İstanbul'un dört bir yanında duyulan ürkütücü seslerin sebebi ne?

İstanbul'un dört bir yanında duyulan ürkütücü seslerin sebebi ne?

Bugünün ilk saatlerinde sosyal medya bir kez daha “esrarengiz ses” tartışmasıyla çalkalandı. Gece yarısından hemen sonra Maslak, Kadıköy ve Bahçelievler başta olmak üzere İstanbul’un bir dizi semtinden duyulduğu bildirilen sesler kaydedilip internette de paylaşıldı.

Kimisi “ABD’nin gizli iklim silahı HAARP” dedi, kimisi uzaylılar, kimisi “Sur borusu…” Bazı sosyal medya kullanıcıları da “Karnım gurulduyor” gibi espriler yaptı ancak gerçekler o kadar da "havalı" değil. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 29 Aralık için yaptığı açıklamada, yağmurlu günlerden daha nadir olarak gözlemleniyor olsa da "kutupsal soğuk havanın gök gürültüsü ve kar sağanağı" getireceği belirtilmişti.

Hürriyet gazetesinin derlemesine göre, İstanbul'un farklı semtlerinde duyulan seslerle ilgili bilimsel açıklamalar şöyle:

 

Gökdelenler uğulduyor

 

Maslak’ta duyulan sesin, kar fırtınası sırasında kuzey ormanları üstünden gelen sert rüzgarların aniden gökdelenlerle karşılaşması sonucu oluştuğu sanılıyor. Benzer sesler İngiltere’nin Manchester ve ABD’nin New York şehrinde de geçmişte duyulmuştu. Hatta 2006’da New Scientist dergisinde bu seslere yol açan tasarım hataları nedeniyle mimarlar suçlanmıştı.

 

Kar yağarken de gök gürüldeyebilir

 

Yüksek binaların yer almadığı bölgelerde ise sesin, hava koşullarından kaynaklanmış olması muhtemel.  Kar yağarken şimşek çakması ve gök gürlemesi nadir de olsa yaşanıyor. İstanbul da dünden beri bu doğa olayını tecrübe ediyor. Gök gürültüsü sesi, sıcak ve soğuk hava katmanlarının ve basınç alanlarının konumuna göre, çok daha geniş veya dar bir alanda duyulabiliyor. Bu şartlarda çakan bir şimşeğin yarattığı radyo dalgaları da kulağa “korkunç” gelebiliyor.

Meteoroloji'den 29 Aralık'ta yapılan açıklamada, "kutupsal soğuk havanın gök gürültüsü ve kar sağanağı" getireceği belirtilmişti.

 

Diğer ihtimaller 

 

İstanbul’da duyulan sesler muhtemelen üstteki iki nedenden birine dayanıyor. Ancak dünyanın farklı yerlerinde duyulan sesler için başka açıklamalar da var.  Oklahoma Üniversitesi yerbilimcisi David Deming, Journal ve Scientific Exploration’da (Bilimsel Keşif Dergisi) yayınlanan bir makalesinde bu sesleri “The Hum” (Uğultu) diye tanımlamıştı. Bu fenomen “Taos Uğultusu” diye de biliniyor. Bu sesleri insanların yüzde 2’si ile yüzde 10’u arasında bir grubun duyabildiği belirtiliyor. Seslerin olası kaynakları ise yine pek “esrarengiz” değil, gayet bilimsel. İşte olası nedenler: Denizaltılar ve uçaklar arası iletişim, telefon görüşmeleri, tektonik plakaların “mikrosismik” hareketi, metro inşaatları ve trenlerin raylar ile tellerde neden olduğu sürtünme… NASA şöyle diyor: “Eğer insanların kulakları yerine radyo antenleri olsaydı, gezegenimizin dört bir yanından gelen tuhaf gürültüler senfonisini sürekli dinliyor olurduk.” Bazı insanların duymaya daha yatkın olduğu bu senfoni, işte bu nedenle sosyal medyanın gayya kuyusunda “esrarengiz seslere” dönüşüyor.