Tarihi binaların satılması iddiasına İTÜ Rektörlüğü'nden açıklama: İddialar asılsız

Tarihi binaların satılması iddiasına İTÜ Rektörlüğü'nden açıklama: İddialar asılsız

Mimar Mücella Yapıcı, Twitter'dan yaptığı açıklamada İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maçka ve Gümüşsuyu binalarının satılması için harekete geçildiğine dair bilgi aldığını açıkladı. Yapıcı İTÜ Rektörlüğü ve ilgili kurumlardan konu hakkında bilgi talep etti. İTÜ Rektörlüğü de yaptığı açıklamada sosyal medyadaki iddiaların asılsız olduğunu belirterek restorasyon çalışmalarının sürdüğünü ifade etti.

Yapıcı yaptığı açıklamada, "S.O.S... Değerli meslektaşlarım, okuldaşlarım ve hocalarım... İTÜ Rektörlüğü tarafından kültür varlığımız Maçka ve Gümüşsuyu binalarının fonksiyonunun değiştirilerek satışı için Anıtlar Kuruluna başvuru yapıldığına dair bir bilgi aldım... Acilen Kamuoyunun bilgilendirilmesi..." ifadelerini kullanmıştı.

 

Rektörlüğün açıklaması

Rektörlüğün açıklamasının tamamı şu şekilde:

"Üniversitemizle ilgili sosyal medyada yer alan asılsız iddialar nedeniyle kamuoyu açıklaması yapılması ihtiyacı oluşmuştur. Tarihi binalarımız 250. yılını kutlamaya hazırlanan Üniversitemizin en önemli simgelerindendir.

Taşkışla, Gümüşsuyu Kışlası, Maçka Silahhanesi ve Eski Karakol Binası ile Tuzla Tahaffuzhanesi’nin olmadığı bir İTÜ düşünülemez.  Bu ruhla ve sahiplenme duygusuyla tarihi binalarımızın restorasyon çalışmaları ve süreçleri titizlikle yürütülmektedir. 

İTÜ Taşkışla Binamızın en son restorasyonu 2009-2018 yılları arasında tamamlanmış olup Maçka tarihi binamızın restorasyon çalışmaları 2019 yılında 35 milyon liralık bir bütçeyle başlamıştır. Bir sonraki adım olarak restorasyon projesi tamamlanmış olan Gümüşsuyu tarihi binamızdaki çalışmalara başlanacaktır.

Ülkemizin inşasındaki öncü rolüyle, bu alanda yetiştirdiği mimar ve mühendisleriyle anılan İTÜ ile ilgili olarak sosyal medyada yer alan asılsız iddialara itibar edilmemesini saygıyla duyururuz."

Dayanışma çağrısı

Yapıcı'nın ilk açıklamasının ardından İTÜ İşletme Mühendisliği Bölümü üyesi Prof. Dr. Lerzan Özkale de bir açıklama yaptı. Özkale, "Taşınma konusu gerçekten İTÜ’lü meslektaşlarımızla dayanışmaya ihtiyacımız olan bir konu! Zira hiçbir hazırlık yapılmadan, binanın deprem güvenliği sorunu yeni ortaya çıkmış gibi, apar topar dayatılan 'çözüm', öğrencilerle öğretim üyelerinin bağını kopartarak öğretim kalitesini düşürecek bir sorumsuzluk örneği" dedi.

Bir grup arkadaşıyla yaptığı ayrıntılı araştırmaya dayanarak, "İTÜ’lüleri bilgilendirmek ya da bilinenleri hatırlatmak" isteyen Özkale, İTÜ'lü öğretim üyelerine çağrı yaparak, "Sizleri, İşletme Fakültesi öğretim ve idari kadrosu ile öğrencilerinin yanında, binanın projelendirilerek kısa sürede geri kazanılmasına sahip çıkmaya davet ediyorum" ifadesini kullandı.

Özkale'nin İTÜ'ye ilişkin olarak paylaştığı veriler şu şekilde:

İşletme Fakültesi (tarihi bina ve eklentileri) İTÜ’nün tapusuna sahip olduğu tek binadır ve İstanbul’un en değerli bölgelerinden birinde yer almaktadır.

Fakültenin yeni bina olarak anılan eklentileri 1963 yılında onaylanan projeyle yapılmış, 1964 yılındaki belediye denetiminde küçük bir eklentinin ilk projede yer almamış olması nedeniyle kaçak ibaresi konmuş, o tarihten bugüne yapılan hiçbir aftan yararlanılmamıştır. Haziran 2019 sonuna kadar yararlanılabilecek son affa başvuru yapılıp yapılmadığı bilinmemekte, ancak Maslak’da yer alan benzer durumdaki binalar için affa başvurulduğu bilinmektedir.

Taşınacakları tebliğ edilmişti

Binanın deprem riskine ilişkin ilk İnşaat Fakültesi raporu 2002 yılına dayanmaktadır. O tarihten bu yana konu tüm rektör seçimlerinde vaad olarak dile gelmiş, sonra da unutulmuştur. Yalnızca Prof. Dr. Muhammed Şahin’in ilk döneminde projelendirilmiş, ancak Prof. Dr. Mehmet Karaca rektör olunca rafa kalkmıştır. Bununla birlikte Prof. Dr. Karaca’nın ikinci dönem için bizlere ulaştırdığı projeler kitapçığı sayfa 50’de İşletme Fakültesi Yeni Binası için 2017-2018 proje tarihi olarak verilmiş, 15 bin metrekare alanda 3600 öğrenci kapasiteli 45 derslik, 120 adet öğretim üyesi odası, 450 kişilik konferans salonu ve “Sosyal tesis” taahhüt altına alınmıştır. 

