Milli İstihbarat Teşkilatı ve Emniyet Genel Müdürlüğü ByLock hakkında teknik rapor hazırladı.
Al Jazeera Türk'ten Selahattin Günday'ın rapora dayandırdığı haberine göre, ByLock uygulamasını kullananların sayısı 200 binden fazla.
Uygulamanın veri tabanında 17 milyon 169 bin 632 mesaj saklandı. Raporda bu mesajların içeriklerinin önemli bir kısmının da çözüldüğü belirtildi, uygulamanın teknik özellikleri sıralandı.
Uygulamanın amacı, güçlü bir kripto sistemiyle internet bağlantısı üzerinden iletişim sağlamak. Uygulama, gönderilen her mesajın, farklı bir kripto anahtarı ile şifrelenerek iletilmesine dayanan bir tasarıma sahip.
Rapora göre, ByLock'u geliştiren ve kullanıma sunan şahsın, daha önce yaptığı işlere ilişkin referansları, erişilebilir iletişim bilgileri yok. Sektördeki geçmişinde belirsizlik bulunuyor. Gerçekleştirilen iş ve işlemlere (sunucu ve IP kiralama) ait ödemeler, "anonimlik içeren yöntemlerle" (Paysera) gerçekleştirilmiş. Rapora göre, ByLock'u geliştiren kişi, kullanıcı sayısını artırmayı ve ürünü ticari değer haline getirmeyi de hedeflemiyordu.
ByLock uygulamasının, daha önce açıklandığı gibi Litvanya’da sunucu kiralamak suretiyle kullanıma sunulduğu belirtildi.
Rapora göre, uygulamaya ait kaynak kodları içinde bir takım "Türkçe” ifadeler yer alıyor. Kullanıcı adlarının, grup isimlerinin ve çözümlenen şifrelerin büyük çoğunluğu Türkçe ifadelerden oluşuyor.
ByLock mesajlarında çözümlenen içeriklerin neredeyse tamamı Türkçe.
Raporda, "ByLock sunucusu yöneticisinin, Ortadoğu IP adreslerinden uygulamaya erişimi engellediğini belirtmesine rağmen, gerçekleştirilen engellemelerin tamamına yakını Türkiye IP adreslerine yönelik" deniliyor. Rapora göre ByLock yöneticisi, kullanıcıları uygulamaya VPN vasıtasıyla girmeye zorladı. Bunda amaç, kullanıcılara ait kimlik ve iletişim bilgilerinin gizlenmesini sağlamaktı.
ByLock'a ilişkin "Google" üzerinden gerçekleştirilen aramaların da neredeyse tamamının Türkiye'deki kullanıcılar tarafından gerçekleştirildiği belirtildi. ByLock’a Türkiye IP adreslerinden erişimin engellendiği tarih itibarıyla, uygulamaya yönelik "Google" aramalarında büyük bir artış oldu.
ByLock programının şifreleme sistemi de raporda anlatıldı.
Yapılan tespitlere göre, uygulama akıllı telefonlara yüklendikten sonra, kullanıcı adı/kodu ve parolanın yanı sıra bir şifreleme daha yapılıyordu. Bu şifre, parola aşamasının ardından, ekran üzerinde 'rastgele el hareketleriyle' oluşturulan bir desendi. Böylece kullanıcıya özel, güçlü bir kriptografik şifre elde ediliyordu.
Raporda, kullanıcı hesabı oluşturulması sırasında kişiye ait özel bir bilginin (telefon numarası, kimlik numarası, e-posta adresi vb.) talep edilmediği de vurgulandı.
ByLock’ta iki kullanıcının haberleşmesi için her iki tarafın, çoğunlukla yüz yüze veya bir aracı (kurye, mevcut ByLock kullanıcısı üzerinden vb.) vasıtasıyla temin edilen kullanıcı adlarını/kodlarını eklemesi gerekiyor.
Raporda bu sistemin, örgütün hücre tipi yapılanması için uygun olduğu belirtiliyor.
Raporda, ByLock üzerinden yazılan mesajların, belli bir sürede otomatik olarak silinmesinin sağlanması da "adli önlem" olarak tanımlandı. Kullanıcılar silmeleri gereken verileri silmeyi unutsa dahi, sistemin gerekli tedbirleri alacak şekilde tasarlandığı belirtildi. "ByLock uygulamasının, olası bir adli işlem neticesinde cihaza el konulması durumunda dahi, uygulamada yer alan kullanıcı listesindeki diğer kullanıcılara ve uygulamadaki haberleşmelere ilişkin geçmiş verilere erişimi engelleyecek şekilde kurgulandığı değerlendirilmiştir" denildi.
Uygulamaya ait sunucu ve iletişim verilerinin, veri tabanında kriptolu olarak saklanmasının da, kullanıcı tespitinin önlenmesi ve haberleşme güvenliği için alınan ilave güvenlik tedbiri olduğu belirtildi.