İstanbul Aile Hekimleri Derneği (İSTAHED), "2021 yılının son günlerinde, uzun süredir çalışana karşı ‘ceza’ yönetmeliği olduğuna dikkat çektiğimiz, aile hekimliği çalışanlarının iş güvencelerini tehlikeye sokacağını ifade ettiğimiz 30 Haziran 2021 tarihinde yürürlüğe konan ‘Aile Hekimliği Ödeme Sözleşme Yönetmeliği' kapsamında ilk haksız yaptırımların uygulamaya başladığını görüyoruz" açıklamasını yaptı.
İSTAHED'den yapılan yazılı açıklamada, ‘Aile Hekimliği Ödeme Sözleşme Yönetmeliği'nde yer alan "5 ve daha fazla kez ihtar puanı verilmesi veya toplamda 150 ve üzerinde ihtar puanına ulaşılması halinde müdürlükçe komisyon oluşturularak değerlendirme yapılır ve bu kapsamda yeniden sözleşme imzalanmasına veya sözleşmenin yenilenmemesine karar verilir" hükme istinaden, il sağlık müdürlüklerinde komisyonlar toplanarak birtakım kararlar verilmeye başlandığı belirtildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
“İstanbul'da kurulan komisyonlar toplantılarını geçen hafta tamamlamış olmalarına rağmen ve bu çerçevede sözleşmeleri yenilenmiş olması gereken onlarca hekim, henüz sonucun ne olduğunu bilmeden çalışmaya devam etmektedir. Bir yönetmelik maddesi ile kurulan, kimin neye göre, hangi objektif kriterlere göre değerlendirildiği bilinmeyen komisyonun hukuksuzluğu yetmez gibi, halihazırda görevlerinin başında yoğun bir şekilde emek veren hekimler, 3 gün sonraki çalışma yerlerinin neresi olduğunu bilmeden hizmet veriyorlar. Belki de kamu dışından sözleşme imzalayan bir hekim olarak, bu subjektif uygulama nedeniyle 1 Ocak itibariyle işsiz kalacak.
Pandeminin tekrardan yükseldiği bu dönemde, günlük yüzbinlerce doz Covid-19 aşısı uygulayan, diğer taraftan diğer görevlerini aksatmadan yerine getirmeye çalışan aile hekimlerinin bu şekilde hukuksuz bir bilinmezlik ile yaşamak zorunda bırakılması akıl alır gibi değil. Daha bu hafta içinde SMA taramaları da aile hekimliği çalışanlarının görevleri arasına eklemiştir. Asla tarama yapmaktan geri durmayacak olan bizler, yine bu noktada büyük karmaşa ile karşı karşıya bırakılarak yeni görevimizi, altyapısı oluşturulmadan, gerekli lojistik planı sağlanmadan, ekipmanlar henüz aile sağlık merkezine (ASM) ulaşmadan sosyal medyadan öğrendik.
Bahsi geçen bu komisyonların çalışan üzerinde bir mobbing mahkemesi izlenimi verdiği ortadadır. Bu komisyonda bulunan kişilerin hali hazırda aile hekimliği çalışanlarına ihtar puanı verilmesini öneren, soruşturma ve savunma sürecini yöneten kişiler ile aynı insanlar olması, bizleri, komisyon değerlendirmesi sırasında olumlu bir sonucu beklemenin ne kadar olası olduğu sorusu ile karşı karşıya getirmektedir. Ceza öneren, ceza savunmasını değerlendiren, cezayı kesinleştiren ve cezalar nedeniyle komisyona düştüğü çalışanın sözleşmesinin devam edip etmeyeceğine karar verecek olanlar yine aynı kişilerdir. Üstelik komisyon değerlendirmesi tek taraflıdır. İnsanın anayasal hakkı olan ‘savunma hakkı’ elinden alınmıştır. Kişi kendini yasal olarak savunmadan iş akdinin devam etmemesi ile karşı karşıya bırakılmıştır.
Şu anda sözleşmesi henüz yenilenmeyen çalışanlar, neden dolayı ceza aldığı, bu cezaların hukuka uygun olup olmadığı, ceza gerektirdiği ve neye göre kararlar alındığı bilgisine sahip değiller. Yönetmeliğin tüm Anayasa ve diğer kanunlar ile bağdaşmayan maddeleri gibi komisyon yönergesine de dava açılmıştır. Adaletin var olduğu sistemde bu davalar kazanılacaktır. Bu bilgilerin ışığında acil olarak yapılması gereken ortadadır. Henüz sözleşmesi yenilenmeyen aile hekimliği çalışanlarının sözleşmeleri hiç vakit kaybetmeden kişilere bilgi vererek yenilenmelidir.
Çünkü, kısa süre sonra sonuçlanacak davalar neticesinde komisyon kararı boşa düşecek. Meslektaşlarımızın eski görev yerlerine döneceği bir ortamda yaşanacak karmaşanın, kaybettikleri süre zarfı için açılacak tazmin davalarının sonuçlarında devletin zarara uğratılmasının, pandeminin ve aşılamanın yoğun geçtiği bu zamanlarda sağlık hizmetlerinin temelini oluşturan aile hekimliği sisteminde çalışan binlerce insanın çalışma huzuru ve motivasyonunun bozulmasının, aile hekimliği sisteminde çalışan hekim eksiği artarken binlerce vatandaşı belirsiz süre hekimsiz bırakmanın kimseye faydası olmayacaktır. Anayasal sistemin ve hukukun ışığında hiçbir olumsuz bir durum yaşanmayacağını düşünüyor, gereğinin yapılmasını, yani meslektaşlarımızın sözleşmelerinin bir an önce yenilenmesini talep ediyoruz.” (ANKA)