Kötü çalışma şartları ve haklarını alamadıkları için cuma günü eylem başlatan ve ardından yüzlercesi gözaltına alınan 3. havalimanı işçileri dünyada şimdiye kadar yaşanan işçi direnişlerini gündeme getirdi. Ömür Şahin Keyif'in 1892'deki New Orleans Genel Grevi'nden, 1989 yılında yaşanan Pittston Kömür Grevi'ne kadar kaleme aldığı Birgün'de yer alan haberi şöyle:
ABD’de kolluk; polis ve ordu, tarihin her döneminde işçi direnişlerini durdurmak için devlet otoritesinin enstrümanı olarak iş gördü. Kolluğu harekete geçirmek için direnişlerin ulusal güvenliğe tehdit oluşturduğu bahanesi ise her zaman ilk sıradaydı.
Devletin işçi direnişlerine saldırılarının nedenini 1912’deki Ekmek ve Güller direnişini takip eden Gazeteci Mary Heaton Vorse şöyle anlatıyor:
“Tehlikeli görünen işçilerin ruhlarıydı. Kendilerine güvenleri tamdı, neşeli ve özgürlerdi, şarkılar söylüyorlardı. Durmadan fabrikaya doğru akan silik ve yorgun kalabalıklar, uyanmış ve şarkı söylemek için ağzını açmıştı.” Grev ve direnişler, sonuçları itibariyle direncin yayılmasına yaptıkları katkıyla, otoritenin korkularını boşa çıkarmadı. Greve giden işçiler, özellikle halkın desteğini arkasına aldıklarında ve grevi yayabildiklerinde zafer kazandılar.
ABD tarihine geçen işçi direnişlerinden bazılarını derledik;
Louisiana eyaletindeki New Orleans kenti beş gün süreyle durduruldu. Greve 48 sendika ve 25 bin işçi katıldı. Kentte siyah ve beyaz işçilerin ilk kez birlikte katıldıkları grev olarak tarihe geçti. Tramvaylar durduruldu, doğalgaz tedariki bitti, elektrik şebekesi, inşaatlar, temizlik servisleri, itfaiye durduruldu. Olağanüstü hal ilan edilen kente, eyalet milisleri yollandı. Fakat askerler bölgeyi bir gün içinde terk etti çünkü medyanın ve patronların anlattığı kaos ortamı hayaliydi. Tüm kent grevcilerin tarafındaydı, belediye başkanının gönüllü güvenlik görevlisi çağrısına sadece 59 kişi cevap verdi. 12 Kasım’da Ticaret Odası’nın temsil ettiği patronlar, 10 saat çalışma, fazla mesai ücreti gibi talepler konusunda siyah ve beyaz sendika liderleriyle anlaşmaya ikna oldu.
12 saatlik çalışma süresive ücret kesintilerine karşı Pullman Şirketi’ndeki işçilerin çıktığı grevin en önemli özelliği tren yolu grevine ön ayak olmasıydı. 250 bin işçi greve gitti. Üç ay boyunca Chicago eyaletinde etkili oldu. Amerika Tren Yolu Sendikası’na (ARU) bağlı işçiler, Pullman’ın sahip olduğu trenleri sürmeyi reddettiler. Kentin batısındaki tren trafiği kesildi. Grev, Başkan Grover Cleveland’ın 6 Temmuz 1894’te Chicago’ya asker yollamasıyla son buldu. Ülke çapında sempatiyle karşılanan grevin sendika yanlısı görüşleri yükselttiği belirtiliyor.
3- Ekmek ve Güller Grevi (1912)
Göçmen işçilerin çoğunlukta olduğu Lawrence, Massachusetts’te, 1912’de getirilen bir kanunla çalışma saatleri 12’den 10’a indirildi. Ancak bu indirim maaşlara da yansıtıldı. Maaşlarını eksik şekilde almayı reddeden birkaç kadın işçiyle başlayan direniş, ilk haftanın sonunda 20 binden fazla işçiyi kapsayacaktı. Direniş, “şarkı söylenen grev” olarak tarihe geçecekti. Devleti ve işvereni en çok korkutan da işçilerin grev esnasındaki bu enerjisi oldu. 10 ila 20 bin işçinin katıldığı gösteriler çok coşkulu geçiyordu. Göçmenlerin çoğunlukta olduğu işçiler, Enternasyonal Marşı’nı 10’dan fazla dilde, aynı anda söylüyordu. İşçilere karşı yüzlerce asker görevlendirilse de, grev başarıya ulaştı. Grevin en büyük başarısı, zaferin etkilerinin ABD’nin kuzey doğu bölgesindeki tekstil sektörüne yayılması oldu. Benzer grevlerden korkan patronlar maaşları iyileştirmek zorunda kaldı. Maaşların iyileşmediği noktalarda hızla grevler örgütlendi.
1 Nisan 1946’da, Amerika Birleşik Maden İşçileri (UMWA) 400 bin kömür madencisine, daha güvenli koşullar, sağlık güvencesi ve daha iyi ücret talebiyle grev çağrısı yaptı. Başkan Truman, UMWA’nın hamlesini ülkenin 2’nci Dünya Savaşı sonrası endüstriyel iyileşme sürecine zarar verdiğini söyledi. Truman sendikaya anlaşma talebiyle gitti. İşçiler öneriyi reddedince, 3,5 milyon ceza kesildi. UMWA’nın talepleri yerine getirildi. 26 eyalete yayılan grev ABD’nin en büyük grev dalgası olarak biliniyor.
Pittston şirketinin emeklilere sağlık güvencesini kaldırma kararı, 1700 UMWA üyesi işçiyi harekete geçirdi. Üç eyalette etkili olan grev kısa sürede kitlesel bir sivil itaatsizlik kampanyasına dönüştü. Grev süresince, 1960’lardaki savaş karşıtı ve yurttaşlık hakları eylemlerinden esinlenildiği belirtiliyor. Virginia eyaletinde bir hakim üç sendika liderini tutuklayıp, UMWA’ya kitlesel gösteri yasağını delmekten 3 milyon dolarlık cezaya çarptırdıktan sonra, dayanışma çin 10 bin kömür madeni işçisi yürüyüşe geçti.
Bazı sendika liderleri, yeterince ilgi çektiğini söyledikleri grevin durdurulması çağrısı yaptı, çağrıyı işçiler reddetti. Sonunda sendika, sağlık ve emeklilik güvencesini garanti eden yeni bir sözleşme imzaladı. İki yıl sonra ise ABD Kongresi, bu tür güvenceleri tüm maden işçileri için gerekli kılan bir yasa çıkardı.