İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi: Son sekiz yılda tersane gemi sektöründe en az 226 işçi hayatını kaybetti

İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi: Son sekiz yılda tersane gemi sektöründe en az 226 işçi hayatını kaybetti

İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, "2020 Tersane Gemi Sektöründe İş Cinayetleri Raporu"nu açıkladı. Rapora göre, son sekiz yılda tersane gemi sektöründe en az 226 işçi yaşamını yitirdi.

DİSK Limter-İş Sendikası'na üye tersane işçileri Tuzla İçmeler Köprüsü üzerinde bir araya geldi. İşçilerin "Direne Direne Kazanacağız" sloganları attığı toplantıda İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin hazırladığı "İş Cinayetleri Raporu" açıklandı.

"Bıçak kemiğe dayandı; geçinemiyoruz"

DİSK Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Kanber Saygılı, işe giderken yollarda geçen saatler, iş yerinde güvencesiz çalışma koşulları, uzun çalışma saatleri, iki kişinin yapacağı işi tek kişinin yapması, kötü yemekler, alınmayan iş güvenliği önlemleri, patrondan hakaretlere vurgu yaptı. Saygılı, "Yaşamak için değil adeta çalışmak için yaşıyoruz! Evde kira, gıda-eğitim-sağlık giderleri ve elektrik-su-doğalgaz faturaları… Resmi enflasyon yüzde 15 ama gerçekte enflasyon yüzde 35-40’a varmış durumda. Bıçak kemiğe dayandı, geçinemiyoruz!" dedi.

İşte güvencesizlik tam da bu olduğunu ifade eden Saygılı şöyle devam etti:

"Güvencesizliği bugünün proleter çalışma ve yaşam disiplini haline getiren AKP’nin iktidar yılları boyunca iş cinayetlerinde yaklaşık 27 bin işçi hayatını kaybetti. Diğer yandan koronavirüs salgınıyla beraber sermaye güvencesiz, esnek ve kuralsız çalışma koşullarını daha da ağırlaştırdı ve yaygınlaştırdı. Sonuç ise ortada! Türkiye’de tarihin en büyük sağlık emekçileri merkezli ‘işçikırımı’ meydana geldi. 2020 yılında İş Cinayetleri sonucu 2 bin 427 işçi hayatını kaybetti, siyasal/ekonomik krizi aşmak için işçiler daha çok öl(dürül)dü."

"İş cinayetleri Tuzla, Aliağa ve Altınova’daki tersanelerde yoğunlaştı"

DİSK Limter-İş Sendikası Başkanı Saygılı, işçi sağlığı ve iş güvenliği mücadelesinin bir bütün olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

"Ancak en acıtan yüzü ise iş cinayetleri... 6331 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Yasası yürürlüğe girdiğinden beri aylık ve yıllık iş cinayetleri raporlarını çıkarıyoruz. Gördüğümüz şu: İşçi ölümlerini, yaralanmalarını ve meslek hastalıklarını önlemek için devlet ve sermaye hiçbir adım atmıyor. Aksine işçilerin çalışma koşulları daha da kötüleşiyor ve üç kuruş paraya önlenebilecek ölümlere davetiye çıkarılıyor. Birinci dertleri tabi ki daha fazla para kazanmak için İSİG önlemlerini almamak. Ancak bir de ‘beka’ sorunları var. O da işçilerin iş yerlerinde hiç ses çıkaramaması, örgütlenememesi, söz ve karar haklarının olmaması, boyun eğmeleri ve tabii ki kapitalist sistemi sorgulayamamaları. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Yasası'nın yürürlüğü girdiği 2013 yılından bugüne tersane/gemi sektöründe 226 işçi hayatını kaybetti. İş cinayetleri Tuzla, Aliağa ve Altınova’daki tersanelerde yoğunlaştı. Diğer yandan açık denizde birçok gemi işçisi can verdi. En çok ölüm boğulma, ezilme, yüksekten düşme, patlama, yanma, kalp krizi ve nesne çarpması sonucu meydana geldi. Tersanelerde taşeron sistemi ölümlere yol açan çalışma koşullarını oluşturuyor."

Tersane işçilerinin talepleri sıralandı 

İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin hazırladığı raporda tersane işçilerinin talepleri de sıralandı:

“Pek çok işçinin ölümüne ve yüzlercesinin yaralanmasına yol açan iş koşullarıyla toplama kamplarından farksız olan tersanelerde, iş cinayetlerinin sorumlularının yargılanması. İş güvenliği tedbirlerinin alınması. Uzun çalışma saatlerine son verilmesi. Her tersaneye sağlık ekipmanı sağlanması. İşçilerin hak ettikleri ücretlerin zamanında ödenmesi ve yatırılmayan sigorta primlerinin yatırılması. Taşeronlaştırmaya son verilmesi. Sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması." (Edda Sönmez/ANKA)