İtalya, Covid-19 nedenli can kaybı sayısında İngiltere'yi geride bırakarak salgında en fazla ölümün yaşandığı Avrupa ülkesi haline geldi.
Sağlık Bakanlığı'nın açıklamasına göre son olarak dün 484 kişinin daha yaşamını yitirmesiyle toplam can kaybı 64 bin 520'ye yükseldi.
Johns Hopkins Üniversitesi'nin dünya genelinden topladığı verilere göre İtalya bu sayıyla, 64.267 can kaybının yaşandığı İngiltere'yi geride bıraktı ve Avrupa'da en fazla Covid-19 ölümünün kayıtlara geçtiği ülke oldu.
İtalya'da bugüne kadar tespit edilen koronavirüs vakası sayısı da 1 milyon 843 bin 712'e ulaştı. Ülke, salgında vaka-ölüm oranı ve toplam nüfusa oranla can kaybı bakımından dünyanın en ağır tablosunun yaşandığı ülkeler arasında yer alıyor.
İmmunoloji Profesörü Antonella Viola, ülkedeki vaka-ölüm oranının seviyesini şöyle açıkladı:
"İtalya'da Covid-19 ölüm oranı yüzde 3.5 seviyesinde, yani her 100 pozitif kişiden 3-4'ü ölüyor. Bu oran aşırı derecede yüksek. Fransa'da aynı oran yüzde 2.4, ABD'de yüzde 1.9, Almanya'da yüzde 1.6 seviyesinde."
Koronavirüs pandemisinin tespit edildiği ilk Batılı ülke olan İtalya'da ölümlerin büyük kısmı ilk 3 ayda meydana geldi. Yaz aylarında yeni vaka ve ölümlerde büyük düşüş görülürken sonbahardan itibaren salgın eğrisi yeniden ve hızla yükselişe geçti. Ülkede son haftalarda özellikle ölüm oranının yüksek olmasının nedenleri tartışılıyor.
İtalyan basınında son günlerde sıklıkla "bizde Covid ölümleri neden bu kadar fazla?" sorusuna yanıt aranan haber ve analizler yayımlanıyor. Bu soruya net bir yanıt verilemese de bazı uzman görüşleri öne çıkıyor.
Covid-19 konusunda en çok başvurulan uzmanlardan olan Padova Üniversitesi Mikrobiyoloji Profesörü Andrea Crisanti İtalyan basınına yaptığı açıklamalarda bu soruya şöyle yanıt verdi:
"İtalyan nüfusunun yaş ortalamasının yüksek olması Covid ölümlerinde rekor kırmamız üzerinde etkili olmuş olabilir ama bu tek başına yeterli değil, başka faktörler de var: Yoğun bakım ve personel yeterliliği, salgını kontrol altına alma stratejileri gibi."
Crisanti, pandeminin ilk dalgasında İtalya'nın yeterli yoğun bakım kapasitesine sahip olmadığını, ilerleyen aşamalarda yatak kapasitesi artırılsa da bu kez sağlık personeli sayısının yetersiz kaldığını söyledi.
"İlk başta yoğun bakım ünitelerimiz yeterli değildi" diyen Cristanti, "Yatak sayısını artırmaya karar verdiğimizde ise bunu yapacak personel yoktu. Örneğin 8 adet resüsitasyon sistemi için en az 24 hemşire gerekir. Bu hemşirelerin eğitimi de yıllar sürer" diye ekledi.
İmmunoloji Profesörü Antonella Viola da sosyal medyada yaptığı açıklamada "İtalya'da neden ölümler fazla?" sorusuna şöyle yanıt verdi:
"Bunun farklı sebepleri olabilir. Öncelikle, ölüm oranının yüksek görünmesi, gerçek pozitif sayısının net belirlenmemesinden kaynaklanıyor olabilir, yani gerçek pozitif sayısı tespit edebildiğimizden daha fazla olabilir.
Ayrıca, örneğin Almanya'dan farklı olarak, yerel sağlık servislerinin organizasyonu ve etkinliğiyle ilgili sorunlar da var. Bizim doktor ve hemşire sayımız daha az, sağlık sisteminde yapılan kesintiler yerel tıp hizmetini mahvetti. Bu da, yaşlılar gibi zayıf durumda olanların Almanya'daki kadar iyi takip edilememesine yol açtı."
Viola, bu tablodan çıkarılacak dersi de "halk sağlığına, yerel sağlık servislerine, doktor ve hemşirelerin eğitimine yatırım yapılmalı" şeklinde açıkladı.