CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu üyesi Barış Yarkadaş, polisin sosyal medya kullanıcısı 17 bin kişi hakkında fezleke hazırladığını, 45 bin kullanıcının ise adresini tespit etmeye çalıştığına dikkat çekti.
Sosyal Medya Takip Birimi’nin sosyal medya paylaşımlarını takip ettiğini belirten Yarkadaş, “Birimin hazırladığı fezlekelere savcılar işlem yapacak. Gözaltı işlemi, İstanbul’daki gözaltı merkezleri dolu olduğu için yapılmıyor. Dosyalar şimdilik bu nedenle işleme konulmuyor” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Yarkadaş, iktidarın son dönemde sosyal medyayı baskı altına aldığını belirterek “Bu mecrada adeta bir cadı avı yapılıyor. Bir süre önce ‘Sosyal Medya Takip Birimi’ kuruldu. Bu birimin yaptığı çalışmalar sonucu Türk Ceza Kanunu’nda olmayan maddelerden kişiler tutuklanıyor. Türk Ceza Kanunu’nda ‘devlet büyüklerine hakaret’ diye bir suçlama, bir madde olmamasına rağmen daha birkaç gün önce birçok genç, devlet büyüklerine hakaret ettiği iddiasıyla tutuklandı. Bu gençlerin arasında Numan Kurtulmuş hakkında yorum yapan kişiler de var. Birimin kuruluşunun hangi kanunda yer aldığı ya da hangi yönetmeliğe göre kurulduğu belli değil. ‘Bu kişilerin maaşları nasıl ödeniyor? Devletin polisi bütün gününü terörist kovalamak, terörist yakalamak, bombacı yakalamak yerine sosyal medyada kim ne yazmış, kim hangi ‘tweet’i atmış, bunu aramakla geçiriyor” dedi.
İktidarın sosyal medyayı takip altına almasını “ilkellik”’ olarak niteleyen Yarkadaş, “Birimde görevlendirilen polisler, 17 bin kişi hakkında fezleke düzenledi. 45 bin kişinin ise isim ve adresini tespit etmeye çalışıyor. 3500 kişi yazdıklarından ötürü gözaltına alındı. 1500 kişi ise sosyal medyada yazdıklarından dolayı tutuklandı. Bu korkunç gerçek, referandum öncesi artan baskının göstergesiydi” dedi. Halk TV programcısı Hüsnü Mahalli’nin de attığı tweet’lerden dolayı tutuklandığını belirten Yarkadaş, ETHA Sorumlu Müdürü Derya Okatan dahil 6 medya çalışanının 20 gündür sorgusuz sualsiz gözaltında tutulduğunu ifade etti.
Yarkadaş, “‘RedHack adlı sosyal medya kullanıcılarına yardım ettikleri iddia ediliyor. Yardım etmişler mi, bu suç mudur, buna yargı karar verir. Evet, yargı karar versin, savcı bununla ilgili soruşturmayı sürdürsün, biz de bunu istiyoruz ama savcıyı bulamıyoruz. Gözaltındaki gazeteciler savcının izinden dönmesini bekledi günlerce... Savcı beyefendinin keyfi yerine gelecek, yıllık iznini bitirecek ve ondan sonra gelip bu arkadaşların ifadelerini alacak. Belki serbest bırakacak, belki dava bile açmayacak” diye konuştu.
CHP’li Yarkadaş, gazetemize yaptığı açıklamada da şunları söyledi: “Birimin fezlekelere savcılar işlem yapacak. Gözaltı işlemi yaptıracak. Ancak İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve diğer bütün karakolların nezarethaneleri dolu. Dosyaları şimdilik bu nedenle işleme koymuyorlar. FETÖ, PKK operasyonları nedeniyle yer kalmamış... Gözaltında o kadar çok insan var ki, bu yüzden sorgusu bir günde bitebilecek kişilere bile sıra gelmiyor. Savcılar, OHAL’in verdiği yetkiyle, 30 günlük gözaltı süresini, dosyanın içeriğine bakmadan kullanıyorlar. 30 günlük gözaltı rutin bir uygulama haline geldi.
TBMM Genel Kurulu’nda konuşması sırasında cezaevindeki birçok gazeteci hakkında hâlâ iddianame hazırlanmadığını anımsatan Yarkadaş, “Gazeteci arkadaşlarımız neyle suçlanıyor, hangi suçtan dolayı tutuluyor, doğrusu biz de merak ediyoruz. Sadece biz değil, aileleri, avukatları ve kendileri de merak ediyor” dedi. Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, yazar ve yöneticileri ile Ahmet Şık’ın da sosyal medyada yazdıklarının suçlama gerekçesi haline getirildiğini anımsatarak, “Bir kişinin attığı tweet onun tutuklanması için gerekçe olamaz. Özgür bir medyanın herkese lazım olduğunu 15 Temmuz alçak darbe girişiminde bir kez daha gördük. Eğer o gece medya özgürce yayın yapamasaydı, bugün Türkiye’yi, Allah korusun, FETÖ’’nün darbecileri yönetiyor olurdu. O yüzden, medyada yazılan çizilen her şeye düşmanca bakmamak, eleştiriden faydalanmak gerekir” diye konuştu.