İstanbul'da aday geri çekilecek mi, çekilmeyecek mi; Saadet Partisi, merak edilen sorunun cevabını tabanında arayacak

İstanbul'da aday geri çekilecek mi, çekilmeyecek mi; Saadet Partisi, merak edilen sorunun cevabını tabanında arayacak

Gonca Tokyol

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) cumhuriyet tarihinde bir ilke imza atarak İstanbul’da büyükşehir belediye başkanlığı seçimini iptal etmesinin ardından gözler, HDP'nin yanı sıra Saadet Partisi’ne döndü. Saadet Partisi, 23 Haziran’da yapılacak seçimlere yeniden kendi adayıyla mı girmeli yoksa adayını geri çekerek Ekrem İmamoğlu mu desteklenmeli sorusunun cevabını tabanında arıyor.

Saadet Partisi’nin adayı Necdet Gökçınar, 103 bin 300 oyla 31 Mart’taki İstanbul adayları arasında 3. sırayı almıştı. Millet İttifakı’nın adayı İmamoğlu ile Cumhur İttifakı’nın adayı Binali Yıldırım arasındaki oy farkı, sandıkların kapanmasının ardından 21 binin üzerindeydi; yeniden sayımlarla geçen 36 günün ardından YSK seçimlerin yenilenmesi yönünde karar verdiğinde ise 13 bin 781'e düşmüştü. Bu da, Saadet Partisi’ni ve adayı Gökçınar’ı İstanbul’un yönetiminin kimde olacağı konusunda belirleyici bir konuma taşıdı.

Parti yetkilileri ve konuya yakın isimlerin yorumlarına göre, 31 Mart’ta, 24 Haziran seçimleri öncesi bileşeni olduğu Millet İttifakı’nda yer almayan Saadet Partisi, aday çıkarıp çıkarmama kararını CHP’yle koordinasyon halinde ve bu kararın sonuçlarına dair kapsamlı bir araştırma sonrasında alacak.

"Eğer aday olmasaydı Necdet Bey’in aldığı oyun yarısı İmamoğlu’na, yarısı da Binali Yıldırım’a giderdi”

Saadet Partisi il genel meclisinde, belediye başkanlığı seçimine göre 120 bin daha fazla oy aldı. Bu durum, hem parti içinde hem de parti dışında Saadet Partisi kendi adayını çıkarsa da, seçmenlerin bir kısmının İBB Başkanlığı seçimlerinde İmamoğlu’nu seçtiği şeklinde yorumlandı.

YSK kararı öncesinde T24’e konuşan Saadet Partisi’nin yetkili isimlerinden biri, partinin aday çıkarmasının çoğularınca yanlış anlaşıldığını savunarak, “Bizim adayımızın aldığı oyu, İmamoğlu’nun alamadığı oy olarak görüyorlar ama duruma şöyle bakmak lazım: Saadet Partisi’nin ne yaparsa yapsın CHP’ye oy vermesini sağlayamayacağı bir kitlesi var; o yüzden eğer aday olmasaydı Necdet Bey’in aldığı oyun yarısı İmamoğlu’na, yarısı da Binali Yıldırım’a giderdi” demişti.

“Tabanımızda merkez ne derse desin CHP’nin altı okuna oy vermeyecek bir toplam var, bunları düşünerek hareket etmemiz lazım”

Karar sonrası T24’ün konuştuğu, bir kısmı Saadet Partili bir kısmı ise şu an farklı yapılarda siyaset yapmalarına rağmen Milli Görüş geleneğinden gelen siyasetçiler de benzer bir noktaya dikkat çekti. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun çalışma ekibinden bir yetkili, herkesin adaylık konusunda verilecek kararla ilgili kendilerinden hızlı bir cevap beklediğini belirterek T24’e şunları söyledi:

“Aday çıkarmadığımızda kime yarayacak? YSK’nın kararından beri telefonlarımız susmuyor, herkes bir cevap bekliyor ancak bu hızlı alınacak bir karar değil, önce aday göstermenin ya da göstermemenin kime yarayacağı konusunda araştırma yapmamız lazım.

