İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı “Havadis: Yüz Yıl Önce” sergisinde 1914 ve 1915 yıllarına ait gazete haberleri ve belgeler yer alıyor. Çanakkale Savaşı’nın ağırlıklı olduğu sergide Ermeniler “hain” iması ile anılırken, Rumlar da “asker kaçakları” olarak gösteriliyorlar. Her iki halkın yaşadığı katliamlardansa tek bir iz bile bulunmuyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Atatürk Kitaplığı’nda bulunan gazeteler, dergiler, fotoğraflar, kitaplar, belgeler ve koleksiyonlardan oluşan sergi Birinci Dünya Savaşı'nın 100. yılı nedeniyle hazırlandığı duyurulsa da ağırlıklı olarak Çanakkale Savaşı’nı ele alıyor.
Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi’nde 22 Aralık’ta açılan ve 25 Mart’a kadar sürecek olan sergide, ne 1914’teki Rum ne de 1915’teki Ermeni katliamı konu ediliyor. Sergiye girenlerin Ermenilerle ilgili ilk karşılaştıkları haberse Osmanlı toplumundaki yerlerini sorgulayan bir kupürle oluyor.
1908 yılında Eşref Edip Fergan ve Mehmet Akif Ersoy tarafından çıkarılmaya başlanan Sebilürreşad dergisinin 281. sayısında Ermenilerin Müslümanlardan daha zengin olduğu öne sürülüyor, açıkça hedef gösteriliyor: “Her yerde olduğu gibi burada da Müslümanlar cehalet, fakirlik ve tembellik içinde ömür tüketiyorlar! Bütün ticaret ve zanaat Ermenilerin elindedir. Her ne kadar toprak Müslümanların elindeyse de mahsulat Ermenilerin ambarlarına doluyor! Müslümanlar birer amele gibi çalışıyor; paralar Ermeni kasalarına akıyor”
Osmanlı toplumunda “iç mihrak” olarak gösterilen Ermeniler için “hainlik” algısı ise bir başka haberle yaratılıyor. 18 Ocak 1915’te İkdam’daki kupürde Rus gazetelerine dayanılarak, Osmanlı Hükümeti’nin savaşa girdiği günden beri Ermeniler’in Rus ordularına yardım ettiği ifade ediliyor: “…hatta Rus alaylarına gönüllü olarak katılmakla yetinmeyerek masrafları kendileri tarafından karşılanmak üzere müstakil alaylar oluşturduklarını yazmaktadır.”
Ermeni katliamına, sadece “tehcir” kararı olarak bile değinilmezken, 17 Ağustos 1915 tarihli Tanin gazetesinin Erzurum’da yayınlanan “Albayrak” gazetesine dayandırdığı “Moskof şeytanının korkunç yüzü” başlıklı haberiyle Rus ve Ermeni askerlerin Oltu’nun Ezingor köyünde Müslümanlara yönelik tutumları üzerinden “Ermeni Mezalimi” uzun uzadıya anlatılıyor.
Serginin son bölümlerine doğru yer alan, 17 Haziran 1915 tarihli İkdam gazetesiyse, Paramaz’ın başını çektiği 20 Ermeni sosyalistin Beyazıt Meydanı’nda idam edilmelerini duyuruyor: “Türk topraklarında bir Ermenistan Devleti kurmak için suikastler düzenleyip yabancı devletleri Osmanlı Hükümeti aleyhine kışkırtarak bu emellerini gerçekleştirmek uğruna yurt dışında gizli ve açık toplantılar düzenleyip bu konuda yayınlar neşreden ve bu suçları da yapılan tahkikat ve takibatlar sonucunda sabit olan “Hınçak” komitesi üyelerinden Rus uyruklu Kafkasyalı Piramaz kod adlı Mateos Serkisyan, Tekirdağlı Hamparsum Kirkor, Varnalı Agop Hazeryan, Mirad Zakaryan kod adlı Velid Miradyan ve Girensunlu rençber Mynas, Samsunlu Sarı Haçik kod adlı Velid Kapril Keşişyan vs… Haklarında sabit bulunan suçların infazına karar verilmiştir”
Sergide Çanakkale Savaşı anlatımlarında sık sık kahramanlık vurgusu yapılıyor. 30 Kasım 1914’te yayınlanan İkdam gazetesinde eşi Ruslarla savaşta, iki oğluysa Balkanlar’da ölen bir anne, “Arslan yürekli Türk kadını” olarak anılıyor, Ayasofya önünde gönüllü birliklerin savaşa gitmeyi bekledikleri ifade ediliyor. İmparatorluğun merkezinde, İstanbul’daki gençlerin akın akın askere gittiği gösterilirken Kürtler de unutulmuyor. Tabi “Kürt” denilmeden…
3 Mart 1915’te Tanin’de yayınlanan haberde, Diyarbakır’da savaş cephelerine sevkedilen bin kadar gönüllü kafilesinin olduğu ifade ediliyor, “Vatanın kurtuluşuna bu denli hizmet eden Diyarbakır Müdafaa-i Milliye Şubesi’ni ve yöre halkını gönülden kutlarız” deniliyor.
Aynı gazetelerde Rumlar sadece “asker kaçak”larıyla anılıyor. 17 Ağustos 1914’teki Tanin gazetesine göre Rumlar, seferberliğin ilanının ardından İstanbul Arnavutköy açıklarında bir Yunan vapuru ile Yunanistan’a kaçmaya çalışırken yakalanmalarıyla haber olurken, 26 Haziran 1915’te İkdam gazetesinde Marmaris’te asker kaçağıyken çatışmaya giriyorlar.
Karagöz dergisinde Rumların askerlikten kaçışı hedef alınıyor. Her ne kadar sergi boyunca gururla anılan Çanakkale Savaşı’nda şehit olanlar arasında bulunsalar bile… Tıpkı Ermeniler gibi…
Karagöz: İzmir’e gidiyorum Hacivat, malum ya o taraflarda bu sıralar fazlaca Yunan eşkıyası türemiş, askerden firar ediyorlarmış bu kapanları sahildeki çalılıkların arasına koyup hepsini yakalayacağım.