ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’ne (NOAA) bağlı Ulusal Hava ve İklim Tahmini Merkezi, özellikle İstanbul’da son dönemlerde çıkan hortumlar ve şiddetli sağanak yağışları inceledi. Uzmanlar, küresel ısınmanın etkisine dikkat çekerken, özellikle Akdeniz çevresindeki hava kirliliği, kömür gibi fosil yakıtların kullanılmasıyla atmosferin ısındığını, yeşil alanların azalması ile de havada karbondioksit artarken İstanbul üzerindeki nemli havanın, soğuk hava kütlesiyle birleşmesi bu hortumları oluşturduğunu söyledi.
ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’ne (NOAA) bağlı Maryland Eyaleti, College Park şehrindeki Ulusal Hava ve İklim Tahmini Merkezi, kapılarını Hürriyet’e açtı.
Razi Canikligil’in Hürriyet’teki haberine göre, dünyanın her köşesinden ve uzaydaki uydulardan gelen bilgileri analiz eden yaklaşık 850 meteoroloji uzmanının çalıştığı merkezin süper bilgisayarlarından Türkiye’nin de havasına baktık. 13 Ağustos günü ziyaret ettiğimiz merkezin bilgisayarlarında hava oldukça temiz ve güneşli görülürken, İstanbul’a 2 Ağustos günü büyük korku yaşatan hortumları sorduk.
Uzmanlar, Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi’nin (NASA) uydularına bağlanarak İstanbul üzerindeki hortumun fotoğrafını çıkardılar. Sonuç: Küresel ısınmanın etkisi, özellikle Akdeniz çevresindeki hava kirliliği, kömür gibi fosil yakıtların kullanılmasıyla atmosfer ısınıyor; yeşil alanların azalması ile de havada karbondioksit artarken İstanbul üzerindeki nemli havanın, soğuk hava kütlesiyle birleşmesi bu hortumları oluşturuyor.
2 yıl önce milyonlarca dolar harcanarak açılan NOAA’da kısa vadeli iklim, hava ve okyanus tahminleri yapılırken, bütün dünya her gün aslında hiç farkında olmadan buradan gelecek bilgileri bekliyor. Merkezin 3 günden 7 güne kadar hava durumu tahminleri ile 1 yıla kadar mevsimsel tahminleri; çiftçisinden sanayicisine, enerji üreticisinden belediyelere, süper marketlerden otomobil üreticisine, nakliyatçısından havayollarına ve inşaat sektörüne kadar hemen hemen tüm iş çevrelerini direkt ilgilendiriyor. Buradan yapılan tahminlerle, uçak seferleri iptal edilebiliyor, kargo gemileri okyanusta rotalarını değiştiriyor, enerji firmaları çıkacak rakamlara göre üretimlerini ayarlıyor. Belediyeler kışın ne kadar kar yağacağını öğrenerek tuz stoklarını belirliyor. ABD Ticaret Bakanlığı’na bağlı olan NOAA’nın en gelişmiş teknolojilerle kurulan bir alt birimi olan Ulusal Hava ve İklim Tahmin Merkezi; yörüngedeki uydular, yeryüzündeki radarlar ve dünyada 800, ABD’de ise 92 noktadan atmosfere bırakılan yüzlerce hava balonu, yolcu uçaklarının burnundaki sensörler, okyanuslardaki gemiler, otomatik hava istasyonları ve yaklaşık 9 bin amatör hava gözlemcisinin gönderdiği milyarlarca verileri süper bilgisayarlarda aynı anda analiz ederek kısa vadeli hava ve iklim tahminlerinde bulunuyor.
NOAA Meteoroloji uzmanı Mark Rubinski’den 2 Ağustos’ta İstanbul’u vuran hortumu göstermesini istiyorum. Mark, 1 dakika içinde Güney Kutbu üzerinde dolaşan NASA uydusuna bağlanarak 2 Ağustos’ta İstanbul’da gerçekleşen hortumun görüntüsünü ekrana taşıyor. Bu defa daha da ileri gidip Türkiye’nin Suriye ve Irak ile olan sınırlarında bir bombalama ya da yangın olup olmadığına bakmasını istiyorum. Kayda değer bir şey bulamıyor. Ancak tarih ve saat verebilmem durumunda istediğim ciddi bir patlamanın görüntüsünü çıkarılabileceğini söylüyor. Rubinski çalışmalarını şöyle özetliyor:
“Pek çok uydudan veriler alıyoruz. Her 15 dakikada bir aldığımız fotoğraflarla döngü gerçekleştiriyoruz. Bir de kutuplarda dolaşıp tüm dünyayı aynı anda gören uydular da var. Bilgisayardaki modellere giden verilerin yüzde 90’ı uydulardan geliyor. Diğerleri uçaklar, havalimanları ve hava balonlarından. Balonlar çok detaylı bilgi veriyor. Ancak, her istasyondan günde sadece 2 tane salınıyor. Halbuki uyduda sürekli veri alınıyor.”
