ANKA'nın İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden aldığı bilgilere göre, İstiklal Caddesi'ndeki bombalı terör saldırısının faili Ahlam Albashir, yaklaşık bir ay önce bölgede keşif yapıp, telefonla çektiği video görüntülerini örgüte göndermiş.
İstanbul’daki İstiklal Caddesi'nde 13 Kasım Pazar günü düzenlenen bombalı saldırıda 6 kişi hayatını kaybetti, 81 kişi ise yaralandı. Olayla ilgili soruşturmayı çok yönlü olarak sürdüren İstanbul Emniyet Müdürlüğü, bombayı olay yerine bırakan Suriye uyruklu Ahlam Albashir’in yaklaşık bir ay önce İstiklal Caddesi'nden Taksim Meydanı'na doğru yürüdüğü ve bu sırada telefonuyla video kaydı almasına ilişkin yeni görüntülere ulaştı.
Ortaya çıkan yeni görüntüde, 22 Ekim'de saat 18.08 sıralarında İstiklal Caddesi'nden Taksim Meydanı'na doğru yürürken Ahlam Albashir’in elindeki cep telefonuyla video çekimi yaptığı anlaşılıyor. Bu sırada, üzerinde pembe etek ve beyaz başörtüsü bulunan Albashir'in yaptığı çekimleri terör örgütüne ulaştırdığı belirtiliyor.
Öte yandan, İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Azez'de yakalanan ‘Hüsam' ile Albashir'in 2017'de tanışıp sevgili olduğunu ve onun sayesinde de örgütle ilk teması kurduğunu söylediği 'Hamedoş' kod adlı Hamed El Ali'nin fotoğraflarını basınla paylaştı.
'Hamedoş' kod adlı Hamed El Ali'nin, Suriye'nin Cerablus kentinde faaliyet gösterdiği kaydedildi.
Olaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderilen sevk yazısının detayları ortaya çıktı. Sevk yazısında, saldırıyı Suriye’deki YPG içerisindeki istihbarat üst düzey sorumlusu olarak faaliyet gösteren ‘Hacı’ kod adlı şüphelinin organize ettiği, şüpheli Ahlam Albashir’in olaydan 1 gün sonra 03.00 sıralarında yakalandığı ve şüphelinin YPG üst düzey sorumluları tarafından verilen talimat üzerine İdlib’e gidip irtibatlanarak ‘Bilal’ kod adlı şüpheliyle birlikte kaçakçılar vasıtasıyla sınırdan geçerek Türkiye’ye yaklaşık 4 ay önce giriş yaptığı aktarıldı.
İHA'nın haberine göre; şüphelilerin örgütsel talimat alarak kendilerini bekleyen Esenler’de tekstil atölyesi işleten Ferhat Habeş ile Fatma Berkel'nin evine giderek yerleştiklerinin aktarıldığı sevk yazısında, işletmekte oldukları tekstil atölyesine taşınarak bir süre burada barındıkları, atölyede çalışmakta olan Bilal kod adlı Ahmet Haj Hasan ile irtibat kurduğu, Ahlam Albashir'ın ise Ahmet Haj Hasan'ın gayri resmi eşi olan Rama Altaha ile ilişki kurduğu, belirli bir süre Ahmet Haj Hasan'ın evinde kaldığı, sonrasında Ahmet Haj Hasan'ın gayri resmi eşi olan Rama Altaha'nın evine yerleştirdiği kaydedildi.
Düzenlenen sevk yazısında, şüpheliler Ahlam ve Bilal’in atölyede kaldıkları sürede Rama'nın oğlu olan 14 yaşındaki A.E. ile irtibat kurdukları, Ahlam Albashir'ın örgütsel talimat üzerine patlamanın meydana geldiği Taksim’e yaptığı ilk keşif çalışmasına bu çocukla birlikte ve onun aracılığıyla ulaştıkları korsan taksicilik faaliyeti yürüten Yasir Alkoralı vasıtasıyla gittikleri belirtildi. Ahlam Albashir'in ilk keşiften belirli bir süre sonra korsan taksicilik yapan Yasir Alkoralı'ya bizzat ulaşıp iletişim kurarak Taksim’e ikinci kez keşif amaçlı gittiğinin aktarıldığı yazıda, Yasir Alkoralı'nın bu süre dahilinde Ahlam'ı bekleyip akabinde tekrar tekstil atölyesine bıraktığı da kaydedildi.
