İstanbul'a bir de burdan bakın

İstanbul'a bir de burdan bakın

Editörlüğünü Meriç Öner’in yaptığı, Oğuz Meriç’in fotoğraflarını çektiği “Tracing Istanbul [from the air])” (İstanbul, Hava Fotoğraflarıyla İz Sürmek) adlı kitap, Garanti Galeri yayınları arasındaki yerini aldı.

 

Oğuz Meriç’in 1992-2009 yılları arasında çektiği binlerce hava fotoğrafından bir seçki sunan kitabın tanıtımı, 12 Eylül 2009 Cumartesi günü 14:00-15:30 saatleri arasında, eski Platform Garanti binasında yapılacak.

 

Kitap metninin temelini oluşturan üç bağımsız söyleşiye katılan Deniz Aslan, Murat Güvenç ve Pelin Derviş, tanıtım toplantısında da yer alarak görüşlerini paylaşacak.

 

Kitaptaki fotoğraflar, yapılı çevrenin içinde barındırdığı izleri açığa çıkarma potansiyeline sahip bulunuyor. Kitap, bu sıra dışı perspektif aracılığıyla kentsel politikaları ve uygulamaları tartışmaya açıyor; fiziksel dokunun ardındaki sosyal dokuyu deşifre etmeyi deniyor. Editör Meriç Öner, kitap metninin temelini oluşturan bağımsız söyleşileri, yapılı çevrenin meydana gelişindeki öncelikli konulara (kentsel büyüme, kentsel doku, yer, potansiyel, müdahale) göre düzenledi ve fotoğraflarla diyalog içinde akan bir biçimde yeniden kurguladı. Metin bu haliyle, Oğuz Meriç’in 18 yılı aşkın süreyle biriktirdiği izleri takip etmekte okuyucuya aracılık ediyor.

 

Oğuz Meriç’e göre, hava fotoğrafları hem belgeleme hem de sorgulama için en güçlü araçları oluşturuyor. Çalışmalarında seçtiği konular onun bu yaklaşımını pekiştiriyor. Oğuz Meriç son yıllarda, İstanbul’da yaşanan hızlı kentsel dönüşümün mekansal ve zamansal eşiklerini kaydediyor. Deniz Aslan, Murat Güvenç ve Pelin Derviş’in yorumları, görünenin ardındaki yapılara açıklık getirerek, İstanbul’un yakın geçmişine ve güncel dinamiklere eleştirel açıdan yaklaşıyor. Murat Güvenç, mevcut izlerden yola çıkıp dönemlerin ve yerlerin öyküsünü anlatıyor. Deniz Aslan, kentsel planlama parametrelerinin İstanbul’u içine soktuğu çıkmazlara dikkati çekiyor. Pelin Derviş ise farklı ölçeklerdeki kentsel uygulamaları temel alarak, İstanbul’daki yapı üretiminin bireysel ve toplumsal gereksinimlere yanıt vermekte aciz kaldığı durumların altını çiziyor.