İtalya’da hükümeti kurma görevi aşırı sağcı İtalya’nın Kardeşleri (FdI) partisi lideri Giorgia Meloni’ye verildi.
25 Eylül’de yapılan genel seçimleri, İtalya’nın Kardeşleri, Lig ve Haydi İtalya partilerinin dahil olduğu sağ ittifak toplamda yüzde 44 oyla kazanmıştı. Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella yeni hükümeti kurma görevini bugün, yüzde 26 oy ile sağ ittifakın en büyük partisi olan İtalya’nın Kardeşleri’nin lideri Meloni’ye verdi.
Siyasete neo-faşist hareketlerde giren 45 yaşındaki Giorgia Meloni, faşist diktatör Benito Mussolini’den sonra ülkenin ilk aşırı sağcı başbakanı olacak. Meloni aynı zamanda İtalya’nın ilk kadın lideri unvanını da alacak.
Hükümetin yarın yemin etmesi ve gelecek hafta başında da parlamentodan güvenoyu alarak resmen göreve başlaması bekleniyor.
Meloni’nin liderliğindeki ittifak kendisini ‘’merkez-sağ’’ olarak adlandırsa da hem İtalya’nın Kardeşleri hem de Lig partileri aşırı sağa daha yakın. Eski Başbakan Silvio Berlusconi’nin partisi Haydi İtalya ise merkez-sağda konumlanıyor.
Meloni’nin başbakanlığındaki hükümette, Lig lideri Matteo Salvini ve Haydi İtalya ulusal koordinatörü Antonio Tajani başbakan yardımcısı olarak görev yapacak.
Geçmişte Avrupa Birliği’ne sert eleştiriler yönelten Giorgia Meloni liderliğindeki bir hükümetin İtalya’nın uluslararası ilişkilerinde eksen kaymasına yol açması ve ‘illiberal cepheye’ yaklaşması ihtimali, seçim sonuçlarının Avrupa’da yakından izlenmesine neden olmuştu. Yeni hükümetin Ukrayna-Rusya, enerji krizi gibi alanlardaki pozisyonları merakla bekleniyor.
Meloni ise hem seçim kampanyasında hem de seçimleri kazandıktan sonra yaptığı açıklamalarda, İtalya’nın Batı içindeki konumunu asla riske atmayacakları mesajını özellikle vurguladı.
Ne var ki ittifak ortaklarından Silvio Berlusconi son günlerdeki çıkışlarıyla tartışma yarattı. Berlusconi, partisinin milletvekillerine hitaben yaptığı basına kapalı bir konuşmada Rusya’nın Ukrayna işgaliyle ilgili olarak Moskova’nın tezlerini güçlü şekilde destekleyen ifadeler kullandı.
Bu sözler üzerine İtalya’nın Ukrayna savaşı konusunda NATO ve AB çizgisinden farklı bir pozisyon benimsemesi ihtimali ülkede tepkilere ve polemiklere neden oldu. Bunun üzerine Meloni bir açıklama yaparak, ‘’İtalya, Avrupa’nın ve Atlantik İttifakı’nın tam ve gururlu bir parçasıdır’’ dedi ve hükümetinin dış politikasının bu açıdan net olacağını belirtti.
Dün Brüksel’de İtalya Başbakanı olarak son AB liderler zirvesine katılan Mario Draghi de burada yaptığı konuşmada İtalya’nın dış politikasında NATO ve AB üyeliğinin ‘’temel taşlar’’ olduğunu vurguladı.
Berlusconi’nin partisi Haydi İtalya’nın önde gelen isimlerinden olan ve Meloni hükümetinde Dışişleri Bakanı olarak görev yapması beklenen Antonio Tajani de benzer şekilde NATO ve AB ile ilişkilerin değişmeyeceği güvencesi verdi. Eski Avrupa Parlamentosu Başkanı Tajani dün sosyal medyada yayımladığı mesajında, ‘’Haydi İtalya’nın, Silvio Berlusconi’nin ve şahsen benim NATO, transatlantik ilişkiler ve Avrupa yanlısı, Rusya’nın kabul edilemez Ukrayna işgali karşıtı pozisyonumuzu teyit etmek için Brüksel’deyim’’ dedi.
Meloni başbakanlığındaki İtalya’nın yeni yönetim kadrosu, dış politikanın yanı sıra ülke içinde medeni haklar ve özgürlükler açısından da bazı endişelere yol açıyor.
Sağ ittifakın ortaklarından Lig’in lideri Matteo Salvini ve bu partiden Temsilciler Meclisi başkanlığına seçilen Lorenzo Fontana da Rusya lideri Vladimir Putin’e yakın isimler olarak biliniyor. Salvini ve Fontana, Ukrayna işgali nedeniyle Avrupa’nın Rusya’ya uyguladığı yaptırımlara karşı çıkan açıklamalarda bulundu.
Temsilciler Meclisi başkanlığına seçilen Fontana, homofobik, kürtaj karşıtı, göç ve İslam konusunda katı görüşleriyle de tanınıyor. Fontana’nın yanı sıra, Senato başkanlığına seçilen, İtalya’nın Kardeşleri partisi kurucularından Ignazio Benito La Russa da faşizm ve Mussolini sempatisi nedeniyle tepkilere neden oluyor.
Meloni hükümetinin, İtalya’da Mussolini liderliğindeki faşistlerin iktidarı ele geçirmesiyle sonuçlanan Roma Yürüyüşü’nün 100. yıldönümü ile aynı günlerde göreve başlaması bekleniyor.