İşsizlik tersine göçü tetikledi

İşsizlik tersine göçü tetikledi
Türkiye'nin üretim üslerinden olan Denizli'de işsizlik son 1 yılda yüzde 100'ün üzerinde artış gösterdi Son günlerde intihar, kredi sıkıntısı ve haciz gibi sözcüklerle birlikte anılan Denizli esnafı, yeni güne başlamanın verdiği umutla birer birer kepenklerini açıyor. Referans'ın haberine göre,  bir yıl önceki hareketlilikten eser yok. Yüzler gülmesine gülüyor, ağızdan dökülen sözcükler "ihracat, üretim, stok..." diyor. Ne var ki, küresel krizin etkilerini derinden yaşayan kentte işsizliğin son 1 yılda yüzde 100'ün üzerinde artış göstermesi ile neredeyse her aileden biri işsiz kalmış durumda. Bu da bir zamanlar Türkiye'nin dışardan büyük göç alan sanayi kentlerinden olan Denizli'de tersine bir göç dalgası başlatmış.Türkiye'nin üretim üslerinden olan Denizli'deki ilk durağımız 200 tekstil firmasının faaliyet gösterdiği Babadağlılar İşhanı'nda bölge esnafı stoklarını belirli düzeyde tutarak, yerli ve yabancı turiste her türlü kolaylığı göstererek ayakta duruyor. Denizli Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Hüseyin Memişoğlu, iç piyasadaki talebin iki bacaklı Denizli ekonomisinin şansı olduğunu söyleyerek, "İç piyasada çok fazla etkilenme olmadığı için esnafın yüzü gülüyor. İç piyasa kendini hızla yeniliyor" diyor. İşsizlikte ürküten artışGerçektende bugün kadar ihracat odaklı çalışan firmalarda çalışan birçok kişi kendi firmalarının kuruyor, farklı ürünler ve inovatif fikirlerle Denizli'nin geleceğinde kendine bir yer arıyor. 20 yıldır Denizli‘de üretim ve ihracat yapan Yücel Tekstil Genel Müdürü Gökhan Çivrillioğlu da krizde ihracattaki düşüşü dengelemek için kapasiteyi yüzde 50 azalttıklarını belirtiyor. Çivrioğlu, ihracattaki üşüş ve kurlardaki dengesizliğe rağmen iç piyasa sayesinde ayakta durduklarını vurguluyor.Ancak, bu güzel tablonun bir de karanlık tarafı var. Türkiye'nin dışardan büyük göç alan sanayi kentlerinden biri olan Denizli, işsizliğin pençesinde. Kentteki Türkiye İş Kurumu Müdürülğü'nden edindiğimiz bilgilere göre, son 1 yılda kuruma başvuranların sayısı yüzde 100'den fazla artmış. Denizli İşkur Müdürü Mevlüt Akman, Eylül 2009 itibariyle kendilerine iş bulmak için başvuranların sayısının 31 bin 161 kişi olduğunu aktarıyor. Bu rakam geçen yıl aynı dönemde ise 13 bin 441 olarak görülüyor. Ocak- Eylül 2009 tarihleri arasında 1014 kişiyi işe yerleştirdiklerini anlatan Akman, büyük ölçüde tekstil sektöründe yerleştirmelerin olduğu bilgisini veriyor. İşçi mahalleleri boşalmışRakamların doğruluğunu gözümüzle görmek için Denizli'nin en bilinen işçi mahallesi olan Sevindik Mahallesi'ne gidiyoruz. Burası kente dışardan çalışmak için gelen ailelerin mesken tuttuğu bir mahalle. Sevindik'te bizi karşıyan manzara, kapalı dükkanlar, boş evler ve müşterisiz kahvehaneler oluyor. Bir zamanlar Afyon, Uşak, Dinar, Burdur, Isparta gibi illerden gelenlerin büyük bir çoğunluğu oluşturduğu mahallede adeta in cin top oynuyor. Mahallede yaşayan ve kentteki yüzlerce üretim tesisinde çalışan yüzlerce insanın, kriz sonrasında işini kaybettiği için memleketine geri döndüğünü öğreniyoruz. Mahalledeki Metropol Kıraathanesi'nin sahibi Murtaza Burunkaya eski günleri çok aradıklarını anlatıyor. "20 yıldır buradayım ama böyle şey görmedim" diyen Burunkaya'nın veresiye defteri de şişmiş. Eskiden günde 700-800 çay dağıttığını ancak bugün artık 100 tane bile çay satamadığını anlatan Burunkaya, "En az 3.5-4 bin TL alacağım var. Çayını kahvesini içen yazdırıp gidiyor. İşini kaybeden bir süre işsizlik sigortasından para alıp iş arıyor ancak umudunu yitirince gidiyor" diyor. Sadece bir sokaktan 20 ailenin gittiğini anlatan Burunkaya böyle giderse kendisinin de kapatıp gideceğini söylüyor. Sorunlar bu kadar çok abartılmamalıDenizli Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Hüseyin Memişoğlu sorunlar olsa da projektörlerin bu kadar Denizli'ye çevrilmesinden şikayetçi. Fısıltı gazetesi ve dedikodular yüzünden bankacıların tedirgin olduğunu ancak yaşananların Türkiye'nin diğer kentlerindekilerden farklı olmadığını anlatan Memişoğlu, "Her yerde fabrikalar batıyor. Neden herkes Denizli'ye bakıyor bunu anlamıyoruz" diyor. Sırf bunun etkisinden kurtulmak için bazı firmaların isim değiştirdiğine dikkat çeken Memişoğlu, şunları söylüyor: "İntiharların kentin ekonomisine mal edilmesini anlamıyorum. Sadece para ve ekonomi değil bunların sebebi. Arkasındaki tüm sebepleri bilemeyiz." Krizde patron oldu TSK' ya havlu sattı14 yıl boyunca dokuma ustası olarak çalışan ancak krizin ardından işini kaybeden CNK Tekstil'in sahibi Necati Karaşın, geçen yıl kendi firmasını kurmuş ve bir yıl önce Babadağlılar İşhanında bir dükkan açmış. Krizi fırsata çevirmeye çalışan Karaşın, krizin ihracatla ilgili olduğunu, iç piyasayı çok etkilemediğini söylüyor. Hatta bu süreçte Türk Silahlı Kuvvetler'ine özel bir havlu bile geliştirmiş. Karaşın, "Eskiden kilosunu 12 TL'ye aldığımız havluyu artık büyük firmalardan 7 TL'ye alıyoruz. Çünkü ellerinde mal kalır korkusuyla bir an önce kurtulmak istiyorlar. Bu psikoloji de bize, yani küçük esnafa yarıyor" diyor. İhracat yapanlardan daha şanslıyızDört yıldır Babadağlılar İşhanı'nda bulunan Pırlanta Tekstil'in sahibi Fatih Çam, 1999'dan beri sektörün içinde. Çam, "İşler umduğumuzdan çok daha iyi. Krizden çok korktuk ancak iç piyasayı ihracat kadar sarsmadı" diyor. Çam, marka ve kalitenin ön plana çıktığını belirtiyor. Fatih Kocakaya ise 5 yıldır üretim yapıyor. Son dönemde bir düşüş olduğunu ancak yine de ihracat yapanlara oranla şanslı olduklarını belirten Kocakaya, "Önceden günde 5-6 sefer mal taşırdık. Raflar her gün boşalırdı şu anda başka dükkandan alıp yerleştiriyoruz. Ancak yine de ihracat yapan firmalara göre daha sağlam durduğumuza inanıyorum" diyor.