Okul servislerinin çoğu öğrenci sayısının az olması nedeniyle çalışmazken, servis esnafı da ücretlerin giderlerini karşılamaya yetmediğini belirtiyor. Veliler ise haftada 2 gün uygulanacak yüz yüze eğitim sürecinde çocuklarını servise yazdırmayı gereksiz bulduklarını söylüyor ve servis ücretlerinin tam uygulanmasından dert yanıyor. İstanbul Umum Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası Başkanı Hamza Öztürk, “Biz elbette çocukların okula gittiği süre içinde çocukları taşımak istiyoruz ama bütün çalışanlar gibi biz de yaptığımız işin karşılığını veya masrafımızı karşılayacak bir gelir elde etmek istiyoruz” dedi.
Okullarda yüz yüze eğitim 1'inci sınıfların ardından bugün de 2, 3, 4'üncü sınıflar ile 8'inci ve 12'nci sınıflar için de başladı. Yüz yüze eğitimde, ilkokul 1, 2, 3 ve 4. sınıf ile ortaokul 8. sınıflarda haftada 2 gün toplam 12 ders saati, imam hatip ortaokullarında ise haftada 2 gün toplam 14 ders saati uygulanacak. Veliler haftada 2 gün için servis ücretlerini fazla bulurken, servis esnafı masraflarını karşılayamadıklarını söylüyor.
Farklı saatlerde eğitim gören 2 torununu okula getiren İdris Atılgan, haftada 2 gün okul olduğu için okul servisi kullanmadıklarını belirterek şunları söyledi:
“Biz asgari ücretle, emekli maaşıyla geçinen insanlarız. Çocuklarım 2 bin 300 lira maaş alıyor. Bin lira kira veriyorlar. Bir de servis ücretlerine verecek parası yok onların. Biz de mecburen ev de yakın olduğu için kendimiz getiriyoruz. Gerçekten yüklü bir miktar. Verecek durumda değiliz. Parası olan gider servise verir, parası olmayan veremez. Biraz yüksek buluyoruz ücretleri. Duyuyoruz çevremizden bayağı yüksek servis ücretleri. Tam ücret alınması bence saçma yani. Çünkü okullarda bütün gün eğitim görülmüyor. Bu kızım haftanın 2 günü gidiyor, diğeri haftanın 3 günü gidiyor. Şimdi saat 1 gibi vereceğim, saat 2’de çıkacak. Bu yüzden tam ücret alınması biraz saçma geliyor bana. Servise vermiyoruz yani. Tam gün olmuş olsa yine verelim ama haftanın 2 günü okula gidiyor çocuklar. Yazıktır günahtır bu kadar para verilmez yani. Servise ihtiyacımız yok o yüzden.”
Ders saatlerinin değişiklik gösterdiğini söyleyen Leyla Uçan da çocuğunu servise vermenin gereksiz masraf olduğunu belirtti. Uçan, “Çocuğumu servise vermedim kendim getirip götürüyorum. Küçük bebeğim de var ama mecbur. 3 gün okulu var kızımın, mesela bugün 1 saatliğine getirdim okula. Değmiyor yani. Buna da bir çözüm bulunması lazım. Ben şimdi 1 saatliğine geldim. Eve dönsem saat gelecek, mecbur burada bekliyorum. Servise vermeye hem değmiyor hem gereksiz masraf yani. Servisçiler de haklı. Devletin buna bir çözüm bulması lazım. Ben gerek duymuyorum servise. 1 saat için değer mi sizce? Toplasanız haftada 5 saat etmiyor okul saatleri. O yüzden servis gereksiz masraf” diye konuştu.
İstanbul Umum Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası Başkanı Hamza Öztürk, okul servisçileri olarak aylardır yaşadıkları mağduriyeti dile getirdi. Öztürk, hibe desteği beklediklerini belirterek, “Biz elbette çocukların okula gittiği süre içinde çocukları taşımak istiyoruz ama bütün çalışanlar gibi biz de yaptığımız işin karşılığını veya masrafımızı karşılayacak bir gelir elde etmek istiyoruz. Olan öğrenciyi taşımak zorundayım ben ama taşıdığım öğrencinin karşılığında da evime bir ekmek götürmek zorundayım. Devletimizden de bu çocukları taşıyabilmek için okul servislerine aynı tarımda, hayvancılıkta ve turizm de olduğu gibi hibe destek bekliyoruz biz. Aksi takdirde çocuklarımızı okula götürmekte zorlanacağız” ifadelerini kullandı.
Okulların kademeli olarak açılmasının, servis masraflarını karşılamadığını belirten Öztürk, “Herkesin bildiği gibi 7 aydır kepenklerini kapatmış bir sektörden bahsediyoruz. Bu sektörün ayağa kalkabilmesi için de biraz destek olmak lazım, diye düşünüyorum. O yüzden gerek belediyeden gerek hükümet kanadından servisçiye bir destek bekliyoruz. 2 günlük ücret alırsak, bizim ihtiyacımızı veya talebimizi karşılamayacak. Tam istersek de velinin tepkisine maruz kalacağız. Onun için, velilerle görüşerek anlaşarak fedakarlıkları karşılıklı yapacağız. Servisçi biraz fedakarlık yapacak. Diyelim ki servis ücretlerinin dörtte üçünü alacak, dörtte birini almayacak. Veli de diyecek ki ‘Biz de bu kadar fedakarlık yapıyoruz’, biz bu işi yapacağız yani. Sonuçta bu çocuklar okula gidecek, biz de çalışmak durumundayız. 7 aydır çalışmıyoruz” diye konuştu.
Öztürk, “Okulların tam kapasiteye geçmesi, bu tür tartışmaların tamamen ortadan kalkması. Yoksa bizim derdimiz vatandaştan çok para almak değil. Biz talep ettiğimiz ücretin tamamen servisçinin giderini karşılamak üzere olduğunu söylüyoruz. Bunun başka çıkarı yok zaten. Ben çocuk taşıyacağım, diye giderleri cebimden karşılamam gibi bir sermayem yok zaten” dedi.
28 yıllık servisçi Recep Sönmez ise mart ayından bu yana çalışmıyor. Okulların açılmasını dört gözle beklediklerini ancak kademeli olarak açılan okulların yüzlerini güldürmediğini söyledi. Sönmez, “13 Mart’tan beri çalışmıyoruz. O gün kapattık araçlarımızı. O gün bu gündür yatıyoruz. Araçlarımızın sigortaları bitti yaptırdık, muayenesi bitti yaptırdık, bakımlarını yaptırdık. Hem de bize hiçbir destek olmadan. Veliler de haklı. Bu arabanın giderleri var hostes çalışacak en az 1500 lira, şoförün maaşı asgari ücret versek 2300 lira para. Sigortası var. Bu arabanın okulun kapısına gitmesi en az 5 bin lira para demek” diye konuştu.
TIKLAYIN - İstanbul'da okul servisi çıkmazı: Zammı az bulan çoğu şoför çalışmıyor, çocukları velileri götürüyor