Su Politikaları Uzmanı Dursun Yıldız İstanbul Barajları için yaptığı tespitlerde "2015 su yılına 2013 ve 2014’deki meteorolojik olarak kurak geçen dönemin etkisiyle çok düşük su hacmi ile neredeyse boş olarak girebilir" dedi.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre bu gerileme Melen ve Yeşilçay sistemlerinden gelen günde yaklaşık 700 000 m3 suya rağmen gerçekleşti. Bu da İstanbul’da baraj havzalarına 2013 ve 2014 de düşen yağışın daha önceki yıllara göre çok azalmış olmasının ve havzada kontrolsüz su kullanımının bir sonucudur.
İstanbul’un yıllık ortalama yağış yükseklikleri Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün web sayfasında yer alan ve yanda verilen grafikte görülmektedir.
Bu grafik incelendiğinde yağışın ortalamanın altında olduğu yıllardan ortalamaya doğru geçişin en az 3 yıllık bir dönem aldığı görülüyor.
Diğer taraftan bu değerler İstanbul’a düşen yıllık ortalama yağışlar olup, bunun baraj havzalarına düşen ve barajları besleyen miktarı tam olarak belli değildir.
2007 -2008 yıllarında üst üste yaşanan 2 kurak dönem İstanbul’a su teminini zora sokmuştu. 2007’den sonra Melen ve Yeşilçay sisteminden gelen su miktarı artmış olsa bile bugünkü durum bundan daha da riskli. Bu durumun en büyük nedeni ise 2013 yılındaki yağışların özellikle İstanbul’da ortalamanın çok altında gerçekleşmiş olmasıdır.
Ancak 2013 yılında Temmuz ayının sonunda barajlardaki doluluk oranının %80 civarında olmasının nedeni, Meteoroloji’nin yıllık ortalama yağış grafiğinde de görüldüğü gibi, 2012 yılında İstanbul’daki yağışların ortalamanın çok üstünde gerçekleşmiş olmasıdır. Bu da 2013 yılına girerken barajların kısmen dolu olmasını sağlamıştır.
İstanbul Barajları 2015 su yılına 2013 ve 2014’deki meteorolojik olarak kurak geçen dönemin etkisiyle çok düşük su hacmi ile neredeyse boş olarak girecektir.
2014 Temmuz ayı sonu itibarıyla %18,94 olan barajların doluluk oranının 2015 su yılı başlangıcında %10 gibi çok düşük bir seviyeye inme olasılığı çok yüksektir.
Bu yaz döneminde İstanbul’a verilen günlük su miktarı yaklaşık 2,8 milyon m3’tür. Ancak İstanbul’a su temin eden 14 baraja giren günlük ortalama su miktarı ise 250.000 m3’e düşmüş ve aşırı sıcakların etkisiyle buharlaşma miktarı da artmış bulunmaktadır.
Bu koşullar İstanbul’un 2015 yılına neredeyse boş baraj rezervuarlarıyla gireceğini ortaya koymaktadır. Bu da önümüzdeki yılın “çok yağışlı bir yıl olmaması” durumunda içme ve kullanma suyu temininde büyük sıkıntı yaşanabileceği anlamına gelmektedir.
Bir diğer deyişle, 2015 yılının da kurak geçmesi durumunda İstanbul’un bir su krizi ile karşı karşıya kalması ihtimali çok yüksektir. Bu durum, suyun niceliğinde azalmanın yanısıra kirlilik konsantrasyonunun artması sonucunda suyun niteliğinde bozulma olarak da ortaya çıkabilecektir.
Bu yıl acil önlem olarak Sakarya Nehri’nden Melen sistemine ilave su basılmaktadır. Ancak bu suyun kalitesi düşüktür. Bu nedenle Sakarya’dan alınan su, sistemdeki ham su kalitesini aşağıya çekmektedir.
Bu günlerde sisteme daha kaliteli suyla harmanlanarak verilen Sakarya suyu önümüzdeki yıl daha fazla miktarda sisteme verilmeye mecbur kalınabilir. Bu durumda sanayi atıklarını da arıtacak şekilde ileri arıtma yapılması gerekir. Bu arıtmanın Melen Barajı devreye gireceği 3 yıllık bir dönem için teknik ve ekonomik olarak gerçekleşmesi mümkün görülmemektedir.
Sonuç olarak kuraklığın devam etmesi halinde İstanbul’a verilen su kalitesinde önümüzdeki 3 yılda önemli sorunlar beklenmektedir.
DSİ Genel Müdürlüğü tarafından planlanıp 2000’li yılların başında inşaatına başlanan Melen ve Yeşilçay sistemleri bugün İstanbul su temininin sigortası durumuna gelmiştir. Yeşilçay sisteminin yanısıra, yapılan bir bypass ile Melen Sisteminden de 2008 yılından itibaren İstanbul’a su verilmeye başlanmıştır.
Melen ve Yeşilçay sistemlerinden 2010 yılında yaklaşık 12 milyon metreküp,2011’de110 milyon m3, 2012 yılında157 milyon m3, 2013’de 235 milyon m3 su alınmıştır. Henüz ilk kademesi tamamlanmış olan Melen ve Yeşilçay sistemlerinden bu yılın ilk 5 ayında toplam 128 milyon m3 su alınmıştır. 31. Temmuz 2014 itibariyle İstanbul’un tüm barajlarında toplam 164,5 milyon m3 su hacmi kalmıştır.Geçen yıldan bu yana Melen ve Yeşilçay sistemlerinden su temin edilememiş olsaydı İstanbul Barajlarındaki su hacmi Sakarya nehrinden ilave su takviyesi başlayana kadar sıfırlanmış olacaktı.