İstanbul’da yaşananlardan sonra birçok kişi Saadet aday çıkarmasa, oyları İmamoğlu’na gitse hesabı yapıyor ama görmedikleri bir şey var. Biz aday çıkardığımız için İstanbul’da İmamoğlu’nun kazandığı bir sonuç ortaya çıktı. Bizim tabanımızda merkez ne derse desin CHP’nin altı okuna oy vermeyecek bir toplam var. Bunları düşünerek hareket etmemiz lazım.”

"CHP ile ortak çalışma yapılacak, oyların İmamoğlu’na gideceği sonucuna ulaşılırsa Gökçınar yarıştan çekilecek"

Milli Görüş geleneğinden gelen ancak şu anda Saadet Partisi’nde siyaset yapmayan bir başka siyasetçi de benzer görüşte. Deneyimli siyasetçiye göre Saadet Partisi kararını vermeden önce ‘oyların nereye yöneleceği konusunda’ CHP ile ortak bir çalışma yapacak ve eğer aday gösterilmemesi halinde oyların  İmamoğlu’na gideceği sonucuna ulaşılırsa Gökçınar yarıştan çekilecek ancak aksi yönde bir sonuç çıkması halinde Saadet Partisi’nin adayı yoluna devam edecek.

Ankara’dan gelen bilgilere göre, CHP kulislerinde de aynı konu konuşuluyor. T24’e konuşan kaynaklar, CHP’deki görüşün Saadet Partisi’nin adayının çekilmemesi yönünde olduğunu söylüyor: “Çünkü Saadet Partisi’nin oylarının nereye yönleneceği belli değil.”

Saadet Partisi AKP'yle de görüşecek mi?

T24’e konuşan Saadet Partisi kaynaklarından birinin gündeme getirdiği bir diğer iddia ise, kilit parti konumuna gelen hareketin 23 Haziran öncesinde AKP’yle de masaya oturabileceği yönünde. Her ne kadar 24 Haziran’da kurulan ittifak ve Saadet Partisi liderinin AKP ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik eleştirileri dikkate alındığında çok olası bir ihtimal gibi görünmese de; bu noktada parmaklar parti içinde ‘Ak Saçlılar’ olarak bilinen ekibe yöneliyor.

Parti merkezinden bir kaynak, başını Oğuzhan Asiltürk’ün çektiği Yüksek İstişare Kurulu’nu işaret ederek, “Saadet şu anda çok önemli bir konuma geldi. Hem AK Parti’yle hem de CHP’yle görüşecekler. Her ne kadar Temel Bey’in bu yönde bir niyeti ya da isteği olmasa da, bazı isimler partinin 31 Mart öncesinde iktidar tarafından çok fazla yıpratıldığına inanıyor. Tabanın tepkisinden çekindikleri için de AK Parti’den teklif gelirse o tarafa yaklaşmak isteyebilir. Temel Bey’in bunu isteyeceğini hiç sanmıyorum ama Yüksek İstişare Kurulu bu yönde karar alırsa da reddedemez” diyor.

Şu anda SP içinde siyaset yapmayan ancak partideki çok sayıda isimle uzun yıllar yan yana mücadele eden, partinin adaylık konusunda CHP’yle işbirliği içinde karara varacağını söyleyen isme göre ise böyle bir ihtimal kesinlikle söz konusu değil. Bu isim, iddiayı, “Ak Saçlıların Yüksek İstişare Kurulu’nda yönümüzü AK Parti’ye çevirelim ısrarında bulunacağı iddiası kesinlikle yanlış” sözleriyle yalanlıyor. 

Ahmet Faruk Ünsal: Umarım böyle bir yanlış yapmazlar...

Yerel seçimlere Adıyaman’da Saadet Partisi’nin adayı olarak giren, eski AKP Milletvekili Ahmet Faruk Ünsal ise AKP'yle masaya oturulabileceği iddialarından T24'ün telefonu üzerine haberdar olduğunu söylüyor. Partinin yönetici kurullarında olmayan Ünsal'ın kulağına böyle bir iddia gelmemiş ancak telefonu kapatırken mırıldanıyor: 

“Umarım böyle bir yanlış yapmazlar...”