T24-
Polis Akademisi'ne bağlı Uluslararası Terörizm Merkezi (UTSAM) "Türkiye'de Terörü Besleyen Kaynaklar"ı araştırdı. Antalya'daki terör sempozyumunda ilk defa açıklanan araştırma, çarpıcı sonuçlar ortaya koydu.
Zaman gazetesinin haberine göre, dağa çıkışın sebepleri üzerinde duran çalışmaya göre, ailelerin sadece yüzde 17'si çocuklarının örgüte katılımını engelleyebiliyor. Zoraki evliliklerden kaçarak dağa çıkanların bulunduğuna dikkat çekenlerin oranı yüzde 25. Ankete katılanlar işsizlik olmasa örgüte katılımın azalacağını düşünüyor. Hakkari'de PKK'ya katılımın yüksek olması, yapılmayan operasyonlara bağlanıyor. UTSAM Başkanı Doç. Dr. Süleyman Özeren, araştırmanın en önemli sonucunu şöyle özetliyor: "Terörle mücadelede hedef kitlemiz 12-25 yaş arası olmalı. Enerjimizin yüzde 90'ını buraya ayırmalıyız. Gençlerin arkadaş çevresine yönelik çalışmalar yapılmalı." Nisan-mayıs ayları arasında Kürt nüfusun yoğun olduğu 24 ilde (İstanbul dahil), 2 bin 63 kişiyle yüz yüze görüşülerek yapılan ankete göre, örgüte katılmadığı için her dört kişiden birinin kendisi veya ailesi zarar görmüş. Bu yüzden aileler, bölgede terör örgütüne tepki göstermekte zorlanıyor. "Bir kişinin ailesinden veya akrabasından siyasî tutuklu bulunması, o kişinin PKK/KCK'ya katılımında etkili midir?" sorusuna yüzde 53 'evet' cevabı veriliyor. Bir kişinin akrabaları arasında PKK mensubunun bulunmasının örgüte katılımı etkilediğine inananların oranı daha yüksek: Yüzde 58. Dağda bir yakının ölmesi ise örgüte katılım noktasında gençleri daha fazla motive ediyor. Yüzde 62'lik kesim için dağa çıkışta bir yakınının ölmüş olması etkili. Araştırmaya katılanların üçte ikisinden fazlası, akraba ve arkadaş desteğiyle örgüte katılım olduğunu teyit ediyor. Terör örgütü PKK, baskıyı artırdığında halk üzerindeki otoritesini daha da sağlamlaştırıyor. Özellikle Hakkâri, dağa çıkışta ön sıralarda yer alıyor. "Hakkâri'de örgüte katılımın yüksek olması yapılan değil, yapılmayan operasyonlar" diyen Doç. Süleyman Özeren, baskının arttığı bölgelerde halkın daha çok içine kapandığını ve bu baskının devam ettiği dönemde terör örgütünün daha fazla taban kazandığını anlatıyor. "Örgütün bölgede otoritesini eylemler güçlendiriyor. Aynı şey yatırımlar için de geçerli. Kepenk kapatma, şantiye yakma gibi eylemleri örgütün sürdürmesinin sebebi, korkuyu sürdürerek yaşaması. Halk örgütlere yaklaşmıyor, bir otoritenin altına zorunlu giriyor" diyor. İşsizlik hâlâ dağa çıkışta etkiliSüleyman Özeren'in bahsettiği ekonomik sebepler, araştırmada da kendine yer bulmuş. Buna göre bölgedeki işsizlik ve yoksulluğun önüne geçilmesi durumunda ankete katılanların yarıdan fazlası örgüte katılımın azalacağını düşünüyor. Özeren, şöyle konuşuyor: "Son 5 yılda şöyle bir tartışma yaşandı: 'İnsanlar işsiz olduğu için mi dağa çıkıyor?', 'Evet, insanlar işsiz ve yoksul olduğu için dağa çıkıyor.' Sadece bu faktörler değil ama bu faktörler de çok önemli." Polis Akademisi bünyesindeki UTSAM tarafından hazırlanan ve 24 ilde 2 bin 63 kişiyle yapılan anketi, profesyonel bir araştırma şirketi hazırladı. Sorular Süleyman Özeren'in öncülük ettiği Murat Sever, Oğuzhan Demir, Oğuzhan Başıbüyük tarafından belirlendi. Terör bölgelerinin hassasiyeti bilindiğinden sorularda 'terör örgütü' ifadesi kullanılmadı. Roj TV, örgüte katılımı artırıyorTerör örgütünün yayın organı Roj TV'nin dağa çıkışta çok etkili bir araç olduğu UTSAM'ın yaptırdığı anketin çarpıcı sonuçlarından birisi. Danimarka'da yayın yapan ve kapatılması için bu ülkede devam eden davada yargılanan Roj TV, örgüte katılımı artırıyor. KCK yapılanmasının kısa süre önce ilan ettiği demokratik özerkliği bölgedeki insanların bilmediği de ortaya çıktı. Araştırmaya katılanların yüzde 51'i demokratik özerklikten habersiz. Diğer cevapların büyük çoğunluğu ise 'özgürce yaşama' ve 'demokratik toplum'dan oluşuyor. Süleyman Özeren, "Halkın böyle bir ajandası yok. İşsizlik, yoksulluk var. Bu, terörden muzdarip halkın sorunlarına dair gerçek ipucu veriyor" şeklinde konuştu. Kızların dörtte biri evlilik yerine dağı tercih ediyor Güneydoğu'da belirli bölgelerdeki evliliklerde kızlara söz hakkı verilmediğine dikkat çeken UTSAM Başkanı Doç. Dr. Süleyman Özeren, "Bunu bilen terör örgütü, evlilikten kaçış için dağa çıkışı bir kapı olarak gösteriyor. Kızların dağa çıkışında bunu bir istismar aracı olarak kullanıyor. 'Bazı kızlar zorla evlendirilmektense örgüte katılmayı mı tercih ediyor?' sorusuna 'evet' diyenlerin oranı yüzde 25" diyor. Araştırmaya göre bölgede 1990'lı yıllarda kamu görevlilerinin yaptığı hataların izleri hâlâ mevcut. Dağa çıkışta kamu görevlilerinin hatalarının etkili olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 60. Faili meçhul cinayetlerin örgüte katılımı etkilediğine inananların oranı ise yüzde 63.