İsviçre Televizyonu 26 kantonda oy sayım işlemi tamamlanmadan seçmenlerin büyük bölümünün İsviçre Halk Partisi'nin, suç işleyen yabancıların sınırdışı edilmesi önerisine karşı çıktığını açıkladı. Seçimlerde oy kullanma oranının yüzde 45 civarında olduğu belirtildi. Öneriyi destekleyenler İsviçre cezaevlerindeki suçluların büyük bölümünü yabancı kökenlilerin oluşturduğunu savundu. Hükümet ve parlamentodaki birçok siyasi parti ise İsviçre Halk Partisi'nin girişimini eleştirdi. Hükümet, Halk Partisi'nin önerisinin hayata geçirilmesi halinde, ülkedeki iki milyon yabancı kökenlinin 'ikinci sınıf vatandaş' muamelesi göreceği uyarısında bulundu.
İsviçre Yeşiller Partisi'nden Basel milletvekili Sibel Arslan, inisiyatifi sert bir dille eleştirdi. Arslan Deutsche Welle Türkçe'ye verdiği demeçte, İsviçre Halk Partisi'nin suç işleyen yabancıların sınırdışı edilmesini referanduma taşımasını, 'korkunç' diye nitelendirdi.
Yeşiller Partili milletvekili, "Tüm Avrupa'da yabancılara karşı ırkçı girişimler var; Almanya'da da, Avusturya'da da, başka ülkelerde de bu çok hızlı ilerliyor. Çok üzücü buluyorum. Halk Partisi gibi partiler de bu süreci kullanıp, bu yönde inisiyatifler başlatıyor ya da referandumlara gidilmesini sağlıyorlar. Hem vatandaş olarak göçmenler, hem de yerel halk referandumda 'ırkçılığa hayır' dedi" diye konuştu.
Sibel Arslan referandumda İsviçre Halk Partisi'nin önerisine 'hayır' denmesiyle, vatandaşların artık İsviçre'de ırkçılık konusunda bu kadar ileriye gidilmemesine karşı önemli bir sinyal verdiğini vurguladı.
Sibel Arslan referandumun ardından hem İsviçre, hem de Avrupa'da aşırı sağcı girişimlere karşı mücadele edilmesi gerektiği görüşünü savundu. Arslan, ilk aşamada yaşadıkları ülkenin vatandaşlığına geçmiş göçmen kökenlilerin aktif olması gerektiğini vurgulayarak, 'Örneğin İsviçre'deki referandumda vatandaş olan birçok göçmenin oy kullanmadığını gördük. Bu durum değişmeli' dedi.
Sibel Arslan bunun yanı sıra göçmenlerin mevcut siyasi partilerde, yerel parlamentolarda veya sivil toplum kuruluşlarında da aktif olması gerektiğini söyleyerek, "Göçmenlerin yerli halkla tamamen eş değer haklara sahip olması için çalışmaların yürütülmesi gerekiyor. Bu hem göçmen kökenli insanların, hem de yerli halkın birlikte çalışmasıyla mümkün olur. Herkes elini taşın altına koymalı, sorumluluklarını üstlenmeli. Birlikte yaşamanın en iyi çözümlerini bulmak için çaba sarfedilmeli" dedi.
İsviçre Halk Partisi 2010 yılında yine aynı amaçla bir girişim başlatmıştı. Ardından bir halkoylaması yapılmış, çoğunluk suç işleyen yabancıların sınırdışı edilmeleri yönünde oy kullanmıştı. Ancak Halk Partisi, siyasetçilerin yönlendirilmesiyle alınan hukuki kararlarla, girişimin önünün kesildiğini ileri sürüyor.
İsviçre Halk Partisi'nin referanduma taşıdığı girişimde yabancıların sınırdışı edilmeleri için iki çeşit suç kategorisi belirlendi. İlk kapsamda cinayet, ağır şekilde yaralama, insan kaçakçılığı, sosyal yardımların istismar edilmesi gibi suçları işleyenlerin sınırdışı edilmeleri istendi. İkinci kategoride ise basit yaralamalar, çevreye rahatsızlık verme veya memurları tehdit etme gibi daha küçük kapsamlı suçları işleyenlerin sınırdışı edilebilmelerinin mümkün hale gelmesi talep edildi. Ancak hangi sebeple olursa olursa olsun, son 10 yıl içinde hapis ya da para cezası alanların, ikinci kategorideki suçlardan birini işlemeleri halinde yine sınırdışı tehlikesiyle karşı karşıya kalabilmeleri talep edildi.