Düzenlenen sevk yazısında 12 Kasım’da şüpheli Bilal ile Ahlam Albashir'in Taksim'e birlikte gitmeye karar verdikleri, şüpheli Yasir ile irtibat kurup sonrasında vazgeçerek ertesi gün olan 13 Kasım’a erteledikleri, bu durumun ise Yasir Alkoralı ile Ahlam'ın yaptıkları mesaj yazışmalarından tespit edildiği vurgulandı.
Son olarak 13 Kasım 2022’de şüpheliler Bilal ve Ahlam Albashir'in planlı faaliyetleri dahilinde tekstil atölyesinde bulunan ve patlamaya neden olan düzeneği çanta içerisine yerleştirerek Yasir Alkoralı'nın kullandığı araç ile Taksim'e doğru yola çıktıkları ve Taksim'e ulaştıklarında eylemci Ahlam Albashir'in bomba düzeneğinin bulunduğu çanta ve elindeki poşetlerle inerek olayın meydana geldiği alana ilerlediği, Bilal’in ise Yasir Alkoralı ile tekstil atölyesine geri döndüğü, olayın neticesinde Yasir'in kullandığı araç üzerinden yapılan olay yeri inceleme işlemleri sonucu düzenlenen raporda ise olayda kullanılan TNT kalıntılarına araç içerisinde rastlanıldığı kaydedildi.
Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderilen sevk yazısının devamında, olay yerine ulaşan Ahlam Albashir'in bomba düzeneğinin bulunduğu çantayı İstiklal Caddesi üzerinde bulunan bir mağazanın önündeki bankın bitişiğine bıraktığı, bir süre burada bekleme halinde kaldığı, sonrasında ‘Hacı’ kod adlı örgüt sorumlusunun telefonla talimat vermesi üzerine olay yerinden koşarak uzaklaştığı sırada bomba düzeneğinin patlatıldığı kaydedildi.
Gönderilen sevk yazısında, Bilal’in, Suriye kırsalında bulunan örgüt sorumlusunun talimatı ile hareket eden ve korsan taksicilik yapan Ammar Jarkas isimli kişi ile iletişim kurup Ammar’ın sevk ve idaresindeki araç ile Edirne’ye hareket ettikleri, şüpheli Bilal’in Suriye kırsalında örgütsel faaliyet gösteren ‘Halil’ kod adlı üst düzey sorumlu ile irtibat halinde bulunan ‘Hamza’ kod adlı Hüseyin Güneş'e teslim edildiği de aktarıldı.
Sevk yazısında ifadesine yer verilen Albashir, "Ben atılı suçlama ile ilgili emniyette ve savcılıkta alınan ifadelerimi mahkemenizde savunma olarak aynen tekrar ediyorum. Atılı suçlamaları kabul etmiyorum, suçsuzum, serbest bırakılmamı talep ediyorum’’ dediği belirtildi.
Sevk yazısında yer alan şüpheli Ammar Jarkas’ın ifadesinde, "Bilal isimli kişiyi tanımam. Ben korsan taksicilik yaparım, Halil Menci onu taşımamı istedi, Halil Menci Suriye'de Kamışlı'da oturuyor. Ben hiçbir şey bilmeden sadece onu taşımam söylendi. Yakalandığım yerde komşumuzun evidir. Biz sonradan o evdeyken onun fotoğrafını gördüğümüzde polise bildirmek istedik ancak biz bildirmeden polis geldi’’ dediği aktarıldı.
Şüpheli Ahmed Carkes’in ifadesinin bulunduğu sevk yazısında, "Ben korsan taksiciyim, arkadaşımın arabasıdır, benden istedi, bende onu istenilen yere götürdüm" dediği aktarılırken, şüpheli Yasir Al Korali’nin ise ifadesinde, "Yaklaşık Türkiye'de 7 yıldır yaşamaktayım, çocuklarım Türkiye'de doğdu ve burada yaşamaktadır, bu kadının bunları yapacağını bilseydim, bu kadını arabama alıp onu götürmezdim, Türkiye’yi kendi ülkem gibi görmekteyim" dediği kaydedildi. (İHA)