-İTÜ'den ''Van Depremi'' raporu İSTANBUL (A.A) - 11.11.2011 - İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zekai Celep, Van depreminde meydana gelen hasarların sebeplerinin daha önce yaşanan deprem hasarlarından farklı olmadığını belirterek, ''Genel olarak bu hasar sebepleri, basit mühendislik kurallarına uyulmaması ve taşıyıcı sistem oluşturulmasında basit kuralların göz ardı edilmesi olarak verilebilir'' dedi. Celep, İTÜ Ayazağa Kampüsü'ndeki Remzi Ülker Konferans Salonu'nda İTÜ Deprem Mühendisliği ve Afet Yönetimi Enstitüsü inceleme heyetince hazırlanan, ''Van 2011 Depremi ve Sonuçları'' başlıklı raporu açıkladı. Bölgede yaptıkları inceleme sonucunda, heyetin oluşturduğu raporu basın mensuplarıyla paylaşan Celep, binalarda görülen hasar sebepleri arasında yeni bir sebep olmadığını, eski sebeplerin Van'da da görüldüğünü kaydetti. Prof. Dr. Celep, hasar sebeplerini, sadece bir kişi veya kuruma yükleminin doğru olmadığını, bunun zincirleme hatalardan kaynaklandığını ifade ederek, ''Burada mal sahibinin, meslek odalarının, belediyelerin ve toplum olarak hepimizin hatası var. Hatta öğretim kurumlarının da kusuru var. Genel olarak, bu hasar sebepleri, basit mühendislik kurallarına uyulmaması ve taşıyıcı sistem oluşturulmasında basit kuralların göz ardı edilmesi olarak verilebilir. Çok katlı betonarme binaların mühendislik hizmeti almamış olması da diğer önemli hasar sebebi olarak verilebilir '' diye konuştu. Beton kalitesinin düşük olmasının önemli bir hasar sebebi olduğunu anlatan Celep, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Beton üretiminde uygun granülometrenin kullanılmaması, kullanılan malzemede sadece dere çakılının kullanılması, kırma taşın bulunmaması, beton dayanımın düşük olmasında sebep olmuştur. Yeterli donatı düzeninin sağlanamaması, diğer bir önemli hasar sebebidir. Etriyelerin 135 derece yerine 90 derecelik kancalarla oluşturulması, bindirme boylarının kısa tutulması, kolon-kiriş birleşim bölgelerinde etriye bulunmaması da örnekler arasında sıralanabilir. Yetersiz taşıyıcı sistem oluşturulması, diğer bir sebep olarak sayılabilir.'' -Taşıyıcı ve briket binalar- Prof. Dr. Celep, taşıyıcı duvarlarda kullanılan taş ve briketin çoğunlukla çamur harcıyla birleştirilmesi ve bunların zamanla ve hava şartlarının etkisiyle yıkanıp kaybolması ve duvarların birimlerini bağlantısız bırakmasının, en önemli hasar sebebi olduğunu kaydetti. -Sorular- İTÜ inceleme heyetinde bulunan İTÜ Deprem Mühendisiliği ve Afet Yönetim Enstitüsünden Yrd. Doç. Dr. Pınar Özdemir Çağlayan, bir gazetecinin, ''Van'da 9 Kasım'da meydana gelen depremde yerle bir olan Bayram Otele kullanılabilir raporu verdiğiniz söyleniyor, bu konuda ne söyleyeceksiniz?'' sorusuna şöyle cevap verdi: ''Dün değişik medya kanalarında, Üniversite olarak, Van'da yaptığımız akademik çalışmanın bir sokak taraması olduğunu ve bu sırada gözümüze pek çok binanın takıldığını, Bayram Otel'in de bu binalardan biri olduğunu söyledim. Ve otelin dışında olan kaplamlar sebebiyle de herhangi bir şey göremediğimizi belirttim. Bayram Otel'in ne içine girdik, ne inceledik ne de dışından büyük bir inceleme yaptık. Hiçbir kuruluşa ya da hiçbir yere rapor vermedik.'' Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz de ''Van'da tekrar yeni bir deprem ya da artçı depremler bekliyor musunuz, Van'ın yeri değiştirilmeli mi?'' şeklindeki soruya karışılık şunları kaydetti: ''Türkiye'de, eğer yer değiştirmeye kalkarsak herhalde bütün illerin yerlerini değiştirmemiz lazım. Türkiye'nin yüzde 92'si deprem bölgesi. Şehirlerimizin önemli bir bölümü, aktif fayların üzerine oturuyor. Bugüne kadar bizim yerleşme sistemimiz çok doğru değil. İllerin yerleşim birimlerini yerlerini değiştirmek değil, depreme karşı güvenli hale getirmek zorundayız. Bölgede yaşanan 7.2'lik depremin artçılarını bekliyoruz ki bunlar 6.2 veya 6.3'e kadar çıkabilir. Önümüzdeki süreçte bölgede yeni depremler görmek şaşırtıcı olmaz, ama bunun için bugün, yarın ya da 5 yıl sonra deme şansımız yok.'' Bir gazetecinin, ''Van'daki kamu binalarının durumu nasıl?'' sorusuna karşılık Prof. Dr. Celep, ''Kamu binaları açısından, İstanbul'daki, Ankara'daki durum nasılsa Van'da da durum aynı'' şeklinde cevap verdi.