"İşte AKP ile MHP'nin anlaşamadığı iki madde"

"İşte AKP ile MHP'nin anlaşamadığı iki madde"

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, AKP'nin MHP'ye resmen ilettiği anayasa taslağında iki madde üzerinde uzlaşı sağlanamadığını ileri sürdü. "Gül ve Parsak oranları yeniden masaya yatıracaklar. Ancak MHP hakkındaki yanlış bir kanaati düzelteyim" diyen Selvi, "MHP’nin, 55 milletvekilinin imzasıyla soruşturma açılır, cumhurbaşkanı hangi oranla seçilirse o oranla Yüce Divan’a sevk diye bir önerisi yok. Ayrıca pakette Bakanlar Kurulu’nun 4’te 1’i parlamentodan seçilir şeklinde bir hüküm yok. O nedenle MHP’nin bir itirazı yok" ifadesini kullandı.

Selvi söz konusu iki maddeyi şöyle sıraladı:

"1- Mülga maddeler...

Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçişle birlikte yürürlükten kaldırılan maddeler. Yürütme yetkisiyle ilgili maddeler bunun içinde yer alıyor.

2- İbare değişikliği yapılan maddeler.

Bir de geçiş hükümleri var ki çok önemli. Cumhurbaşkanlığı sistemine 2019 tarihinde geçilecek. Ancak geçiş hükümleri çok net bir şekilde ifade edilmezse bir kaos yaşanabilir. ‘Anayasa değişikliği referandumdan geçtiği takdirde Başbakan ne olacak? Cumhurbaşkanlığı hükümeti ne zaman yürürlüğe girecek? Cumhurbaşkanı partisine ne zaman üye olabilecek’ gibi"

Abdulkadir Selvi'nin "AK Parti ile MHP arasında iki pürüz" başlığıyla yayımlanan (28 Kasım 2016) yazısı şöyle:

Başkanlık sisteminin adı, cumhurbaşkanlığı sistemi oldu.

Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili olarak AK Parti ile MHP arasındaki görüşmelerde önemli ilerleme sağlandı.

“Hava pozitif” deniliyor ama bu hiçbir sorun olmadığı anlamına gelmiyor. İki noktada pürüz var. Pürüzleri gidermek için AK Parti Genel Sekreteri Abdulhamit Gül ile Mehmet Parsak yeniden bir araya gelecekler.

Gül ile Parsak, sorunun çözümünde başarılı olurlarsa, Başbakan Binali Yıldırım ile MHP Lideri Devlet Bahçeli bir araya gelerek paketin olgunlaşmasını sağlayacaklar.

AK Parti’de kiminle konuşsam, “Aman sistemi takvime kurban etmeyelim” diyorlar. Ama nisan-mayıs ayında referandum beklentisi var.

AK Parti ile MHP arasında görüşülen pakete ilişkin bazı bilgileri netleştirmekte yarar var. Paket 12 maddeden oluşuyor. Ayrıca kanun tekniği açısından 2 madde var. İki çuval ya da iki depo madde deniliyor.

1- Mülga maddeler... Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçişle birlikte yürürlükten kaldırılan maddeler. Yürütme yetkisiyle ilgili maddeler bunun içinde yer alıyor.

2- İbare değişikliği yapılan maddeler.

Bir de geçiş hükümleri var ki çok önemli. Cumhurbaşkanlığı sistemine 2019 tarihinde geçilecek. Ancak geçiş hükümleri çok net bir şekilde ifade edilmezse bir kaos yaşanabilir. ‘Anayasa değişikliği referandumdan geçtiği takdirde Başbakan ne olacak? Cumhurbaşkanlığı hükümeti ne zaman yürürlüğe girecek? Cumhurbaşkanı partisine ne zaman üye olabilecek’ gibi.

Henüz kriz olarak ifade edilmiyor  

Gelelim AK Parti ile MHP arasındaki görüşmelerin perde arkasına. 

İki noktada pürüz yaşanıyor. Yaklaşım farkı denilebilir ama henüz kriz olarak ifade edilmiyor.

1- En önemli sorun, Cumhurbaşkanı’nın partisiyle ilişkisi konusunda yaşanıyor. MHP, Cumhurbaşkanı’nın parti üyesi olmasına karşı çıkmıyor ama parti genel başkanı olmasına itiraz ediyor. AK Parti ise başkanlık sistemini bir ölçüde bunun için istiyor. O nedenle bu ciddi bir pürüz konusu. Görüşmelerde bir kriz yaşanırsa buradan çıkabilir. Ama her iki tarafta aşılamayacak bir nokta olarak görmediklerini ifade ediyorlar. AK Parti, cumhurbaşkanlığı sistemine geçilirken partide, ‘iki bir’ sisteme izin verilmesine sıcak bakmıyor. Biri icranın başındaki cumhurbaşkanı, diğeri parti genel başkanı gibi ileride iki ayrı güç odağı oluşturabilir. İkili sistem sürtüşmeye zemin hazırlar. Adı cumhurbaşkanlığı sistemi olsa da bu sistemin özü başkanlık sistemi. Parti üyesi olabilen cumhurbaşkanı, partinin genel başkanı da olabilmeli tezini savunuyor. MHP ise cumhurbaşkanının parti üyesi olabilmesine itiraz etmiyor ama genel başkanı olmasına sıcak bakmıyor. Bu pürüzü aşabilme uğruna AK Parti’nin geliştirdiği bir formül daha var. O da ‘Anayasada, cumhurbaşkanının partisiyle olan ilişkisi sınırlanıp tarif edilmesin. Parti genel başkanı olamaz şeklinde negatif bir hüküm konulmasın. Cumhurbaşkanı o ilişki düzeyini kendi belirlesin’. Bu noktanın altını çizmek istiyorum. MHP eğer, genel başkan olamaz noktasında diretirse, bu ciddi bir kriz konusu olabilir.

2- Diğer pürüz ise cumhurbaşkanının hesap verebilirliği konusunda yaşanıyor.

MHP tek yanlı fesih yetkisine karşı

AK Parti, cumhurbaşkanının hesap verebilir olmasına karşı çıkmıyor. Ancak ‘Yüce Divan’ talebi, ‘Soruşturma Komisyonu’ kurulması ve ‘Yüce Divan’a sevk’le ilgili kademelendirmenin iyi yapılmasını istiyor

Gül ve Parsak oranları yeniden masaya yatıracaklar. Ancak MHP hakkındaki yanlış bir kanaati düzelteyim. MHP’nin, 55 milletvekilinin imzasıyla soruşturma açılır, cumhurbaşkanı hangi oranla seçilirse o oranla Yüce Divan’a sevk diye bir önerisi yok. Ayrıca pakette Bakanlar Kurulu’nun 4’te 1’i parlamentodan seçilir şeklinde bir hüküm yok. O nedenle MHP’nin bir itirazı yok.

Üzerinde çalışılan önemli bir nokta da cumhurbaşkanının Meclis’i feshetme yetkisi. MHP, tek yanlı fesih yetkisine karşı. AK Parti, karşılıklı fesih yetkisi üzerinde çalışmaya uygun buluyor. O nedenle ciddi  bir pürüz olarak yazmadım ama henüz üzerinde bir uzlaşma sağlanamadı.

Cumhurbaşkanlığı sisteminde kritik bir sürecin içine girdik.