İstanbul barajlarında 23 Ağustos itibariyle doluluk oranı yüzde 49.99 oldu. Geçen yılın 22 Ağustos'unda doluluk oranı ise yüzde 61.82 idi.
İstanbul'un önemli su kaynaklarından biri olan Alibeyköy Barajı'nda da azalan su nedeniyle bugünlerde hayvanlar otluyor. Uzmanlar su tasarrufu konusunda vatandaşlara uyarılarda bulunuyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Dr. Deniz Demirhan, "Barajlara gelen yağışların yüzde 65'i buharlaşıyor. 2025 yılına kadar suya ihtiyaç duyan bir ülke haline gelebiliriz" dedi. Dr. Demirhan, Her sene barajlardaki su, yaklaşık 2010 yılından 2020 yılına kadar her sene yüzde 3 oranında azalmış. 2010 yılından beri sürekli bir azalma söz konusu. Fakat İstanbulluların su kullanım ihtiyacı da buna istinaden artmış. Yüzde 3,5 oranında bir artış var." diye konuştu.
İstanbul'un önemli su kaynaklarından biri olan Alibeyköy Barajı'ndaki su kemerlerini baraj dolu olduğunu ancak bir kısmı görülüyordu. Bugünlerde, tarihi su kemerinin ise tamamı görünüyor ve her iki yanında çobanlar hayvan otlatıyor. Hayvancılıkla uğraşan Ferhat Karakaş, "Ben geçen sene hayvanları getiriyordum buraya. Su doluydu. Yani ben zorla geçiyordum. Çalıların içinden geliyordum. Hayvanları çalıların içinden geçirip getiriyordum. Ayakkabılar suya batardı. Ama bu yıl su bayağı bir geriledi. Burada çocuklar yüzerdi, tekneler olurdu. Bu yıl görüyorsunuz rahatlıkla hayvanları otlatıyoruz" dedi.
İstanbul'daki yağışları değerlendiren İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Dr. Deniz Demirhan, İstanbul´da şu an ekim ayına kadar öngörülen bir su sıkıntısı olmayacağını ancak sıcaklıklar ve yağış azlığı bu şekilde devam ederse tehlikenin çok yakın olduğunu belirterek; şunları söyledi:
"Önümüzdeki senelerde de tatlı bahar yağmurlarından çok, seller su baskınları olmasını öngörüyoruz ya da uzun süreli kurak dönem bekliyoruz. Sıcaklıklar artacak. Bununla birlikte kar yağışının çok daha az olması, yer sıcaklığının daha da fazla artması bekleniyor. Hatta 2020 yılı, en sıcak senelerden biri olma yolunda rekora gidiyor. Yani sürekli olarak sıcaklıklar artıyor. Artmaya da devam edecek. Yağışlar aslında her zaman işimize yarıyor ancak şöyle bir durum olduğunda bu yağışları kullanamıyor duruma geçiyoruz. Eğer yağışlar şehir merkezine yağarsa, buralar asfalt ve betonun çok yoğun olduğu bölgeler. Dolayısıyla biz bu yağışlardan fayda elde edemiyoruz. Bu yağışlar kanalizasyonlara karışıp denizlere karışıyor ve bunlar yeraltı su kaynaklarımızı desteklemiyor ne yazık ki ya da barajlarımızı da desteklemiyor. Bu nedenle yağışlar öncelikle toprak alanlarda olursa bize faydası var. Ya da barajların olduğu alanlarda yağış alabilirsek eğer bunun da içme suyu kaynaklarımıza çok faydası var."
Sıcaklıkların her yıl arttığını ve buna bağlı olarak su ihtiyacımızın da arttığını belirten Deniz Demirhan, "Bizim barajlarımıza yağış olarak gelen suyun her sene yüzde 65'i buharlaşarak atmosfere geri gider. Ve sıcaklıklar artarsa eğer buharlaşma daha da fazla olacaktır. Sıcaklıklar artıyor. Bunu biliyoruz. Sıcaklıklar her sene belirli miktarlarda artmaya devam ediyor. Ve dolayısıyla buharlaşma da artacaktır" dedi. Bunun bir tehlike olduğunu ifade eden Demirhan, "Sıcaklıkların artması buharlaşmayı da arttırdığı için bu aslında ilerleyen yıllarda bizim suya daha da ihtiyaç duyacağımızı ve su kaynaklarımızı daha dikkatli kullanmamız gerektiğini bize hatırlatmalı" ifadelerini kullandı.
Barajlardaki azalmanın önümüzdeki yıllarda tehlikeli sonuçlar doğurabileceğinin altını çizen Dr. Demirhan, şöyle devam etti:
"Her sene barajlardaki su, yaklaşık 2010 yılından 2020 yılına kadar her sene yüzde 3 oranında azalmış. 2010 yılından beri sürekli bir azalma söz konusu. Fakat İstanbulluların su kullanım ihtiyacı da buna istinaden artmış. Yüzde 3,5 oranında bir artış var. Tabii bu nüfusa bağlı. Pandemi döneminde biraz daha fazla su kullanıldı buna bağlı. Yani barajlardaki su seviyesinin azalmasına karşılık, İstanbullunun su ihtiyacı artmış. Her sene suya biraz daha ihtiyaç duyuyoruz. Yağışların artmasına ihtiyaç duyuyoruz. Nüfusumuz artıyor ama buna karşılık barajlardaki su seviyemiz her sene azalıyor. Önümüzdeki yıllarda 2025 yılına kadar, çok uzak bir zamandan bahsetmiyoruz biz suya ihtiyaç duyan bir ülke haline gelebiliriz. Devlet su işlerinin bu konuyla ilgili bir çalışması var hatta. İlerleyen yıllarda bizim su fakiri olma ihtimalimiz olduğunu gösteren raporları var." (DHA)