İstanbul barajlarında seviyenin düşmesi İSKİ yönetimini harekete geçirmiş ve Karasu İlçesinin Tuzla Mahallesi’nde hızla bir su alma yapısı inşa edilmiştir.
Sakarya Nehri’nin Karadeniz’e döküldüğü yere yakın bu bölgeden alınan su, Melen hattıyla Ömerli Barajına aktarılıp “arıtıldıktan sonra” İstanbul’a gönderilmektedir.
Sakarya nehrinin sanayi ve evsel atıklarla kirlenmesi sonucunda su kalitesinin çok düşük olduğu bilinmektedir.
Ancak Sistemde mevcut olan arıtma tesisleri Melen ve Yeşilçay su kaynağı kalitesine göre inşa edildiği için Sakarya Nehri suyunu arıtmaya uygun değildir. Temmuz ayı başından bu yana Sakarya Nehri’nden İstanbul’a günlük ortalama 600 000 m3 su verilmektedir.
Bu gelişmeler İstanbul’un içme ve kullanma suyu depolama kapasitesini arttırmak gereğini ortaya koymaktadır.
İstanbul’a su sağlayan barajların toplam depolama kapasitesi 1055 milyon m3tür.
Bu kapasiteyi yaklaşık %70 oranında arttıracak olan700 milyon m3 hacimli Melen Barajı’nın temeli ise 2014 Mart ayında atılmıştır. İstanbul iline yılda 1 milyar 77 milyon m3 su temin potansiyeli oluşturulacak olan Melen Sisteminin bir an önce tamamlanması çok büyük önem arzetmektedir.
Öneriler
• İstanbul içme ve kullanma suyu temininde yaşanabilecek sıkıntıları ortadan kaldırmak için öncelikle şebekedeki kayıp ve kaçakları önleyecek tedbirler hızla alınmalıdır.
• İSKİ verilerine göre 2013 yılında İstanbul’a 909 454 000 m3 su verilmiştir. İstanbul’da şebekedeki kayıp kaçak oranı tahmini olarak %20 kabul edildiğinde, bu oranın %10’a düşürülmesi halinde tasarruf edilecek olan yıllık su yaklaşık 91 milyon m3 tür. Bu hacim İstanbul’a Istrancalardan su sağlayan 7 adet barajın depolama kapasitesinden daha fazladır.Bu miktar İstanbul’un 45 günlük su ihtiyacına tekabül etmektedir.
• Art arda gelen kurak dönemlerin devamlılık gösterebileceği dikkate alınarak bugünden itibaren “Acil Su Yönetimi Tasarruf ve Verimlilik Eylem Planı” hazırlanıp uygulanmalıdır.Bu eylem planı kapsamında halkın bilgilendirilmesi, eğitilmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
• Halen inşaatı sürmekte olan Melen Barajı hızla tamamlanmalıdır.
• İstanbul’daki acil su sıkıntısına çözüm ararken öncelikle Melen sisteminin 2. 3. ve 4. aşamalarının hızla tamamlanması düşünülmelidir.
• Deniz Suyu Arıtımı gibi ütopik ve ekolojik dengeyi bozacak ,enerji tüketimi yüksek çözümlerden şimdilik uzak durulmalıdır.
• Sakarya nehrinden gerektiğinde su takviyesi kirlilik konsantrasyonunun düşük olduğu yağışlı dönemlerde sınırlı olarak yapılmalıdır
• Trakya bölgesindeki İstanbul’u besleyecek orman ve su havzaları plansız kentleşme , sanayileşme ve ruhsatsız yeraltı ve yerüstü su çekimlerine karşı korunmalıdır.
• İklim değişikliği etkileri dikkate alınarak Marmara Bölgesi için hazırlanmış olan “Marmara Bölgesi İçmesuyu Entegre Havza Yönetimi Master Planı” revize edilerek uygulanmalıdır. Bu kapsamda mevcut içme suyu temin havzalarında farklı amaçlı projelerin geliştirilmesi ve bu projelere yüzeysuyu ve yeraltısuyu çekilmesi kesinlikle yasaklanmalıdır.
• Kentsel dönüşüm projeleri kapsamında Belediye ve mahalle veya site ölçeğinde atık suların yeşil alanlar için kullanılmasına önem verilmelidir. Bu kapsamda İstanbul’a düşen yağmur suları sarnıçlarda biriktirilerek uygun alanlarda kullanılmalıdır.
• İstanbul’da küresel iklim değişikliğinden kaynaklanan acil su temini için spekülasyonların etkisinden ve sosyo-politik baskılardan uzak kalınmalıdır.
• Önümüzdeki yıllarda olası su sıkıntısından faydalanıp su konusunu ekonomik ve ticari yönden istismar etmeye yönelik çabalara karşı dikkatli olunmalıdır.
Tespitler
• Türkiye nüfusunun %18’i İstanbul’da yaşamasına rağmen kentin bölgesel su kaynakları sınırlıdır.
• İstanbul’da su temini konusunda kaynak ihtiyaç dengesizliği vardır. Bu dengesizlik,hızlı nüfus artışı ve göç nedeniyle giderek artmaktadır.
• İstanbul’da yağışlar,iklim değişikliğine bağlı olarak daha şiddetli ve sağanak geçişler şeklinde düşmektedir.
Bu da hızlı yüzey akışına neden olarak düşen suyun havzalarda ve yeraltında istenen düzeyde toplanmasına engellemektedir. Plansız kentleşme de aynı seviyede olumsuz etki yaratmaktadır.
• Küresel iklim değişikliği nedeniyle artan sıcaklıklar baraj rezervuarlarındaki buharlaşmayı ve yaz dönemindeki su talebini arttırmaktadır.
*Dursun Yıldız Su Politikaları Uzmanı