Uydudan 2 Ağustos’ta İstanbul’da heyecan yaratan hortumu gösteren ABD Ulusal Hava ve İklim Tahmini Merkezi uzmanları, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz bölgesindeki aşırı sıcakların daha da artacağını belirttiler. Meteoroloji Uzmanı Marty Hoerling, ‘şehirleşme, yeşil alanların yok edilmesi ve atmosferi ısıtan sera etkisi yaratan gazların kullanımının giderek artmasına neden olan insan etkileri’ nedeniyle yağmur sayısının azalacağını ancak çok şiddetli yağmurlar olacağını söyledi.
Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz bölgesindeki aşırı sıcaklar ile ilgili bir araştırma yayınlayan NOAA’ya bağlı Colorado eyaletindeki ‘Earth System Research Laboratory’den (Dünya Sistemi Araştırma Laboratuvarı) Meteoroloji Uzmanı Marty Hoerling, Hürriyet’e yaptığı açıklamada, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz havzasında, geçen 10 yıl boyunca kış aylarında kuraklığın giderek arttığının gözlendiğini söylüyor. Kış aylarındaki bu ısınmaya bağlı kuraklık eğiliminin, kısmen de olsa insan kaynaklı iklim değişikliğinin sonucu olduğunu anlatan Hoerling; ‘’Kışları yaşanan kuraklığa rağmen, özellikle yaz aylarındaki aşırı yağışlar 21’nci yüzyıl sonuna kadar artmaya devam edecek’’ diyor.
Bu tahminin Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 2013 değerlendirme raporunda da desteklendiğini, şiddetli yağışların pek çok bölgede giderek sıklaşacağı ancak bunun daha fazla yağmur yağacağı olarak yorumlanmaması gerektiği konusunda uyarıyor. Kış aylarında kuraklıkların artmasına neden olarak, ‘şehirleşme, yeşil alanların yok edilmesi ve atmosferi ısıtan sera etkisi yaratan gazların salımının giderek artmasına neden olan insan etkilerine’ dikkat çeken Hoerling, kış aylarında yoğun olarak kullanılan kömür ve diğer sanayi gazlarının sadece atmosferi ısıtmakla kalmayıp okyanusu da ısıttığına işaretle şu uyarılarda bulunuyor:
“Türkiye küresel ısınmadan en çok etkilenen ülkeler arasında yer alıyor. Akdeniz’de en çok etkilenen bölgede bulunuyor. Türkiye’nin Karadeniz bölgesinin güneyinden itibaren kuvvetli bir kuruma ve iklimde ısınma olacak. Türkiye’de 2046-2065 tarihlerinde, havada yüzde 5-10 derecelik sıcaklık artışı olacak. Bunun anlamı şu; sıcaklık 3 derece artarsa, yağmurlar yüzde 20-30 arası düşecek. 1986-2005 yılları arasındaki rakamlar averaj alındığında 2081-2100 yılları için de projeksiyon aynı. Yazları daha az yağmur düşecek. En önemli etkilerinden biri yağmur sayısı azalıp şiddetli yağmurların olması. Düşen yağış ciddi oranda azalacak.”
NOAA’nın Oklahoma Eyaleti Norman şehrindeki Fırtına Tahmini Merkezi’nden Kasırga Uzmanı Harold Brooks, İstanbul’da yaşanan tornadoları (hortum) önceden tahmin etmenin zor olduğunu söylüyor:
“Türkiye’deki hortumların dağılımındaki olası değişiklikleri tahmin etmek çok zor. Genel olarak tornadonun oluşması için gerekli olan bileşen sıcak ve nemli havadır. İkinci gerekli bileşen ise hortumların oluştuğu, gökgürültülü fırtınaya sebep olan, bölgedeki yüksekliğe bağlı olarak bir rüzgâr kesenin olması. Bu durumda fırtına yön değiştirip hortum formunu almaya başlıyor. Türkiye’de hortumlarla ilgili duyarlılık da az ve bu konuda birkaç rapor dışında çok fazla veri bulunmuyor.”
Hava Durumu Tahmini Merkezi şefi Ed Danaher, İstanbul’daki hortumu izlediklerini ancak ABD’ye bir etkisinin olmayacağını düşündükleri için incelemediklerini söylerken olayı şöyle anlatıyor:
“7 güne kadar hava tahminleri yapıyoruz. ABD dışına, Avrupa’dan Asya’ya kadar bakıyoruz. İstanbul’daki hortumu buradan izledik. Bunun ABD’ye fazla etkisi olmayacağı için kapsamlı ve detaylı incelemedik. Ancak bizim için çok ilginçti. Hortum veya kasırga İstanbul’da nasıl bilinmeyen bir şeyse, Florida’da kar yağışı da hava durumu sunucusu için anlatması zor bir durum. Bu tip konularda bizi arayanlara yardımcı oluyoruz.” Bilgisayar teknolojisinin gelişmesiyle tahminlerindeki isabet oranlarının da giderek arttığını söyleyen Danaher, “Önemli olan tahminlerimizi insanlara ulaştırmak. Sosyal medyayı da kullanıyoruz. Yerel yönetim yetkilileri bizi direkt telefonla arayıp yağmurların ne kadar ve ne süreyle daha devam edeceğini öğrenebiliyorlar.”