İstanbul Barosu: Amaç iktidara bağlı bir yargı yaratmaktır

İstanbul Barosu: Amaç iktidara bağlı bir yargı yaratmaktır
T24- İstanbul Barosu AK Parti hükümetinin hazırladığı Anayasa değişikliğine karşı bir kamuoyu duyurusu yayımladı. Duyuruda anayasa değişikliği ile yapılmak istenenin ,'Cumhuriyetin temel niteliklerini ortadan kaldıracak ve ülkeyi otoriter bir yönetim biçimine götürecek olan bir rejim değişikliği' olduğuna değinen İstanbul Barosu'nun yayımladığı duyuru şöyle:

Türkiye’de toplumun kaygı verici ölçüde kutuplaşmaya sürüklendiği bu süreçte 'bir toplum sözleşmesi' olan anayasa değişikliği için olmazsa olmaz olan 'asgari uzlaşma'  ortamı sağlanmamıştır. Bu durum 'anayasal geleneklere' aykırı olduğu gibi tamamen iktidar partisine ilişkin 'öznel'  nedenlere dayanmaktadır.

Bu süreç 'katılımcılık' ve 'çoğulculuktan' uzak ve diğer siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine, meslek odalarına kısaca 'ulusumuza dayatmaya' dönüşmüştür.

Bu girişimin, Türkiye’de olağanüstü dönemler dışında 'iletişim özgürlüğü, özel hayatın gizliliği ve adil yargılanma hakkı' gibi en temel hak ve güvencelerin en ağır ve sistematik biçimde ihlal edildiği bir iktidar döneminde ve bu iktidar partisi tarafından başlatılmış olması kaygıları daha da artırmaktadır.

Türkiye’de 'yargı bağımsızlığı'nı  daha da güçlendirmek yönünde öncelikli ve zorunlu olarak yapılması gereken köklü 'reformlara gereksinim'  varken, salt 'HSYK' ve 'Anayasa Mahkemesi' gibi yargının üst kurumlarında yapısal değişikliğe gitmenin bir yargı reformu olarak tanımlanması olanaksızdır.

Siyasi iktidarın özellikle son yıllarda 'yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı ve hukuk devleti' ilkeleri ile bağdaşmayan bir tavır içinde olduğu, 'yargı'yı  kuşattığı ve Adalet Bakanlığı’nın HSYK’nın çalışmalarını bilinçli olarak engellediği kamuoyunca endişeyle izlenmektedir.

İktidar partisince dayatılan anayasa değişikliğinin amacı, kendisine ayak bağı olarak gördüğünü ifade ettiği yüksek yargı organlarını tasfiye etmek ve 'iktidara bağlı bir yargı' yaratmaktır.

Bu yöntemle ve bu amaca yönelik olarak yapılmak istenen anayasa değişikliği, 'kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı'  ve Anayasanın 2. maddesindeki cumhuriyetin değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez niteliklerinden olan 'hukuk devleti ilkesi'  ile bağdaşmamaktadır.

Yapılmak istenen,'Cumhuriyetin temel niteliklerini ortadan kaldıracak ve ülkeyi otoriter bir yönetim biçimine götürecek olan bir rejim değişikliğidir.'  Eş söyleyişle 'dayatılan antidemokratik uygulamalar kurumsallaştırılmak istenmektedir.' Ancak bu rejimin adı 'demokrasi' olmayacaktır. Siyasal İktidar, anayasa değişikliği paketi ile 'kuvvetler ayrılığı' sisteminden 'kuvvetler birliği' sistemine geçişi amaçlamaktadır. Böylece bağımsız olması gereken 'yargı', yasamanın ve yürütmenin, dolayısıyla 'siyasal iktidarların' denetimine ve güdümüne girecek, 'hukuk devleti' olma niteliği ortadan kalkacaktır.

Sonuç olarak; 'katılımcı ve çoğulcu bir süreç içinde gelişmeyen', temel bir 'uzlaşmaya dayanmayan'  ve bu nedenle 'milli iradeyi yansıtmayan' böyle bir anayasa değişikliğinin ve bunun bütün olarak halkoylamasına sunulmasının, özünde yöntem olarak 12 Eylül Anayasasının hazırlanma ve kabul sürecinden hiçbir farkı yoktur. Bu şekilde yapılmak istenen bir halkoylaması süreci; gerçek anlamda halkın görüşünün sorulması değil, tıpkı 12 Eylül Anayasası gibi bir dayatma ve aldatmaca olacaktır. Kısaca siyasi iktidar

'Özgürlükler ve haklar ülkesi yaratmak için değil'  iktidarını daha da güçlendirmek, 'yargı erkini vesayet altına almak' , ' antidemokratik ve baskıcı bir düzen kurmak istediği için' bu yönde değişiklik yapmak istemektedir. Bu değişikliğin gerçekleşmesi durumunda ne 'anayasanın ruhu'  ve ne de 'demokrasinin' adı kalacaktır.BU TEHLİKELİ GİDİŞE DUR DEMEK VE YAPILMAK İSTENENLERİN KARŞISINDA OLMAK SAĞDUYULU VE ÜLKESİNİ SEVEN HER VATANDAŞIN GÖREVİDİR.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI