştığımız alan beyin avcılığı. Bunun dışında yönetim değerlendirmeleri alanı var. Bir de yönetim kurulları ile ilgili corporate governence (iyi yönetişim) var. Grubumuz en az 40 yıldır bu konuda başı çeken şirketlerden bir tanesi olmuş ve çok iyi tanınıyor. İyi yönetişim son yıllarda Türkiye'de gündemde. Şirketlerin bu konuya ilgisi artıyor mu? Bu iş öncelikle aile şirketlerinin daha kurumsal bir yapıya dönüşmesinde rol oynamış ve bugün de oynamaya devam ediyor. İlk defa yönetim kurulunun yapısının tartışılması, bu üyelerin her birinin iş tanımlarının ve rollerinin oluşturulması, her bir üyenin ne kadar maaş kazanacağının belirlenmesi gibi konuları içeriyor. Ya 26 Mart'ta ya 9 Nisan'da sırf yönetim kurulu seviyesi ve CEO'ları kapsayan bir davet vereceğiz ve bu davette 2008 sonu itibariyle Türkiye'nin Avrupa'da başı çeken ülkelere kıyasla bu konuda nerede durduğunu anlatacağız. Türkiye bu konuda ne yazık ki çarpıcı şekilde geri. Bir yönetim kurulunun nasıl çalışması gerektiği, yapısı, şeffaflık gibi başlıklar var. Türkiye'de halka açık en büyük 30 şirkete baktığımızda, Avrupa'daki benzerleri ile kıyaslandığından daha alınacak çok yol var. Ama Türkiye çok hızlı öğrenen bir ülke. İnsanlar bir alandaki boşluğu, zaafı fark ettikten sonra çok hızlı gelişme oluyor. Müşterileriniz arasında yabancı-Türk oranı nasıl. Artış trendi var mı? 12 yıl önce ilk başladığım yıllarda Türk müşteri yüzde 10 kadardı. Halbuki şimdiki oran 60'a 40, zaman zaman 50-50'lere de geldiği oluyor. Bu Türk müşterilerin, grupların bu işle artık ne kadar ilgi duyduğunu, bizim gibi kaliteli aracı şirketlere inandığının ve fayda sağlamak istediğinin en çarpıcı ispatı. Ancak bazı konularda tabii zorlanıyoruz.Örneğin Koç, Sabancı, Doğan dışında bunları söylediğimizde herkes bize uzaydan gelmişiz gibi bakıyor hala. Ama bu 5 sene sonra böyle olmayacak, bunu hep beraber göreceğiz. Türkiye'de her şey çok hızlı değişiyor. Yabancı üyeler dış dünyanın vizyonunu katmak için, oralardaki tecrübeleri getirip buraya aktarmak için çok ciddi fayda sağlıyor. Bir de artık bu büyük Türk yapılarının bir çoğunda yabancı ortaklıklar var. Dış basında dünya pazarlarında tanınmış yabancı isimler çok önemli. Türkiye'deki büyük holdingler de bunun farkında oldukları için bizden ismi çok kuvvetli, olumlu etki yaratabilecek insanlar bulmamızı ve getirip kendilerine katmamızı istiyorlar. Ayşegül Aydın kimdir? 1986'da ODTÜ İşletme Bölümü'nü bitirdikten sonra 1988'de Michigan State Üniversitesi'nde Pazarlama ve Reklamcılık üzerine yüksek lisans yaptı. McCann Erickson Reklam Ajansı'nda iş hayatına başladı. Procter and Gamble, British American Tobacco ve Bali Trandig gibi şirketlerde genel yönetim pozisyonlarında görev yaptı. 1996'da insan kaynakları sektörüne girdi ve Economist Intelligence Unit tarafından en başarılı 200 "Lider Keşfetme ve Yerleştirme Danışmanı" arasına seçildi.