İstanbul Barosu Başkanı: Görülmemiş bir yargı krizi yaşanıyor

İstanbul Barosu Başkanı: Görülmemiş bir yargı krizi yaşanıyor

Hükümetin eylül ayında açıkladığı 2019- 2023 dönemini kapsayan “Yargı Reformu Stratejisi”nin ilk paketi, 17 Ekim’de yasalaştı. İkinci paketin ise önümüzdeki günlerde Meclis'e gelmesi bekleniyor. İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu, Yürürlüğe giren 1. Yargı Reformu Paketi ile Mecliste gelmesi beklenen 2. Yargı Reformu Paketi'nin yaşanan yargısal sorunları çözmeyeceğini ve görülmemiş bir yargı krizinin yaşandığını ifade etti. 

Mezopotamya Ajansı'ndan Erdoğan Alayumat ve Tolga Güney'in haberine göre yaşanan yargı krizin nasıl aşılacağına ilişkin temel parametreleri doğru tespit edilmesi gerektiğini söyleyen Durakoğlu, adına “Yargı Reformu” denilen paketlerin reform olduğunu söylemenin mümkün olmadığını belirtti. 2009 yılında da bir “Yargı Reformu Strateji” belgesi getirildiğini hatırlatan Durakoğlu, “2010 yılında Hâkim ve Savcılar Üst Kurulu (HSYK) kurulması ile doğrudan doğruya yargın FETÖ’ye teslim edildi. 2015 yılında bu kez ikinci yargı reformu strateji belgesi getirildi. Ona ilişkin uygulamalarında 2016 yılındaki darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL ile birlikte bu paket hayata geçirilmedi. Tüm bunlardan yola çıkarsak getirilen yargı reformu strateji belgesinin sonuç vereceğinin beklenmesi saf bir anlayış olacaktır” dedi. 

"İyimser olmamızı gerektiren bir şey yok"

Yürürlüğe giren Yargı Reformu Paketi'nin ve tartışılmakta olan ikinci paketin sorunun özüne ilişkin değişikler olmadığını çok açık bir biçimde görüldüğünü aktaran Durakoğlu, “Bizim çok ciddi uygulamaya yönelik sorunlarımız var. Özellikle de Sulh Ceza Hâkimliklerinden, Hâkim ve Savcı Kuruluna (HSK) kadar düzenlenmesinde kadar yürürlükte olan pek çok uygulamaya yönelik sorunlarımız var ve bu sorunlara yönelik çözüm amaçlayan bir tasarının ortada olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla iyimser olmamızı gerektiren bir şey yok” diye belirtti. 
 
Sorunun tasarıda olan iyi ya da kötü maddeler olmadığına dikkati çeken Durakoğlu, “Tasarıda belki de olumlu şeyler de vardır. Ama mesele bu değil.  Bir evde çıkan yangının söndürülmesi gerekirken hala bizim büfedeki bazı şeyleri konuşuyor olmamız tabloyu düzelttiğimiz anlamına gelmiyor. Ben yangına işaret etmeye çalışıyorum o yangını söndürmeden düzelteceğiniz bir tablo söz konusu olamaz” diye konuştu.

"Yargıda işler bu kadar vahimken ihtiyaç olan şey avukatlara yeşil pasaport verilmesi değil"

 
Tasarıda meslek hayatında 15 yılını doldurmuş avukatlara yeşil pasaport uygulamasının olduğunu hatırlatan Durakoğlu, şöyle devam etti: “Yargıda işler bu kadar vahimken ihtiyaç olan şey avukatlara yeşil pasaport verilmesi değil. Yapılan pek çok düzenlemenin hangi boyutlarda nasıl iyilikler getirebileceğini biliyorum.  Ya da bir eleştiri söz konusu olursa savcılığın özellikle de hüküm kurmak gibi bir noktaya getirilmiş olması gibi bazı eleştiriler yapabilirim ama bunların hepsi teknik eleştiriler olmaktan ileri gitmez. Oysa bir yargı krizi yaşıyoruz, bu yargı krizinin yaşandığı bir ortamda bu krizi ortadan kaldırabilecek değişikliklere ihtiyacımız var. Ama bunların hiç bir gündemde değil.” 
 
OHAL döneminde çıkartılan bir KHK’yla yargıdaki değişime dikkati çeken Durakoğlu, “Ahmet Altan bağlamında baktığımızda adli kontrol şartı ile serbest bırakılmış bir kişinin serbest kaldıktan sonra hala ıslah amacından saparak bazı beyanlarda bulunmuş olmasına dayanarak alınmış bir karar söz konusu ki buda sistem açısından çok tartışmalı bir tablo” dedi. 
 

"TBB'nin tavrını bekliyoruz"

Türkiye’de 12 Baronun Türkiye Barolar Birliğine (TBB) yaptıkları olağanüstü genel kurul çağrısının reddedilmesine ilişkin de konuşan Durakoğlu, şunları söyledi: “Geçen Salı günü İstanbul’da 12 baronun başkan ve yöneticileri ile birlikte toplandık, o gün de bir açıklama yaptık. Şimdi bu açıklama karşısında TBB’nin tavrını bekliyoruz.”