Irak ve Suriye tezkereleri tek tezkere halinde Meclis’te görüşülüyor. Tezkere metninde, "Türkiye’nin ulusal güvenliğine yönelik terör tehdidi ve her türlü güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Irak ve Suriye’deki tüm terörist örgütlerden Türkiye’ye yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek ve kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı güvenliğinin idame ettirilmesini sağlamak" ifadesinin yer aldığı öğrenildi.
Başbakanlık yetkililerinden edinilen bilgiye göre, daha önce 2007 yılında ilk Irak tezkeresinin çıktığı ve bu tezkerenin 6 kez uzatıldığı hatırlatılarak, "Tezkereler çıktığında bu ülkelerdeki tehditler birbirlerinden bağımsız tehditler fakat geldiğimiz aşamada iki ülke arasında tehdit ayrımı yapmanın zorlaştığı döneme girmektedir. IŞİD’in adı bile aslında bunu anlatıyor. Yapılması muhtemel operasyonların bir bütünlük arz etmesi gerekiyor.
Doğan Haber Ajansı’nın haberine göre, rezkere metninin gerekçesinde şu ifadeler yer aldı: "Türkiye’nin Güney kara sınırları boyunca ulusal güvenliğe dönük risk ve tehditler son dönemde yaşanan gelişmeler neticesinde ciddi biçimde artmıştır. Irak’ın Kuzey bölgesinde silahlı PKK terör unsurları varlığını sürdürmektedir, öte yandan Suriye ve Irak’ta diğer terör unsurlarının sayısı ve ortaya koydukları tehditte de önemli artış gözlenmektedir. Nitekim bu nedenle, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 2170 ve 2178 (2014 yılı) sayılı kararlarıyla Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını teyit etmiş, bu ülkelerdeki terör faaliyetlerini kınamış, IŞİD ve benzeri terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı BM üyesi tüm ülkelere 1373 (2001 yılı) sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı ve uluslararası hukuk çerçevesindeki sorumluluklarına uygun şekilde gerekli tedbirleri alma çağrısında bulunmuştur" denildi. Türkiye’nin ulusal güvenliğini koruma hakkı ve yükümlülüğünü hakkı olduğu belirtildi.
Tezkerenin tamamında yer alan ifadeler şöyle: "Türkiye’nin ulusal güvenliğine yönelik terör tehdidi ve her türlü güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Irak ve Suriye’deki tüm terörist örgütlerden ülkemize yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek ve kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı güvenliğinin idame ettirilmesini sağlamak, kriz süresince ve sonrasında hasıl olabilecek gelişmeler istikametinde Türkiye’nin yüksek menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı hükümetçe takdir ve tayin olunacak şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi ve aynı amaçlara yönelik olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması, bu kuvvetlerin hükümetin belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin hükümet tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için 4.10.2014 tarihinden itibaren bir yıl süreyle izin verilmesini Anayasanın 92. maddesi uyarınca arzederim. Başbakan Ahmet Davutoğlu."
Metinde gerekçe bölümünde ayrıca, uluslararası hukuk uyarınca Türk toprağı kabul edilen Süleyman Şah Saygı Karakolu’na dönük güvenlik riski de arttığı ifadesi yer aldı.