Polis Akademisi Öğretim Üyesi olan ve aynı zamanda Taraf gazetesinde yazarlık yapan Önder Aytaç, İstanbul Emniyeti'nde yaşanan skandalları yazdı. Celalettin Cerrah'ın iki ay önce atadığı emniyet müdürlerinin şaibeli kişiler olduğunu belirten Aytaç, teknik takibe takılan bu kişilerin, Başbakan ve İçişleri Bakanı'nın devreye girmesiyle ilçe emniyet müdürlüklerine gönderildiğini dile getirdi. İşte Aytaç'ın 'İstanbul Emniyet’te neler oldu? / oluyor?' başlıklı, İstanbul Emniyeti'nin iç yüzünü anlatan 20 Eylül tarihli yazısı:"Anadolu Ajansı’ndan İstanbul Emniyet ile ilgili küçük bir haber medya kuruluşlarına düştü. Habere göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü bünyesinde görev yapan bazı emniyet müdürlerinin görev yerleri değiştirildi. Acaba bu rutin bir işlem miydi? Yoksa iki ay önce yapılan değişikliklerin karmaşasından doğan ‘kurumun safralarının pasifize edilmesi çalışması mıydı? Terör, mali şube, narkotik, organize ve kaçakçılık gibi kilit öneme sahip şubeler sanki tayin furyasının merkezinde yer aldı. Adı rüşvet iddiaları ile şaibe altında olan ve 100 bin dolarlık bir ara ödeme ile ilgili teknik takip havuzuna düşen emniyet müdürü S.Y. görevden alınarak bir ilçenin şube müdürlüğüne kaydırıldı. Yine aynı şubeden sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı S.H. bir diğer birime kaydırıldı. Sigara kaçakçıları ile işbirliği yaptığı savı ile hakkında soruşturma açılan Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü C.G. bir diğer ilçeye tayin edilerek pasif bir görev verildi. Yine burada kilit bir görevde çalışan şube müdür yardımcısı İ.H. de kendisi ile ilgili daha önceden yaptığı usulsüzlükler ile ilgili bazı önemli bilgileri EGM’nin arşivinden sildirtmesi ile biliniyordu ki, görevinde pasifize edilerek ‘genç emniyetçilerin’ rahatlamasının önü açıldı. Beyoğlu’nda dört yıldır yaptığı güvenlik bağlamındaki çalışma(ma)lar ile bilinen A.G. de, bu bölgedeki asayiş, mala ve kişiye karşı gasp, yaralama, hırsızlık olaylarının artması konularında dikkatleri üzerine çeken bir isimdi. Yine iki ay içinde yapılan tayinlerden sonra yeni yerinde göreve başlayan bir komiser de fuhuş operasyonlarında rüşvet almaktan tutuklandı. Narkotik şubeden çıkarılma bir müdürün, göreve başlamasından sonra yaptığı ilk icraatı ile, bu birime getirdiği baş komiser de rüşvet almaktan teknik takip havuzuna düştü. Kısacası İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde iki ay önce yapılan tayinler ile normal olmayan ve Emniyet içinde her bir bireyin şaibeli olduğunu bildiği kişiler önemli görevlere getirilmişti. Emniyet’in Ankara’daki Genel Müdürlük’te görev yapan birimlerinin, Celalettin Cerrah’a son tayin ettiği kişilerin sağlıklı kişiler olmadığını, kendilerine verilen bilgi paylaşımlarının hemen takipte olan suçlularla paylaşıldığını ve bu çerçevede de İstanbul Emniyet’in bir güven bunalımı yaşattığı vurgulamasının yapıldığı resmî yazılar göndererek ikazda bulunduğu da kulağımıza gelen bilgiler arasında... En sonunda, ama Celalettin Cerrah’ın yaptığı hatadan dönmesi yoluyla, ama Başbakan’dan ve İçişleri Bakanı’ndan gelen net ve sert nokta vuruşlarla, geçmişe sünger çekildi. Emniyet, kendi göbeğini kendi keserken, hukukun üstünlüğü, netlik, berraklık, şeffaflık ve demokrasiye taraf olup suç örgütlerini bitirme yönünde ağırlığını koydu. Kısacası yanlıştan dönüldü ve İstanbul yeniden güvenli, huzurlu ve bu görevlere layık insanların eline bırakılarak normale dönülmesinin adımı atıldı. Artık İstanbullular evlerinde rahat uyuyabilirler. Organize suç çeteleri, mali suçlular, mafyasal yapılar, terör örgütleri ve devletin derin pislikleri ile irtibatlı ‘hasta ruhlu insanlar’ da yeniden üzüntüye ve tedirginliğe başlayabilir. Çünkü İstanbul Emniyet bir yanlıştan geri döndü..."