"İttifaklar konusunda herkes ötekine bakıyor, az oyu olan daha kıymetli"

"İttifaklar konusunda herkes ötekine bakıyor, az oyu olan daha kıymetli"

HaberTürk yazarı Muharrem Sarıkaya, 2019 seçimlerindeki olası ittifakları, "Anlaşılan o ki ittifaklar konusunda herkes ötekine bakıyor" sözleriyle değerlendirdi. Sarıkaya, az oyu olan partilerin daha kıymetli olduğunu öne sürdü.

Sarıkaya'nın "Az oylular kıymetlendi" başlığıyla (20 Kasım 2017) yayımlanan yazısı şöyle:

Yeni sistem, ittifakı zorunlu kıldığından seçim gelmeden partiler partnerini belirlemeye başladı.

İYİ Parti Lideri Akşener’in önceki günkü açıklaması da bunun en açık kanıtı.

Aslında Akşener bu yaklaşımını propaganda sürecini Ahlat’tan başlattığı gün ortaya koymuş, “İttifaka kapalı değiliz” derken CHP’yi kastetmediğini belirtmişti.

Peki, son seçimde az oy almış diğer partiler ittifaklara nasıl bakıyor?

Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu dünkü sohbetimizde, “ittifak konusunu yılbaşına kadar konuşmama kararı aldığını” belirtti.

Baraj konusunda ise net konuştu:

“Yönetimde istikrar sağlandı, temsilde adalet için de baraj sıfıra inmeli. Ama buna direniyorlar; meseleleri HDP değil, Saadet...”

SP’nin randevusu

İttifak konusundaki sözlerini anımsattığımda ise önemli bir bilgiyi paylaştı.

Yakın zamanda “CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na iade-i ziyarette”bulunacağını, İYİ Parti Lideri Akşener’e de “Hayırlı olsun” demeye gideceğini söyledi.

Ziyaretinde ittifak ile barajı ele alacağını belirtti ve 1974’teki CHP-MSP koalisyonuna atıf yapıp şunları söyledi:

“Siyasi düşüncelerin yeniden şekillenip aykırılıkların buluşabileceğini ve birlikte ülke için çok önemli işler yapılabileceğini 1974 bize gösterdi.”

Anlaşılan o ki ittifaklar konusunda herkes ötekine bakıyor. 

Seçmene göre vekil

BBP Lideri Mustafa Destici de barajın kaldırılmasını isterken, partilerin kimliklerini koruyarak ittifaka girmeleri gerektiğini belirtti.

100 milletvekilinin % 1 oy almış olanın da temsil edileceği şekilde dağıtılarak TBMM’de temsilde adaletin sağlanması gerektiğini söyledi.

İttifak için de iki formül getirdi.

Buna göre, adaylarını önseçimle belirleyecek her parti kendi kimliğiyle seçime girecek; sandık sonrası ittifak yapmak isteyenlerin oyu bir havuzda toplanacak.

Veya partiler birlikte aday çıkaracak; amblemlerini ortak ittifak listelerinin üzerine basarak seçime girecek.

Destici bunlara örnek olarak Almanya’da iktidarda bulunan koalisyonu gösterdi.

Bu aşamada bir noktanın altını çizdi:

“Referandumda ‘Hayır’ diyenler, kazanırlarsa parlamenter sisteme döneceklerini söylediğinden, ‘Evet-Hayır’ blokunun devam ettiği söylenebilir. Ama bu illaki olacak anlamına da gelmez...”

Destici illerin çıkaracağı milletvekili sayısının da nüfusa değil, seçmen sayısına göre olması gerektiğini belirtti ve ilginç bir örnek verdi:

“Hakkâri 134 bin 632 seçmen ile 3 milletvekili çıkarırken, Kırşehir 22 bin 68 fazla seçmene sahip olmasına rağmen Hakkâri’den nüfusu az olduğu için 2 milletvekili çıkarıyor. Adil değil, vekil sayısı seçmene göre belirlenmeli...”

Legal, illegal

Güneydoğu’da etkin olan Hüda-Par da baraj konusuna diğerleri gibi bakıyor, sıfır olması gerektiğine inanıyor.

Hüda-Par Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yıldız, bir seçim bölgesinde yüksek oy alan partinin de Meclis’e girmesi gerektiğini belirtti.

“Her parti kendi kimliğiyle seçime girmeli” dedi; Destici’nin de önerdiği“partilerin kimliğiyle seçime girip sandık sonrası bir havuzda oylarını birleştirerek ittifak sağlayacakları sistemi” önerdi.

Bu seçimde kazanmak için % 50+1’e ihtiyaç olduğundan geçen seçim az oyu olanların değeri çok daha kıymetli hale gelmiş bulunuyor...