Buna rağmen bu konuda hiçbir çalışma yapılmamış ve Fakülte ve bölüm yöneticileri aniden 11 Nisan 2019 tarihinde toplantıya çağrılarak, Haziran ayında Fakülte öğretim kadrosunun Maslak’da  Arı Mola binasına taşınacağı, Dekanlık ve idari büroların tarihi binada kalacağı, eğitimin de Eylül’de Maslak’da uygun bulunacak binalardaki sınıflarda başlayacağı, sınıf kapasiteleri mevcut sayılara uygun olmadığından şubelerin ikiye bölünmesi gerekeceği sözlü şekilde “tebliğ” edilmiştir. Prefabrike bina seçeneğinin de Rektör tarafından sunulduğu bilinmektedir.

Binaların ne şekilde yenileneceği sorusuna net yanıt verilmediği, ancak ne zaman geriye dönüleceği sorusuna net olarak “geri dönmeyeceksiniz” dendiği bilgisi mevcuttur. Bu durumda Dekanlığı ve idari personeli Maçka’da, öğretim üyeleri (sayılarının yarısı kadar odada) eski AVM binasında, öğrencileri de bulduğu yerde ders gören darmadağın edilmiş bir İşletme Fakültesi hakkında en ayrıntılı sorular şimdiden kamuoyuna ulaşmıştır 

"İTÜ’nün tek tapulu binası"

Özkale yaptığı açıklamada şu sorulara cevap istedi:

İTÜ tarihinde bu kadar plan/projesiz iş yapıldığına ilişkin örnek var mıdır?

Bunun İşletme Fakültesi gibi İTÜ’nün tek tapulu binasının başına gelmesi tesadüf müdür?

Konu Üniversite Yönetim Kurulunda (ÜYK) görüşülmüş müdür?

Daha önce taahhüt edilen tarihte yapılmayıp, işe aniden yerel seçimlerin malum sonuçlarının ardından kalkışılması tesadüf müdür?

Üniversitenin akademik ve idari üst düzey yöneticilerinin katıldığı toplantıda, seçim sonuçlarıyla ilgili siyasi mülahazalara girilmesi, İTÜ tarihinde daha önce görülmüş bir durum mudur?

"Maçka Kışlası restorasyonunuyla ilgisi var mı?"

Bu ani kararın, Eylül 2018’de başlayan ve hala proje levhası bulunmayan Maçka Kışlası restorasyonunu izlemesi tesadüf müdür?

Yabancı Diller Okulunun Maslak’da yapılacak binaya taşınması yine yukarda anılan proje kitapçığının 51. Sayfasında yer almışken, Fakültemiz Dekanının nasılsa boşalacağı düşüncesiyle halihazırdaki Yabancı Diller Okulu binasını (tarihi Maçka Kışlası veya Eski Maden Fakültesi Binası) talep etmesine, yabancı dillerin taşınmayacağı yanıtının verilmesi tutarsız değil midir, hangi ÜYK kararına dayanmaktadır?

Bu kadar tesadüf ve tutarsızlığın bir araya gelmesinin, Maçka gibi son derece değerli bir semtte yer alan binalarla ilgili olarak daha önce Taşkışla’nın başından geçen olumsuz deneyimi hatırlatması  yersiz midir?

Bugüne kadar çok başarılı iş ve bilim insanları yetiştirmiş olan Fakültemize reva görülen bu haksız davranıştan bir an önce dönülerek, projelendirilmesinde paydaş görüşleri alınan yenileme çalışmalarının ayrıntılı takviminin, ÜYK’dan geçirilerek kamuoyuna açıklanması; İTÜ ve İTÜ İşletme Fakültesi Bölümleri hakkında üniversite sınav ve tercih dönemi yaklaşırken meydana gelecek olumsuz algıyı önleyerek, öğrencilerinin ve kadrosunun güvenini her şeyin önünde tutan, titiz bir üniversite olarak tüm bölümlerinin öne çıkmasını sağlayacaktır. Bu doğrultuda hepinizden destek bekliyor, acil alınması gereken önlemleri İTÜ yönetiminin ve sizlerin dikkatlerinize sunuyorum.

"Depreme güvenli hale getirilmeli"

Özkale acilen yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:

30 Haziran 2019’a kadar onaylı projede yer almayan C101 konferans salonu eklentisi için af başvurusunda bulunularak, binanın kaçak durumunun sonlandırılması ve yıkılarak yapılma ya da deprem güvenli hale getirilmek üzere güçlendirme seçeneklerinin önünün açılması; tüm paydaşların bilgilendirilmesi;

Yukarda sözü edilen seçeneklerin hangilerinin hangi eklentiler için kullanılacağının belirlenebilmesi amacıyla tüm eklentiler için ayrı ayrı bina güvenlik analizlerinin yapılması/ yapıldıysa tüm paydaşların bilgilendirilmesi;

Yıkılıp yeniden inşa ve/veya güçlendirme seçeneklerinin, paydaş temsilcilerinin katılımıyla değerlendirilmesi ve projelendirilerek tüm paydaşların bilgilendirilmesi;

Sözkonusu çalışmanın çelik inşaat teknolojileri kullanımıyla mümkün olan en kısa sürede gerçekleştirilerek, İTÜ İşletme Fakültesi binasının öğrenciler, öğretim üyeleri, idari çalışanlar, mezunlar ve İstanbul halkının yeniden kullanımına geri kazandırılması.