Milliyet gazetesi yazarı Mehmet Demirkol bugün Galatasaray teknik direktörü Bülent Korkmaz ile ilgili ilginç bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı: Müstahakınızı versin Bülent Hoca’nın asıl adı Cesur’dur bilirsiniz. Ana-babası ona Cesur kardeşine de Mert adını koymuş. İşgüzar bir nüfus memuruna rast gelmişler, o Bülent yazmış deftere. Cesur Korkmaz’a ‘korkak’ diyorlar şimdi. Lincoln’ü oynatmadığı için. ‘Ben oynamasam iyi olur, Brezilya’ya gideceğim. Lütfen beni gönderin diyen’, oynadığı her maçta kendisini yerlere atan, Galatasaray’a geldiğinden bu yana toplasan 5 deplasmana gitmeyen adam kahraman, UEFA Kupası Finali’nde çıkık kolla oynayan Büyük Kaptan ‘korkak’... Şimdi söyleyin Lincoln’ü oynatmak mı korkaklıktır, oynatmamak mı? Tüm bu sıkıntıyı çekeceğini bile bile böyle bir karar verebilecek olan babayiğit var mı aranızda? Demek korkak! Tam tersine buna deli cesareti derler! Yanlış, fazla defansif, fazla inatçı, gereksiz kavgacı, fazla cesur... Hepsini anlarım. Ama korkak! Allah müstahakınızı versin emi! İllüzyon kurbanı Galatasaray’ın temel sorunu Lincoln değil, fizik kondisyonu. Rakibin değerlendirmesi önemlidir. Ivica Oliç, Hamburg maçının ardından en dikkat çekici konuşmaları yapan adamdı. Ve söyledikleri arasında en ilgi çekici olanı da Galatasaray’ın fizik durumuyla ilgiliydi. “Rakibimizin fizik kondisyonunun bu kadar kötü olduğunu düşünmemiştim.” Bu, iki Alman teknik adamın bıraktığı miras olabilir mi? Bordeaux maçında 60’larda, Hamburg maçında 50’lerde ve Eskişehir maçında ilk yarıda biten bir fizik depo. Bunu açıklamak kolay değil. Bu nasıl olabilir? Bana kalırsa bu iki Alman da bir illüzyona kapıldı. Servet ve Mehmet Topal’ın olmayışı Galatasaray’da post-Aurelio sendromuna yol açmış gibi. Bu iki oyuncunun ekstra oyunları her ne kadar gerekli övgüyü alsa da önemlerinin büyüklüğü tam anlaşılamamış. Yokluklarının sarsıcı etkisi tahmin edilememiş. Bu oyuncular olmadan Galatasaray’ın yeteneklerini taşımak mümkün olmuyor. Diğerleri hazır olmadan ekstra yük alıp kendilerini zorlayınca takımda 90 dakika oynayacak bir tek adam dahi kalmadı. İki Alman Servet ve Topal’ın katkılarının takımı taşıdığını belli ki çözememişler. Takımın bu fizik durumunun başka bir açıklamasını bulamıyorum.