Çocuk istismarı yasasında ceza artırımına 12 yaş yaş sınırı getirilmesine CHP’den itiraz geldi. CHP milletvekili Gaye Usluer de, “Demek ki 12-13 yaş evlilikler, çocuk evliliği olmayacak. Yaş kriteri tehlikeli. AKP kendi çocuk tanımlamasını yapmış ama dünyada böyle bir tanım yoktur” uyarısında bulundu.
Cinsel istismar suçlarına ilişkin düzenlemeleri içeren Türk Ceza Kanunu (TCK) ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Tasarıda çocuğun cinsel istismarı suçunun nitelikli hali için öngörülen hapis cezasının üst sınırı, 20 yıldan 40 yıla çıkarılıyor. Öte yandan tasarıda, "Suçun 12 yaşını tamamlamamış çocuğa karşı işlenmiş olması halinde 30 yıldan 40 yıla kadar hapis cezası" kararı tartışmaya neden oldu. CHP ve HDP başta olmak üzere pek çok kişi tarafından da eleştirilmeye başlandı.
TIKLAYIN - Cinsel istismar düzenlemesi Meclis'te
Gazete Duvar'dan Nergis Demirkaya'nın haberine göre, “Hukuken de tıbben de 18 yaş altı çocuktur. Burada çocuk yaşının 12 altına çekilmesi üzerinde durmak gerek" diyen Usluer, şunları kaydetti:
"Taciz ve istismarda en ağır cezaları 12 yaş altı için öngörüyor. Bu demek ki 12-13 yaş arası evlilikler de çocuk evliliği olmayacak. 12 yaş altı diye sınır getirilmesi 12 yaş üstünü erişkine çeviriyor. 18 yaş altında rıza yoktur, kabul yoktur, baskı vardır, korku vardır, şiddet vardır. Buradaki yaş kriteri tehlikeli bir tanımlama. AKP kendi çocuk tanımlamasını yapmış ama dünyada böyle bir tanım yoktur.”
Cinsel istismar olaylarına getirilen yayın yasağının da açıklanabilir yanı olmadığını söyleyen Usluer, “Aksine bunu yapan insanlar teşhir edilmelidir. Teşhir etme de bir caydırma yoludur, bu da bir cezadır. ‘Çocuğun yüksek yararı’ deniyor ama sınırı ne? Mahkemelerdeki gizlilik kararı çocuk için mi suçlu için mi? Sadece çocuğu saklamıyorsunuz, asıl mahkemeyi yasaklayarak suçluyu saklıyorsunuz” şeklinde konuştu.
Kimyasal hadımın tartışılabileceğini ama bir hekim olarak farklı baktığını söyleyen Usluer, “Islah etmenin yolu cezayı bireyselleştirmek değil. Kimyasal hadımla sorunu, cezayı bireyselleştiriyorsunuz. Halbuki bu toplumsal sorun bunu toplumsal özellikleriyle tartışmamız lazım” dedi.
Cezaların arttırılmasına karşı olmadıklarını ama önceliğin önleyici tedbirler olduğunu belirten Usluer, şöyle devam etti:
“Okulların, yurtların tarikatlara devrini sağlayan koşulları tartışmalıyız. Karaman’da çocuklara tecavüz yaşandıysa tarikatların elindeki yurtların devlet kontrolüne girmesini konuşmalıyız. Burada ‘cambaza bak’ olayı var. Cambaza baktırarak gerçekleri toplumun gözünden kaçırmaya çalışıyorlar. Bugün Türkiye’de cinsel istismar, taciz arttıysa, kadınların bedenleri üzerinden söylemler ve şiddet arttıysa bunun nedenleri hükümetin kendisini cemaat ve tarikatlar üzerinden yapılandırmasıdır. Eğitimi çağdaş, bilimsel formata çevirmeliyiz.”