İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi’ndeki görevinden emekli olan Prof. Naci Görür, Nepal’de meydana gelen 7,8 büyüklüğündeki deprem sonrası, olası İstanbul depremini hatırlattı. Prof. Görür, İstanbul’da 30 sene içerisinde 7,2 büyüklüğünde bir depremin olması beklendiğini söyleyerek, “İstanbul’da 1 milyon 600 bin bina var. Yüzde 60’ına çürük derseniz, yaklaşık 900-950 bin bina deprem güvenli değil, demiş olursunuz” dedi.
BirGün gazetesinden Ömür Şahin Keyif’e değerlendirmede bulunan Görür, Nepal depremi sonrası bir kez daha uyarılarda bulundu. Görür’ün açıklamaları şöyle:
“1999’dan bu yana bilim insanları olarak bizler, tehlikenin boyutunu, verebileceği hasarı, bu hasarı minimize etmek için ne yapılması gerektiğini, hatta depremin oluşabileceği zamanı dahi verdik.
Marmara bölgesi en az 7,2 büyüklüğünde bir deprem bekliyor. Bu deprem belki Adalar’ın güneyindeki fayda olur, belki Adalar ile Orta Marmara çukurluğu, Marmara Ereğlisi’nin güneyindeki o hat üzerinde olabilir. 7,2 deprem meydana geldiği takdirde İstanbul çok şiddetli şekilde etkilenebilir. Çünkü İstanbul, yapı stokunun yüzde 60’ı mühendislik hizmeti görmemiş, deprem güvenliği olmadığı resmi ağızlarca söylenen bir kent.
Bunun dışında yolları, altyapısı son derece gelişigüzel. İstanbul’un çok ciddi şekilde etkilenmesi üzerine de çalışmalar yapıldı zamanında; gerçi Boğaziçi Üniversitesi kayıp sayısını azaltıyor, bir ara 10.000- 15.000’lere kadar indiler ama ben onun siyasi nedenlerden olduğunu düşünüyorum. 1999’dan sonra 30 sene içinde (eksi, artı 15) bir deprem beklendiği söylendi ve bu hala geçerli.
17 Ağustos’tan sonra belki çok şey yapıldı. Ancak İstanbul depreme tamamen hazır hale getirildi mi derseniz, tabii ki hayır. Bu hiçbir şey yapılmadığı anlamına gelmez, bazı şeyler yapılıyor da ama bu yapılanlar nicel olarak yeterli değil.
Resmi binalar, okullar, hastaneler güçlendirildi. Tamamı bitti mi? Hayır. İstanbul’da 1 milyon 600 bin bina var. Yüzde 60’ına çürük derseniz, yaklaşık 900.000-950.000 bina deprem güvenli değil, demiş olursunuz. Bu binaları bugünkü kentsel dönüşüm mantığıyla zaten güçlendirmeniz mümkün değil. Ne zaman ne de para yeter.
Biz boş arsaları, yeşil alanları yıkıp AVM’ler, binalar yapıyoruz. Belediyelerimiz sağ olsun, o amaçla çalışıyor. Hani toplanma sahaları? Peki hani acil yollar? Deprem olduğunda senin bulunduğun bölgenin acil kurtarma ekipleri hangileridir, sayıları nedir, nereden geleceklerdir? Diyelim sağ kurtuldun, nereye, kime başvuracaksın, hangi ekmek fırınından ekmek alacaksın? Böyle bir örgütlenme, bilgilendirme yok.”